Meme kanserinin palpabl olması veya palpe edilmemesinin prognostik ve prediktif değeri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
ÖZET Geniş bir hasta sayısına sahip olan Genel Cerrahi C servisine başvuran hastaların ele alındığı bu çalışma bazı oldukça net yorumlar getirmektedir. Toplam 365 vaka incelenmiş olup bunların 78'i PE iken 287'si P kanser idi. İncelenen vakalarda primer tümörün incelenen özellikleri ile aksiller metastaz arasındaki ilişki araştırıldı. Bu parametreler, yaş, fizik muayenede tümörün palpe edilebilmesi veya ele gelmemesi, patolojik tümör çapı (l,5cm altı ve l,5cm üstü), histolojik tip(duktal ve lobuler), lenfovasküler invazyon, mültisentrisite, histolojik derece (1,2 ve 3), nükleer derece (1,2 ve 3) olarak incelendi. Ayrıca P kanserler ile PE kanserler tümörün patolojik boyutu, histolojik tümör tipi, lenfovasküler invazyon, histolojik derece (HG), nükleer derece (NG), aksiller lenf nodu tutulumu, östrojen ve progesteron reseptör durumu, lokal nüks, sistemik metastaz açısından karşılaştırıldılar. PE kanserler 46 vakada (%59) lcm'in altında, 32 (%41) vakada lcm'in üstünde, P kanserler ise 59 vakada (%20,5) lcm'in altında iken 228 vakada (%79,5) lcm'in üstünde bulunmuştur. İn situ kanserlerin PE kanserlerdeki oranı (n: 11/78) palpabl kanserlerdeki oranına (4/287) göre daha yüksek bulunmuştur. İn situ kanserlere aksiller diseksiyon uygulanmadı. PE tümörlerde aksiller diseksiyon yapılan 67 hastadan 10'unda (%14,9) aksiller metastaz saptanırken, P tümörlerde 283 hastadan 95'inde (%33,6) aksiller metastaz saptanmıştır (p:0,00275), bunların da 13 'ünde (%4,6) 10'dan fazla lenf nodu pozitif olduğu tespit edilmiştir. PE tümörlerde ise 10'dan fazla pozitif lenf nodu saptanmamıştır. PE kanserlerin %4,4 (3/67) oranında lenfovasküler invazyon saptanırken P kanserlerin %14,9 (42/283) oranındadır. Diğer parametreler açısından PE ve P kanserler arasında istatistiksel olarak anlamlı bir fark bulunmamıştır. PE ve P kanserler arasında lokal nüks, sağkalım ve uzak metastaz açısından yeterli takip süreleri olmadığından anlamlı bir fark bulunamamıştır. Mastektomi ve meme koruyucu cerrahi girişim karşılaştırıldığında lokal nüks oranının mastektomide daha az olduğu tespit edildi. Aksiller metastaz oranı lenfovasküler invazyon gösteren hastalarda 36/45 (%80) 39iken, göstermeyen hastalarda 69/305 (%22,6)'dır (p<0,00001). Tümör çapı l,5cm'den küçük hastalarda %5,5 (7/128) olan aksiller tutulum oranı, l,5cm'den büyük tümörlerde %44,2 (98/222) olarak belirlenmiştir (p<0,00001). Nükleer derecesi 3 olan vakalarda aksiller tutulum oranı 65/1 1 1 (%58,6) olurken, NG 1 ve 2 olanlarda 40/239 (%16,7) olarak ortaya çıkmıştır (p<0,00001). Aksiller metastaz oranlan 4 olumlu parametrenin (PE, <l,5cm, LVI(-) ve NG 1- 2) varolduğu hastalar için %2,8 iken, herhangi üçünün varolduğu grupta %4,6-5,8 arasında değişmektedir. SONUÇ PE kanserler küçük tümör boyutu ve düşük lenfovasküler invazyon nedeniyle daha az aksiller tutulum oranına sahiptirler ve in situ kanser oranı P kanserlerden daha yüksektir. Bu bulguların eşliğinde palpabl olup olmama önemli bir prognostik faktör olarak dikkati çekmekta olup PE kanserlerin daha iyi prognoza sahip olmaları beklenir. Gereksiz aksiller diseksiyonu engellemek amacıyla palpe edilememe, l,5cm'in altında tümör çapı, negatif lenfovasküler invazyon ve düşük nükleer derece aksiller tutulum açısından düşük riskli hastalan belirlemede kriter olabilir, aksiller diseksiyon yapılmaması veya sentinel ganglion biyopsisi bu hastalarda gündeme gelebilir. 40
Collections