19. Yüzyılda İngiltere'nin Hint-Bengal Medrese Sistemine Etkisi: Lord Macaulay Eğitim Politikası
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu tezde, 19. Yüzyıl boyunca Hint-Bengal İslami eğitim sistemine İngilizlerin etkisi, özellikle hangi faktörlerin eğitim sisteminin sekülerleşmesine tesir ettiği üzerinde durulmaya ve analizler yapılmaya çalışılmıştır.Eğitim, diğer İslam ülkelerinde olduğu Hint Müslümanlarının da merkez noktasıydı. Bengal ise Hint-İslam medeniyetinin çok önemli bir parçasıydı. Bu önem aslında Bengal'in sosyo-ekonomik ve kültürel pozisyonundan kaynaklanıyordu. Bengal'e gelen çok sayıdaki Arap, Türk ve Farslı ulema, bölgedeki medreselerde eğitim sisteminin gelişmesini sağladı. Bu canlı dini hayat, 18. Yüzyılın ortalarında İngilizlerin bölgeye müdahale etmesine kadar devam etti. Ticaret amacıyla Bengal'e gelen İngilizlerin sloganı `Para dünyanın ikinci Tanrısıdır` idi. Ticaret maksadıyla Bengal'e adım atan İngilizler, hızla bu bölgede siyasi otorite kurdu. Oluşturdukları ticari kolonizasyonları devam ettirmek amacıyla da sosyo-ekonomik ve kültürel koşulları etkilemeye başladılar. Bu etkileşimin en önemli unsurunu kuşkusuz eğitim oluşturmaktaydı. Nitekim Bengal'de direniş yaşanmaması, yani rıza ile tesliminin sağlanması ve ekonomik menfaatlerin devamı için 19. Yüzyıl başlarından itibaren yeni bir eğitim sistemi oluşturuldu. 1813'te oluşturulan ilk eğitim politikası ve daha sonra 1835'te tatbik edilen Lord Macaulay'nın müfredat programı ile eğitimin amacı netleştirilmiştir. 1835 müfredat programının amacı yerel halktan İngiliz yanlısı bir grup yetiştirmek, İngilizcenin ve dolayısıyla Batı edebiyatının yayılmasını sağlamaktı. Bu program 1854'de Hindistan Denetleme Kurulu Başkanı Charles Wood'un politikasıyla ilerleme kaydetmiştir. Bu İngiliz müfredat programları doğal olarak Hint-Bengal Müslümanlarının kültür ve düşünce anlayışını etkiledi. İngilizler çok ağır vergiler koyarak ve vakıf mallarını (Lakhiraj) kontrol altında tutarak eğitimin ana omurgasını da bozdular. Buna rağmen Bengal Müslümanlarının büyük bir kısmı, İngiliz dili ve kültürüne karşı direnmeye çalıştı. Bu muhalif grup, İngiliz eğitim sisteminin öğrencilere Hristiyanlık düşüncesini aktarmasından endişe ediliyordu. Ayrıca yeni kurulan seküler kurumlar, bölgedeki Hindular için adeta bir Rönesans gibi yarar sağladı ve devletin önemli pozisyonlarına gelmelerinin önünü açtı. Bu imkânlardan mahrum kalan Müslümanlarda ise gerileme başladı. Ortaya çıkan bu durum İngilizlerin 'böl ve yönet' anlayışının gerçekleştirmesine yardımcı oldu. Bölgeye gelen misyonerlerin açtıkları yüksekokulların kalitesi popüler olmalarını sağladı. Bu büyük başarının kaynağı Hindular ve bu sisteme sempati duyan bazı Müslümanlardı. İlerleyen dönemde Bengal'den Londra'ya öğrenci gönderilmesi, İngilizlerin uluslararası öğrenci politikasının başarılı bir ayağını oluşturdu. Londra'dan dönen ve devletin önemli mevkilerine gelenler, İngiliz politikalarına sıcak baktı. Bütün bu süreç boyunca İngiliz destekli seküler eğitim kurumları popüler olurken, bu duruma muhalif olan Müslümanlar devletin herhangi bir yardımının olmadığı yeni dini hareketleri oluşturdular. This dissertation explores and analyzes the British influence upon Indo-Bengal Muslim education system in the 19th century, in particular, the factors leading the education system to the promotion of secularization.Education was among the strong points of Muslims in India like other different Muslim regions. Bengal was one of the most important parts of Indian Islamic Civilization. It was famous for its rich socio-economic and cultural condition. Hundreds of preachers of Islam, including Arabs, Turks and Persians came to this land and contributed to the establishment of the education system. These social initiatives were continued until the British intervention in the mid of 18th century. British came for trade with the slogan of `Money is the second God of the world` and assumed political authority in Bengal very soon. They influenced socio-economic and cultural conditions to prolong their colonial rule. In this regard, the introduction of an education system was the most important factor in this interaction. A new education system was introduced in the 1st phase of the 19th century with a view to the continuity of economic interest by tackling Bengal resistance and ensuring 'submission by consent' policy. The first step in the formulation of education policy began in 1813 and was finalized in 1835 by Lord Macaulay's Minute. Its aims and objectives were to create a pro-British group from local people and to ensure continued contribution in the dissemination of English language and western literature. This was developed by the policy of Charles Wood, the President of the Board of Control of India in 1854. This British introduced syllabus deeply influenced Indo-Bengal Muslim culture and thinking tradition. It broke down the backbone of education through the application of inhuman tax and controlling over lakhiraj or Vakfs. In spite of this, a big portion of Bengal Muslims resisted against the implementation of English language and culture. The education system made the students worried about the spread of Christianity. Besides this, the newly introduced secular institutions led the Hindu's educational tradition to Renaissance and placed them in almost all of the bureaucratic positions in the state, while the Muslims began staying behind. It helped the implementation of British' 'divide and rule' policy. Missionary movements with qualitative education attained popularity. Major success came from Hindus, while some Muslims also became sympathetic as well. Later, students were sent to London for education, which helped in a successful in the foreign student policy. London backed students were given important positions in the state, and they played an important role for British interests. When all these secular educational institutions assisted by the British got popularity, an opposition group from Muslims built new religious movements as well.
Collections