Çocukluk çağı non-hodgkin lenfoma olgularında çoğul ilaç direnci (multidrug resistance: MDR) ve klinik önemi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Çocukluk çağı malign hastalıklarının tedavisinde son iki dekadda artan başarı oranlarını sınırlayan en önemli faktörlerden biri çoğul ilaç direncidir. Çoğul ilaç direncinin (MDR) insanda çoğunlukla MDR1 geni ile kodlandığı ve eksprese edilen majör ürün p-glikoprotein (P-gp) aracılığıyla gerçekleştiği düşünülmektedir. Çalışmamızda p-glikoprotein düzeyi Non-Hodgkin Lenfoma tanılı hastalarda UIC2 (eksternal) ve JSBI (Internal) monoklonal antikorları kullanılarak immunhistokimyasal boyama yöntemi ile araştırıldı. Sonucu pozitif bulunan olguların prognoz ile ilişkisi değerlendirildi. İstanbul Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatrik Hematoloji/Onkoloji Bilim Dalı ve Bizim Lösemili Çocuklar Vakfı sağlık kuruluşunda Ocak 1990 ve Eylül 1996 tarihleri arasında kliniğimize başvuran 21 hasta çalışmaya alındı. Aralık 1999 'a kadar izlenen hastaların en kısa izlenme süresi 27 ay idi. Non-Hodgkin lenfoma tanılı olgularımızın yaş, cins, histopatalojik alt tip tanısı gibi demografik özellikleri literatürle uyumluydu. Ve olgu sayısı açısından (n = 21) değerlendirme yapmaya yeterliydi. Çalışmada 21 hastanın dördünde p-glikoprotein pozitifliği tesbit edildi. Bu olguların ikisinde tek monoklonal antikor (UIC2) ikisinde de her iki monoklonal antikor (UIC2, JSBI) pozitif bulundu. Tüm grupta p-glikoprotein bir başka tanımla MDR pozitifliği %29 bulundu. Relaps yapan ve ikinci kez doku biopsisi alman bir olgumuzda başlangıçta hafif düzeyde bulunan p-glikoprotein pozitifliği (UIC2, JSBI) relaps sonrası oldukça kuvvetli hale gelmiştir. P-glikoprotein negatif olan 17 olgunun toplam sağkalım oranı %87.8 iken P-glikoprotein pozitif 4 olgunun toplam sağ kalım oranı %75 bulundu. Aralarındaki fark anlamlı değildi. Olguların hastalıksız sağ kalım değerleri ise P-glikoprotein pozitif grupta %37.5 P-glikoprotein negatif grupta %81.5 -50-bulundu. Aralarındaki fark anlamlı olmamakla birlikte (p=0.26) daha büyük bir grupta yapılabilecek bir çalışma bu farkı anlamlı kılabilir. Henüz pediatrik yaş grubunda bu konuda yeterli olgu içeren bir çalışma bildirilmemiştir. Yapılan çalışmaların çoğunluğu erişkin gruba aittir. Sonuç olarak, MDR pozitifliğine neden olan moleküler direnç mekanizmalarının inhibe edilmesi veya saf dışı bırakılmasının önemi çalışmamızda bir kez daha vurgulamıştır. ¦51-
Collections