Doğu Akdeniz münhasır ekonomik bölge uyuşmazlığı ve Doğu Akdeniz'deki potansiyel enerji kaynaklarının analizi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Jeopolitik ve Jeostratejik öneme sahip olan Doğu Akdeniz Bölgesinde, İsrail ve Kıbrıs Adasının güney açıklarında 2009 yılından beri devam eden gaz keşifleri bölgenin kayda değer miktarda enerji potansiyeline sahip olduğuna işaret etmektedir. Özellikle İsrail yakınlarındaki Tamar ve Leviathan bölgesi ile Güney Kıbrıs Rum Yönetimi açıklarındaki Afrodit sahasında bulunan potansiyel doğal gaz miktarının bölgenin ekonomik, politik ve güvenlik dinamiklerini derinden etkileyeceği düşünülmektedir.Doğu Akdeniz'de keşfedilen enerji yatakları bölge ülkeleri ve küresel güçleri yakından ilgilendirmektedir. Bu bağlamda enerji yataklarının hangi ülkenin deniz yetki alanı içerisinde olduğu önem kazanmaktadır. Doğu Akdeniz'de enerji yataklarının kullanımı deniz yetki sınırları kapsamında her ülkenin münhasır ekonomik bölge sınırlarının tespit edilmesine bağlıdır.GKRY-Yunanistan ikilisi; Mısır, Lübnan ve İsrail gibi bölge ülkeleri ile ikili antlaşmalar yaparak Türkiye'yi Doğu Akdeniz'de Antalya Körfezi'ne hapsetmek istemektedirler. Diğer taraftan GKRY, Kıbrıs Adasının tek sahibiymiş gibi hareket ederek KKTC'nin haklarını yok saymakta ve yaptığı münhasır ekonomik bölge antlaşmaları ile Türkiye ve KKTC'nin deniz yetki alanlarını gasp etmektedir. Türkiye ise deniz yetki alanları sorununun bütün bölge ülkelerinin katılımı ile birlikte uluslararası hukuka uygun olarak hakkaniyetli bir şekilde çözülmesini istemektedir.Çalışmanın amacı, Doğu Akdeniz'de deniz yetki alanları sınırlandırması kapsamında ülkelerin uygulamış olduğu münhasır ekonomik bölge politikaları ve uygulamaları ortaya koymak ve müteakiben uluslararası mahkemelerin deniz yetki sınırlandırması uyuşmazlığı konusunda verdiği kararlar ışığında Türkiye'nin MEB uygulamalarının ve sınırlarının ne şekilde olması gerektiğinin analizini yapmaktır. Ayrıca Doğu Akdeniz'de son yıllarda keşfedilen enerji yataklarının ekonomik olarak analiz edilip Türkiye'ye olan etkisini ortaya koymaktır.Araştırma yöntemi olarak, nitel araştırma yöntemlerinden durum çalışması seçilmiştir. Betimsel bir anlatım yöntemi kullanılmış ve veri toplam aracı olarak da doküman incelemesi yapılmıştır. Doküman incelemesi kapsamında tez konusu ile ilgili yerli ve yabancı kitap, makale, dergi, rapor ve tezler incelenmiştir. The gas discoveries in Israel and Southern Cyprus offshore that have been continuing since 2009, refers to the existence of the significant amount of energy potential in the East Mediterranean region which have geopolitical and geostrategic importance. Particularly, the amount of gas existing in Tamar, Leviathan offshore of Israel and also in the Aphrodite offshore of Greek Cypriot Administration of Southern Cyprus is thought to affect deeply the economic, political and security dynamics of the region.The energy discoveries in the Eastern Mediterranean, concerns regional countries and global powers closely. In this context It is important in which countries maritime jurisdiction area that energy reserves exist. The use of energy reserves within the scope of maritime jurisdiction in the Eastern Mediterranean is related to the determination of every country's exclusive economic zone (EEZ).Greek Cypriot Administration of Southern Cyprus and Greece, want Turkey to imprison in the Antalya Bay of the Eastern Mediterranean by making bilateral treaties with regional countries like Egypt, Lebanon and Israel. On the other hand Greek Cypriot Administration of Southern Cyprus doesn't accept the rights of Turkish Republic of Northern Cyprus by acting as the only owner of the Cyprus Island. Also Greek Cypriot Administration of Southern Cyprus interferes with Turkey's and Turkish Republic of Northern Cyprus maritime jurisdiction areas by making treaties with regard to exclusive economic zone. Turkey wants the disputes of maritime jurisdiction areas to be solved fairly within the rules of international law by the participation of the all regional countries.The purpose of this paper is to reveal the countries exclusive economic zone policies and its practices within the scope of maritime jurisdiction in the Eastern Mediterranean and also to analyze the Turkey's exclusive economic zone boundaries under the light of decisions given by international courts with regard to maritime jurisdiction conflict. Furthermore the recent discoveries of energy reserves in the Eastern Mediterranean will be analyzed and its impact over Turkey be revealed.The case study being the part of qualitative research method is selected as a research method. The descriptive narrative method is used and document review is conducted as data gathering tool. The domestic and foreign books, articles, magazines, reports and thesis are examined as a part of document review.
Collections