Geriatrik onkolojik hastalarda preoperatif kırılganlığın postoperatif deliryum üzerine etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Tüm dünya gibi ülkemizde de yaşlanan nüfusla birlikte cerrahi uygulanan yaşlı hasta grubu artmaktadır. Postoperatif deliryum; büyük cerrahi operasyon geçiren yaşlı hastalarda ameliyat sonrası en sık gelişen komplikasyonlardan biridir. Kırılganlık, neden ve sonuçları deliryum ile örtüşen yaygın bir geriatrik sendromdur. Bu iki geriatrik sendromun ortak riskleri ve sonuçları nedeniyle, kırılganlığın preoperatif değerlendirilmesinin ilerlemiş yaş, komorbiditeler, fonksiyonel bağımlılık gibi deliryum için belirlenen risklerin yanı sıra, postoperatif deliryum gelişimi hakkında prognostik bilgi sağlayıp sağlamadığı belirsizdir. Bu çalışmada, geriatrik onkolojik cerrahi uygulanan hastalarda preoperatif kırılganlık düzeyi ile postoperatif deliryum gelişimi arasındaki ilişkiyi araştırmayı amaçladık.Gereç ve Yöntem:Etik kurul kararı alındıktan sonra çalışmaya Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji SUAM Anestezi Polikliniği'ne başvuran 65 yaş ve üstü gönüllü onamı verebilen, acil olmayan, elektif onkolojik cerrahi planlanan, ASA I-IV 168 hasta dahil edildi. Hastalara ameliyat öncesi Edmonton Kırılganlık Ölçeği uygulanarak toplam kırılganlık analiz skoru hesaplandı. Tüm hastaların anestezi yöntemi, operasyon süresi, intraoperatif invazif girişimler, kanama miktarı, kan transfüzyonu, postoperatif analjezi yöntemi ve kullanılan ilaçlar, preoperatif ve postoperatif hemoglobin, karaciğer ve böbrek fonksiyon testleri takip edilip kaydedildi. Postoperatif deliryum gelişimi Ramsay Sedasyon Skalası ≤4 olan hastalarda, ilk 48 saat içinde Konfüzyon Değerlendirme Ölçeği ile değerlendirildi. Bulgular:Dört hasta çalışma dışı bırakıldı. Postoperatif 48 saat içinde deliryum gelişme oranı %22.6 olarak bulundu. Deliryum gelişen hastaların Edmonton Kırılganlık Ölçeği puanı deliryum gelişmeyenlerden anlamlı olarak yüksekti (p<0.001). Deliryum gelişen ve gelişmeyenler arasında bilişsel durum, hastaneye yatış, genel sağlık durumu, fonksiyonel bağımsızlık, ilaç unutma, beslenme, kontinans ve fonksiyonel performans alt ölçek puanları açısından istatistiksel olarak anlamlı fark saptanırken (p<0.05), sosyal destek, düzenli ilaç kullanma ve ruh hali alt ölçek puanları açısından farklılık yoktu. Operasyon süresi, kanama durumu, kanama miktarı, kan transfüzyonu yapılma, opioid kullanımı, mesane sondası, intraarteryal kateterizasyon ve nazogastrik sonda uygulama açısından deliryum gelişen ve gelişmeyenler arasında istatistiksel olarak anlamlı fark saptandı (p<0.05). Sonuç: Bu çalışmada, geriatrik onkolojik cerrahi uygulanan hastalarda preoperatif kırılganlık düzeyinin postoperatif deliryum gelişimini öngörmede önemli bir araç olduğu gösterildi. Yaşlı hastalarda postoperatif deliryum gelişimi için diğer perioperatif risk faktörleriyle birlikte kırılganlık düzeyinin de değerlendirilmesinin, preventif tedavilerin uygulanması ve hastaya spesifik bakım planının yapılması konusunda yol gösterici olacağı düşünüldü. With the aging population, the number of elderly patients requiring surgical treatment modalities are also increasing in the country as it is all around the world. Postoperative delirium is one of the most encountered complications in elderly patients who have had a major operation. Frailty syndrome is a common geriatric syndrome which shares similar causes and outcomes with delirium. Due to common risks and outcomes of these two geriatric syndromes, it is ambiguous that if preoperative evaluation of frailty possess prognostic value over postoperative delirium as well as its identified risk factors such as senility, comorbidities, dependency. In this study, we aimed to investigate the relationship between preoperative frailty index and postoperative delirium development in patients undergoing geriatric oncological surgery.Materials and Metods:Following ethics committee approval, a total of 168 subjects were selected from patients consulting to the Anesthesiology clinic in Dr. Abdurrahman Yurtaslan Ankara Onkoloji SUAM who were over 65 years of age, planned to have elective oncological surgery, able to give an informed consent, given ASA score of I-IV and not in an emergent situation. Frailty index score of these patients was calculated preoperatively using Edmonton Frail Scale. Methods of anesthesia, duration of the operation, intraoperative invasive procedures, level of blood loss, blood transfusion, postoperative analgesic management, preoperative and postoperative levels of hemoglobin, liver and kidney function tests were studied and recorded. Confusion Assessment Method was utilised within 48 hours to determine postoperative delirium on patients whose Ramsay Sedation Scale was ≤4. Results:Four of the patients were excluded. Postoperative delirium was detected in %22.6 of the subjects. Edmonton Frail Scale scores were significantly higher in patients who developed delirium than those who didn't (p<0.001). The difference was statistically significant between groups with or without delirium regarding cognition, hospitalization, general health status, functional independence, forgetting prescribed drugs, nutrition, continence and functional performance subscale scores (p<0.05), whereas it was not significant concerning social support, regular drug use and mood. Significant difference was detected between groups with respect to the duration of the operation, bleeding, blood transfusion, opioid use, urinary bladder catheterization, arterial catheterization and use of nasogastric tube (p<0.05).Conclusion:In this study, it was shown that the preoperative frailty index is a useful tool to predict postoperative delirium development in patients undergoing geriatric oncological surgery. It was thought that evaluating the frailty index together with other perioperative risk factors for the development of postoperative delirium in elderly patients would be guiding in the implementation of preventive treatments and patient-specific care plan.
Collections