T-parçası ile yapılan weaning denemelerinin sonuçlarının prospektif değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
70 ÖZET Mekanik ventilasyon doğru endikasyonlarla başlanıldığında hayat kurtarıcıdır. Mekanik ventilatörler klinisyene hastanın stabilizasyonu, altta yatan sebebin saptanması ve tedavisinin yapılabilmesi için çok kıymetli olabilecek bir zamanı sağlarlar. Gereksinim ortadan kalktığında ise mekanik ventilasyon sonlandırılmalıdır. Sürenin uzaması mortalite ve nozokomial komplikasyon insidansında artmaya yol açacaktır. Weaning mekanik ventilasyonun tedrici olarak azaltılması ve yerini spontan solunuma bırakması olarak tanımlanır. Çalışmamızın amacı; T-parçası ile weaning yapılan hastalarda sonucu önceden saptamaya yarayan bazı parametrelerin etkinliğinin saptanması, weaning başarısızlığının sebeplerinin belirlenmesi, weaning sırasında gelişebilecek komplikasyonların sıklığının değerlendirilmesi, başarısızlık oranı ve bunun hasta grupları ve farklı yoğun bakım üniteleri açısından farklı sonuçlanıp sonuçlanmadığını tesbit etmektir. Çalışmaya üç farklı yoğun bakım ünitesinde takibi yapılan, medikal veya cerrahi bir endikasyonla mekanik ventilasyon başlanan, en az 24 saat süreyle mekanik ventilasyon uygulanan ve takip eden klinisyenin kararı ile weaning süreci açısından uygun olduğu saptanıp, 2 saatlik T-parçası uygulamasını takiben, ekstübe edilen 56 hasta alındı. En az 48 saat süreyle yapılan klinik ve laboratuvar değerlendirmede, tekrar entübasyon ve mekanik ventilasyon gereksinimi göstermeyen hastaları başarılı, ihtiyaç gösterenleri ise başarısız kabul ettik. Bu dönem içindeki klinik ve laboratuvar değişikliklerini kaydettik. Elde ettiğimiz sonuçları da Student's t, Mann Whitney u, Ki-kare ve Fisher Exact testlerini kullanarak istatistiksel değerlendirmeye tabî tuttuk. Test sonuçlarında p<0,05 anlamlı, p<0.01 ileri derecede anlamlı olarak tanımlandı. Weaning için harcanan süre, toplam mekanik ventilasyon süresinin önemli bir kısmını oluşturdu (%50). Medikal ve cerrahi hastalıklar arasında weaning için harcanan sürenin toplam mekanik ventilasyon süresine oranı bakımından istatistiksel açıdan anlamlı bir fark yoktu (p>0.05). Reentübasyon en sıklıkla ekstübasyonu takiben 1. gün içinde yapıldı. Çalışmamızda ortalama reentübasyon zamanı 16,50±14,46. saat oldu.71 Weaning girişiminde başarıyı etkileyen temel faktör, mekanik ventilasyon ihtiyacına yol açan altta yatan hastalığın sürecidir. Çalışmamızda, hastalığın solunum fonksiyonlarını etkileyebilecek ölçüde devamı weaning girişiminde başarıyı anlamlı biçimde azaltırken, hastalığın şifa veya solunum fonksiyonlarını etkilemeyecek düzeydeki gerilemesinin ise başarıyı anlamlı biçimde artırdığı tesbit edildi (p<0.05). Weaning sonucunu önceden tahmin etmeye yarayan parametreler arasında yalnızca V VT oranı istatiksel açıdan anlamlı bulundu, f/ VT < 105 oranı weaning sürecinde başarıyı anlamlı biçimde artırırken, f/ VT> 105 oranı ise başarısızlığı anlamlı biçimde artırdı (p<0.05). Bunun dışında T-parçası öncesi mekanik ventilasyon sırasında ölçülen PaC02, havayolu peak basınç ve plato basıncı değerlerinin de weaning sonucunu saptamada yararlı olabileceği görüldü. PaC02 (37.24±6.57), peak (20.21 ±4.07) ve plato basıncı (9.50±2.09) değerlerinin düşük olması weaning girişiminde başarıyı artırırken, PaC02 (42.8±12.86), peak basıncı (23.89+5.06) ve plato basıncı (11.67±2.63) değerlerinin yüksek olması ise başarısızlığı anlamlı biçimde artırdı (p<0.05 ve p<0.01). Weaning sonucunu önceden tahmin için kullandığımız diğer parametrelerin (Pa02/ Fi02, MİP, VT, kalp atım hızı, solunum hızı, albumin düzeyi, hemoglobin miktarı) ise etkinliği anlamlı bulunmadı (p>0.05). Standart weaning kriterlerini taşıyan ve T-parçası ile aralıklı spontan solunum uygulaması yapılarak ekstübasyonu sağlanan hastalarımızın tekrar reentübe olma oranı % 32.1 oldu. Başarılı şekilde ekstübe edilen hastalardaki mortalite oranı (%5.3) ile kıyaslandığında, reentübe olan hastalardaki mortalite oranındaki artış (%38,9) ileri derecede anlamlı bulundu (p<0.01). Direkt weaning sürecine bağlı saptanmış komplikasyon oranı %1.7 oldu. Weaning komplikasyonu ile ilişkili mortalite ise oluşmadı. Gruplar arasında direkt weaning sürecine bağlanmış komplikasyon oranı açısından anlamlı fark saptanmadı (p>0.05). Reentübasyonun en sık sebebi hipoksemik solunum yetersizliği iken (%39), tekrar entübasyon nedenleri arasında üst havayolu obstrüksiyonuna yol açan sebepler de hatırı sayılır bir ölçüdedir ve weaning başarısızlığında dikkate alınmalıdır (%17). Hastalarda anksiyete/ ajitasyon/ terleme varlığının başarısızlığın ileri derecede anlamlı bir göstergesi olduğu saptandı (p>0.01). Sonuç olarak; weaning yoğun bakım işyükünün önemli bir kısmını oluşturur, f/ VT <105 oranı ile birlikte, peak ve plato basıncı değerleri ve PaC02 değerleri weaning başarısının öngörüsünde kullanılabilir. Mekanik ventilasyon ihtiyacına yol açan altta yatan hastalıkta şifa veya gerileme olması weaning girişiminde başarıyı artırmaktadır. Reentübasyon gereksinimi ortaya çıkan hastalarda daha yüksek mortalite vardır. Weaning başarısızlığının en sık sebebi hipoksemik solunum yetersizliği iken, üst solunum yolunda obstrüksiyona yol açan klinik durumlar weaning başarısızlığında dikkate alınmalıdır. Direkt weaning sürecine bağlı komplikasyon nadirdir. Ancak ciddi morbidite nedeni olabilmektedir.
Collections