Bölgesel arabuluculuk faaliyetleri: Türkiye örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Soğuk Savaş'ın bitmesini müteakip dönemde uluslararası çatışmaların yönetiminde bölgesel arabuluculuk faaliyetlerinin ivme kazandığı görülmekle birlikte bu bölgesel arabuluculuk faaliyetlerinin çatışma yönetimi açısından nasıl bir katkı sağladığını ortaya koyan çalışma yok denecek kadar azdır.Türkiye'nin 2008 yılında İsrail ve Suriye arasındaki Golan Tepeleri uyuşmazlığına yönelik gerçekleştirdiği bölgesel arabuluculuk faaliyeti, uluslararası arabuluculuğun analizinde sistematik bir yaklaşım sunan Koşul-Bağımlılık Modeli doğrultusunda örnek olay olarak incelendiğinde bölgesel arabulucuların bu Model kapsamında ortaya konan bağlamsal ve sürece ilişkin değişkenleri dikkate alan bir strateji uygulamadıklarında veya uygulayamadıklarında başarılı olamadıklarına ve süreçte bir katma değer yaratamadıklarına işaret etmektedir. Kaynakları sınırlı ve bu sebeple de arabuluculuk açısından gücünü tarafsızlık, nötr olma ve güvenilir olma gibi niteliklerinden alan bölgesel arabulucular açısından özellikle bu niteliklerin yitirilmesi veya yitirildiği yönünde taraflarda veya tarafların birinde algının oluşması arabuluculuk sürecinin sonucunu olumsuz bir şekilde etkilemektedir. Bu özellikle Koşul-Bağımlılık Modeli çerçevesinde bağlamsal değişkenlerin uygun olmadığı veya kontrol edilemediği durumlarda başarısızlığı kaçınılmaz kılmaktadır. Bununla birlikte arabulucunun bölgesel bir arabulucu olması en azından arabuluculuğun ilk planda başlamasında önemli bir etken olarak ortaya çıkmaktadır. A recent trend in international mediation after the end of the Cold War is the increase in the number of regional mediation activities. However, regional mediation and its contribution to conflict management is little studied. The examination of Turkey's regional mediation of the dispute over Golan Heights between Israel and Syria in the framework of Contingency Model which provides a systematic approach to the analysis of international mediation indicates that a regional mediator who does not or can not apply a mediation strategy that takes into account the factors Contingency Model put forth fails or is doomed to fail and can not add value to the process. Furthermore, for regional mediators with limited resources and so taking their mediating power from some of their attributes like impartiality, neutrality and credibility, losing these attributes or formation of a perception that mediator have lost these attributes has a negative impact on the mediation outcome. This is especially valid when the variables put forth by Contingency Model is not favorable or can not be controlled. However, the fact that mediator is a regional one, seems to be an important factor at least in determining whether mediation will take place or not regardless of its outcome.
Collections