Kur'ân dilinde mekkî ve medenî âyetlerin bütünlüğü
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Mekkî-Medenî, erken dönemli Kur'ân ilimlerinden olmasına rağmen, hakkında müstakil çalışmaların az olduğu, nispeten bâkir bir alandır. Mekkî-Medenî'nin diğer Kur'ân ilimleriyle olan yakın irtibatının, müstakil olarak ona duyulan ihtiyacı azalttığı söylenebilir. Çalışmamız, hem Mekkî-Medenî'nin irtibatlı olduğu alanlardan ortaya çıkan bilgileri değerlendirme hem de bu bilgilerin bir sonucu olduğu savıyla hareket ettiğimiz parçacı Kur'ân anlayışına alternatif bir okuma önerme gayesindedir. Mekkî-Medenî'nin gelişimi semâî ve kıyâsî olmak üzere iki metodla gerçekleşmiştir. Semâî metodla elde edilen bilgi, araştırmaya konu olan âyetin Mekkîliği ya da Medenîliği noktasında sahâbe ve tâbiûndan gelen nakillerdir. Kıyâsî metotta ise ortaya çıkan bilgi, varlığını, Mekkî ve Medenî sûrelerin ayırt edici özellikleri sadedinde zikredilen `Ey insanlar` ve `Ey iman edenler` kullanımları, peygamber kıssaları, akâid, hadler, farzlar, secde âyetleri, hurûf-u mukattaaa gibi unsurlara borçludur. Âyetlerin Mekkîliğine-Medenîliğine dair Rasûlullâh (a.s.)'dan herhangi bir naklin bulunmaması, alanın daha çok kıyâsî metodun verilerinden beslendiğini göstermektedir. Bu veriler ise eldeki sınırlı rivayetlerden, yani tikel örneklerden tümevarımsal yöntemle elde edilmektedir. Şüphesiz kıyâsî metod üzerinden oluşturulan genel ayırıcı vasıflar, onu bir araç olarak kullanan diğer Kur'ân ilimleri için Mekkî-Medenî'nin işlevselliğini arttırmaktadır. Fakat bu işlevsellik ve onun getirdiği pratik fayda, vahyin iki döneminin kesin çizgilerle ayrılması şeklinde bir sonucu doğurmaktadır. Çalışmamızın temel iddiası, farklı dönemlerde nâzil olan âyetlerin dahî aslen aynı seyir üzerinde yer aldığı ve aynı bütüne ait olduğudur. Tabii ki bu iddia, Mekke ve Medine'nin iki ayrı nüzûl zemini olduğunu, ortam ve şartlar değiştiğinde âyetlerdeki içerik ve üslûbun değiştiğini göz ardı etmemektedir. Araştırmada, bu değişimleri de içinde barındıran üst bir mekanizmanın Kur'ân bütünlüğünü sağladığı varsayılmaktadır. Bu varsayım, Kur'ân dilinin her iki dönemde de değişmeyen üslûbu, hedefleri, ana konuları üzerinden temellendirilmektedir. Çalışmanın metodu, Mekkî ve Medenî âyetlerdeki ortak tema ve üslûpların takibidir. Ayrıca Mekkî âyetlerde Medenî âyetlere yönelik işaretler, Medenî âyetlerde de Mekkî âyetlere yapılan atıflar ve hatırlatmaların varlığı tespit edilmiştir. Çoğunlukla ahkam üzerinden kullanılan tedricin, kavramlar ve konuların nüzûl sürecindeki seyrinde de etkili olduğu görülmüş, bu yönüyle tedric, iki dönem arası irtibatı sağlayan kuvvetli bir unsur olarak okunmuştur.Anahtar Kelimeler: Ulûmu'l-Kur'ân, Mekkî-Medenî, Ahkam, Nâsih-Mensûh, Üslûbu'l-Kur'ân, Bütünlük. Even though it is one of the early Qur'anic sciences, Makki-Madani is a relatively virgin field, about which there are few independent studies. It can be said that Makki-Madani's close relationship with other Qur'anic sciences decreased the need for it to be independent. Our study aims to evaluate the information that results from fields related to Makki-Madani, and to suggest an alternative reading to the fragmentary Qur'anic understanding which we took as the result of this information and acted accordingly. Makki-Madani's development happened with two methods, namely samai and qiyasi. The information obtained by the samai method is the narrations from the sahaba and the tabiun about whether the verse in question is Makki or Madani. In the qiyasi method, the emerging knowledge owes its existence to elements such as expressions like `O People` and `O you who believe` mentioned as distinctive features of the Makki-Madani surahs, stories of the prophets, aqidah, hadds, fards, verses of sajdah, huroof al-muqatta'at. The absence of any narration from the Messenger of Allah (pbuh) regarding whether the verses are Makki or Madani shows that the field is mostly fed by the data of the qiyasi method. These data, on the other hand, are obtained from the limited narrations, that is, from particular examples, using the inductive method. Undoubtedly, the general distinctive features created through the qiyasi method have increased the functionality of Makki-Madani for other Qur'anic sciences that use it as a tool. But this functionality and the practical benefit it brings has resulted in a clear separation of the two periods of revelation. The main claim of our study is that even the verses revealed in different periods are on the same course and belong to the same whole. Of course, this claim does not ignore the fact that Mecca and Medina are two different bases of revelation, and that the content and style of the verses change when the environment and conditions change. In the research, it is assumed that a higher mechanism that includes these changes ensures the coherence of the Qur'an. This assumption is based on the unchanged style, goals, and main subjects of the language of the Qur'an in both periods. The method of study on this basis is to follow the common themes and styles in the Makki and Madani verses. As a result of this pursuit, it has been determined that there are signs of Madani verses in the Makki verses, and the presence of references and reminders to the Makki verses in the Madani verses. Graduality, which is mostly used through rulings, has been seen to be effective in the course of concepts and subjects in the process of revelation, and in this respect, graduality has been read as a strong element that provides the connection between the two periods. In the study, the repetition of the same messages in both periods over similar contexts is processed as an indicator of the coherence of the Qur'an.Keywords: Ulum al-Qur'an, Makki-Madani, Rulings, Nasikh-Mansukh, Uslub al-Qur'an, Integrity.
Collections