Hittîn Savaşı ve Kudüs'te Haçlı Krallığı'nın sonu
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İslâm Dünyasının XI. yüzyılın sonlarında taht kavgaları ve mezhep çatışmalarıyla meşgul olduğu bir dönemde Papa II. Urbanus'un önderliğindeki Batı Avrupa Hristiyan toplumunun, `kutsal toprakları` Müslümanların elinden kurtarmak bahanesiyle dinî motifler kullanarak tertip ettiği Birinci Haçlı Seferi (1096-1099) aslında Anadolu ve Suriye-Filistin topraklarında siyasî hâkimiyet te'sis etmek amacıyla gerçekleştirilmiştir. Müslümanlara ait Urfa, Antakya, Kudüs ve Trablus'u işgal edip buralarda devletçikler kurmaları da bu niyetlerinin en açık göstergesidir. Hilal-Haç mücadelesinin en önemli safhasını teşkil eden bu tarihî süreçte İmâdüddîn Zengî'nin 1144 yılında Urfa'yı fethederek Müslüman Ortadoğu'nun bağrına bir hançer gibi saplanmış olan Urfa Haçlı Kontluğu'na son vermesi Avrupa'da büyük bir endişe yaratmış ve İkinci Haçlı Seferi'ne sebep olmuştur. Fakat bu sefer başarısızlıkla sonuçlanmıştır. İmâdüddîn ve oğlu Nûreddîn Mahmud Zengî'nin Haçlılara karşı yürüttüğü başarılı siyaset sayesinde sadece Kudüs Haçlı Krallığı değil Antakya Haçlı Prinkepsliği ve Trablus Haçlı Kontluğu da Müslüman güçler tarafından adeta kuşatma altına alınmıştır. Uzun süren bir mücadele döneminin ardından Nûreddîn Zengî'nin 1169 yılında Mısır'a da hâkim olarak Şii Fâtımî Devleti'ne son vermesiyle Müslümanlar, Haçlılara karşı birleşmiş oldular. Haçlılara karşı başarılı cihad harekâtı gerçekleştiren Türk Hükümdarı Nûreddîn Zengî'nin 1174'te vefatı üzerine Haçlılarla mücadelenin liderliğini Salâhaddîn Eyyûbî üstlenmiştir. Tarihe `Büyük İslâm Mücahidi `olarak geçen Salâhaddîn 1174'ten 1183'e kadar Ortadoğu İslâm Dünyası'nda siyasî birliği tekrar sağlamaya çalışmış; bu süreçte zaman zaman Kudüs Krallığı ile barış yoluna giderek antlaşmalar yapmıştır. Böylece Mısır, Suriye ve el-Cezîre topraklarını hâkimiyeti altına alan Salâhaddîn, Zengîlerin başlattığı İslâm birliğini tesis etme sürecini tamamlayarak Kudüs'ü ele geçirip krallığa son vermek ve Haçlıları İslâm topraklarından atmak için gerekli alt yapıyı hazırlamış oldu.Kudüs Haçlı Krallığı'nın durumuna bakıldığında ise, I. Amaury'nin ölümüyle krize girmiş olduğu görülmektedir. Zira ondan geriye kalan karizmatik ve güçlü bir kral adayı bulunmamaktaydı. Amaury'den sonra tahta geçen IV. Baudouin ve V. Baudouin, Kudüs'te gerekli olan istikrarı sağlayamadı. Bu durumun devamında 1186'da Guy de Lusignan krallığın başına geçti. Ancak onun iktidarı bazı Haçlı liderleri tarafından kabul edilmedi. Neticede Kudüs Krallığı'ndaki yönetim, bir taraftan ciddi şekilde tahribata uğrarken diğer taraftan da Haçlılar arasında bir iç krize yol açtı. Haçlıların vaziyeti karşısında İslâm birliğini kuran Salâhaddîn büyük bir ordu topladı ve Mayıs 1187'de Kudüs Krallığı'na karşı cihad ilan etti. Akabinde Hittîn Savaşı'nda krallık ordusunu mağlup etmeyi ve Kudüs kralı dahil pek çok Haçlı liderini esir etmeyi başardı. Neticede Kudüs dahil krallığa ait şehir ve kaleler yeniden Müslümanların eline geçti.Tezimizde Hittîn Savaşı her yönüyle incelenerek savaşın sebep ve neticeleri ele alınacaktır.Anahtar Kelimeler: Haçlılar, Kudüs, Salâhaddîn Eyyûbî, Guy de Lusignan, Kudüs Haçlı Krallığı, Hittîn Savaşı. The First Crusade (1096-1099), organized by the Western European Christian community under the leadership of Pope Urbanus