Kopenhag okulu çerçevesinde bölgesel güvenlik kompleksi kavramı ve Karadeniz'de AB-ABD güvenlik algılamaları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Uluslararası aktörlerin belirli konuları bir güvenlik sorunu olarak ön plana çıkarması sıklıkla karşılaşılan bir durumken, bölgelerin de bir güvenlik sorunu olarak tanımlanması rastlanılan bir durum olmaya başlamıştır. Bir coğrafi alanın hangi kriterlerle bir bölge olarak tanımlanabileceği, tanımlanan bölgenin hangi gerekçelerle bir güvenlik tehdidi olarak belirlenebileceği ve bu tanımlamaları yapan aktörlerin bir bölgeyi güvenlik sorunu olarak ön plana çıkarmadaki amaçlarının ne olabileceği soruları bu çalışmanın hareket noktası olmuştur. Çalışmada tanımlanan bölge Karadeniz Bölgesi, bu bölgeyi tanımlayan ve tanımladıkları bu bölgenin kendileri için bir güvenlik sorunu olduğunu öne süren aktörler Avrupa Birliği (AB) ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD)'dir. Dolayısıyla bu çalışmanın ana sorusu, ?Karadeniz Bölgesi'nde AB ve ABD'yi tehdit eden bir güvenlik boşluğunun var olup olmadığı?, çalışmanın amacı ise bu ana sorunun cevaplanması olmuştur.Birinci Bölümde güvenlik kavramı açıklanmaya ve bir teorik çerçeve çizilmeye çalışılmıştır. AB ve ABD'nin güvenlik algılamalarını kapsayacak ve aynı zamanda Uluslararası İlişkiler disiplinindeki başlıca yaklaşımların temel güvenlik kriterlerini dışarıda bırakmayacak bir çerçeve çizilmesi için güvenliğegeniş perspektiften yaklaşılması gerektiği görülmüştür. Ana soru, bir bölgeyi ve bu bölgenin güvenlik etkilerini kapsadığından, bölgesel güvenlik yaklaşımının gerekliliği sonucuna varılmıştır. Bu kapsamda Kopenhag Okulu'nun Bölgesel Güvenlik Kompleksi Teorisi (BGKT) analiz edilmiş ve güvenlikleştirme, güvenlik sektörleri gibi kavramlar açıklanmıştır.Teorik çerçevenin çizilmesinin ardından İkinci Bölümde Karadeniz Bölgesi'nin sınırları belirlenmeye çalışılmıştır. Çalışmanın temel hedefi AB ve ABD'nin iddialarını yanıtlamak olduğu için, farklı Karadeniz Bölgesi tanımları içinden AB ve ABD'nin 10 devleti (Türkiye, Yunanistan, Bulgaristan, Romanya, Moldova, Ukrayna, Rusya, Gürcistan, Ermenistan ve Azerbaycan) kapsayan tanımı seçilmiştir. BGKT'ye göre farklı güvenlik komplekslerinde bulunan söz konusu 10 devletin BGKT çerçevesinde güvenlik algılamaları analiz edilmiş ve devletlerin güvenlik algılamalarının Karadeniz Bölgesi'nden ziyade, içerisinde bulundukları güvenlik kompleksi ile ilgili olduğu tespit edilmiştir.Ana sorunun cevaplandığı Üçüncü Bölümde, öncelikle bölgeyi güvenlikleştirme gayretinde olan iki aktör AB ve ABD'nin Karadeniz Bölgesi'ne yaklaşımları ve stratejileri araştırılmıştır. AB ve ABD'nin resmi belgeleri ile her iki aktörlerle bağlantılı düşünce kuruluşlarının yayınlarında yer alan bölge ile ilgili iddialar, tarafsız kurumların verileri ile mukayese edilmiştir. Bu analizler neticesinde, Karadeniz Bölgesi'nin AB ve ABD için bir güvenlik boşluğu olmadığı, her iki aktörün bölgeyi kendi çıkarları doğrultusunda güvenlikleştirmeye çalıştığı sonucuna varılmıştır. While it is a usual situation to see that the International actors bring the specific issues in the foreground as security problems, it became encountered situation that also the regions were identified as security problems. To find out how the actors identify a region and how they determine this region as a security problem and what is the purpose of the actors who do these definitions are the starting points of this study. In this study, the identified region is Black Sea Region, the actors who identify this region and put up the arguement that this region is a security problem for them are the EU and US. Accordingly, the main question of this study is ?Is there any security vacuum for EU and US in the Black Sea Region? and in this context the aim of this study is to find an answer to this question.In the First Section it has been tried to explain the concept of security and to determine the theoretical framework. For a theoretical framework which covers the security perceptions of EU-US and the basic security criteria of main International Relations theories, it has been seen that a wider security approachment had to be used. Because of the main question of the study covers a region and the security effects of this region, it has been arrived at a conclusion that regional security approach has been necessity. Inthis context the Copenhagen School?s Regional Security Complex Theory has been analysed and for the forthcoming analysis, concepts such as securitisation and security sectors has been explained.After determining the theoretical framework, in the Second Section it has been tried to determine the borders of the Black Sea Region. Because of the main purpose of the study is to answer the EU and US claims, EU and US definitions of Black Sea Region which covers 10 countries (Türkiye, Greece, Bulgaria, Romania, Moldova, Ukraine, Russia, Georgia, Armenia and Azerbaijan) has choosen among diffrent Black Sea Region definitions. After that, security perceptions of ten countries of the region has been analysed in the framework of Regional Security Complex and has been detected that the security perceptions of countries of region which are in the diffrent Security Complexes acoording to the Regional Security Complex Theory is related with the Regional Complex which they are in not with the Black Sea Region.In the Third Section in which it has been given the answer to main question, firstly it has been inspected the approach and the strategies of the EU and US, the actors who try to securitize the region. The claims of the actors about the region which places in the formal security papers of EU and US and the papers from which published by think-thanks of two actors has been inspected and than compared with the third sides institutions data. The consequences of the analysis has showed that the Black Sea Region is not a security vacuum for EU-US and these actors aim to securitize the region for their interests.
Collections