II, using religious motifs, on the pretext of saving the `holy lands` from the hands of the Muslims, at a time when the Islamic World was busy with throne fights and sectarian conflicts at the end of the Eleventh Century. It was carried out in order to establish political dominance in the Syrian-Palestinian lands. Occupying Edessa, Antioch, Jerusalem and Tripoli, which belong to the Muslims, and establishing statelets there is the clearest indication of their intention.This historical process, which constitutes the most important stage of the Crescent-Cross debate, caused great concern in Europe, the son of the Crusader County of Edessa of the Muslim Middle East, by Imad al-Din Zangi's conquest of Edessa in 1144, and caused the Second Crusade. However, this time it was concluded. Thanks to the successful policy of Imad al-Din and his son Nur ad-Din Mahmud Zangi against the Crusaders, not only the Jerusalem Crusade, but also the Antioch Crusader County and Tripoli Crusader County were made by Muslims almost by siege. After a long period of time, Muslims, son of Nur ad-Din to Shiite Fatimi in 1169, united against the Crusaders. After the death of Turkish Ruler Nur ad-Din, who carried out a successful jihad against the Crusaders, in 1174, Saladin Ayyubi assumed the final outcome of the discussion with the Crusaders. Saladin, who went down in history as the `Great Islamic Mujahideen`, tried to restore political unity in the Middle East Islamic World from 1174 to 1183; In this process, he made peace agreements with the Kingdom of Jerusalem from time to time. Thus, Saladin, who took the lands of Egypt, Syria and al-Jazeera under his dominance, completed the process of establishing the Islamic unity initiated by the Zangids. Thus, Saladin, who took over the lands of Egypt, Syria and al-Jazeera, completed the process of establishing the Islamic unity initiated by the Zangids, and prepared the necessary infrastructure to seize Jerusalem and end the kingdom and expel the Crusaders from the Islamic lands.Considering the situation of the Crusader Kingdom of Jerusalem, it is seen that it went into crisis with the death of Amaury I. Because there was no charismatic and powerful king candidate left behind. After Amaury, IV. Baudouin and V. Baudouin could not provide the necessary stability in Jerusalem. In the continuation of this situation, Guy de Lusignan became the head of the kingdom in 1186. However, his power was not accepted by some Crusader leaders. As a result, the administration in the Kingdom of Jerusalem was seriously destroyed on the one hand, and on the other hand, it caused an internal crisis among the Crusaders.Saladin, who was able to maintain the unity of Islam in the face of the situation of the Crusaders, gathered a large army and declared jihad against the Kingdom of Jerusalem in May 1187. Subsequently, he succeeded in defeating the royal army in the Battle of Hattin and capturing many Crusader leaders, including the king of Jerusalem. As a result, the cities and castles belonging to the kingdom, including Jerusalem, were again in the hands of the Muslims.In this thesis, the Battle of Hattin will be examined and the causes and consequences of the battle will be discussed in all its aspects.Keywords: Crusaders, Jerusalem, Saladin, Guy de Lusignan, Crusader Kingdom of Jerusalem, Battle of Hattin.
Collections