Psikolojik dayanıklılığın iş yaşam dengesi ve işe gömülmüşlük üzerine etkisi: Sağlık sektöründe bir araştırma
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Günümüz rekabet ortamında kuruma bağlı, aidiyet duygusu yüksek çalışanların varlığı, iş gören devir oranının düşmesi, örgütsel performansın, verimliliğin ve üretkenliğin artması açısından son derece önem arz etmektedir. Bu sonuçlar ancak çalışanların moral ve motivasyonlarının yüksek, stres düzeylerinin düşük olması ile gerçekleşebilmektedir. Çalışanların psikolojik olarak güçlü kişilik yapısına sahip olmaları, iş ve özel yaşamlarında sahip oldukları rolleri dengede tutabilmelerine ve işletmeye olan bağlılıklarının artmasına neden olan önemli bir özelliktir. Bu doğrultuda davranış bilimleri alanında psikolojik dayanıklılık kavramının son zamanlarda araştırmacıların dikkatini çeken bir kavram haline geldiği görülmektedir. Psikolojik olarak dayanıklı olan bireylerin stres seviyeleri daha düşük olmakla birlikte, örgüte bağlılık düzeyleri yüksek olmaktadır. Bu bireylerin aynı zamanda karşılaştıkları zorluklar ile mücadele etmede yetenekli oldukları ve örgütten ayrılma eğilimlerinin daha düşük olduğu görülmektedir. Son yıllarda işletmelerin insan kaynakları birim yöneticilerinin önem verdiği konulardan birisi de iş görenlerin örgüte bağlılığını ve aidiyetini artırmaya katkıda bulunacağı düşünülen iş yaşam dengesi kavramıdır. İş yaşam dengesi bireyin iş hayatı ve aile hayatı arasında denge kurabilmesidir. İş görenin motivasyonu ve verimliliği üzerinde iş yaşam dengesini kurabilmesinin önemli bir etkisi bulunmaktadır. İş ve özel hayatı arasında denge kurabilen bireyin yaşam kalitesi de iyileşmektedir. Bu doğrultuda işverenler iş yaşam dengesinin sağlanabilmesine yönelik gerekli politika ve stratejileri düzenlemektedir. İşletmelerde iş görenin içinde yer aldığı kurum ile olan bağlığını ve orda bulunma nedenlerini açıklayan, başka bir ifade ile; bir örgütte bireyin işten ayrılmasına neden olabilecek durumlar olmasına rağmen, işten ayrılmasını egnelleyen ve onu işe bağlayan faktörlerin tamamı yazında işe gömülmüşlük olarak tanımlanmaktadır. Bahsedilen konulardan yola çıkılarak araştırma kapsamında, psikolojik olarak bireylerin dayanıklı olmalarının onların iş yaşam dengelerini kurabilmeleri ve işe gömülmüşlük düzeyleri üzerinde, aynı zamanda bireylerin iş yaşam dengesini sağlamalarının işe gömülmüşlük halleri üzerinde etkisinin olup olmadığının incelenmesi hedeflenmektir. Belirtilen kavramlar arasındaki ilişkiyi ölçebilmek için yapılan ulusal ve uluslararası literatür taraması sonucunda araştırmanın amacına uygun sorular hazırlanmıştır. Stresli durumların ve iş yükünün fazla olduğu sektörlerden biri olan sağlık sektörü, psikolojik olarak bireylerin dayanıklı olmalarını gerekli ve önemli hale getirmektedir. Bu nedenle araştırma sahası olarak hastane çalışanları tercih edilmiştir. Literatür incelemesi doğrultusunda araştırmanın teorik modeli ve hipotezler oluşturulmuştur. İlgili değişkenleri ölçmeye uygun ölçekler belirlenerek veri toplama aracı olarak anket formu oluşturulmuştur. Uzman değerlendirmesi ve pilot çalışma sonucunda basit tesadüfi yöntemle seçilen tıbbi ve idari birim sağlık sektörü çalışanlarına sorular hazırlanan anket formu aracılığı ile yöneltilmiştir. Ülkemizde 2020 Mart ayında başlayan Covid-19 pandemisi nedeni ile hastanelerin riskli hale gelmesinden ötürü veri toplama süreci online olarak gerçekleştirilmiş ve toplam 454 geçerli geri dönüş elde edilmiştir. Elde edilen veriler Spss ve Amos istatistik programları ile analiz edilmiştir. Araştırmada ileri sürülen teorik model ve hipotezleri test etmek amacıyla, tanımlayıcı istatistikler, açıklayıcı faktör analizi, doğrulayıcı faktör analizi ve yapısal eşitlik modellemesi yol analizi teknikleri kullanılmıştır. Araştırma sonuçları araştırmada ileri sürülen hipotezleri desteklemiş olup psikolojik olarak dayanıklı olmanın iş yaşam dengesini sağlama ve işe gömülü olma hali üzerinde anlamlı bir etkisinin olduğunu ortaya koymuştur.Anahtar Kelimeler: Psikolojik Dayanıklılık, İş -Yaşam Dengesi, İşe Gömülmüşlük, Sağlık Sektörü The existence of employees who are committed to their organization and have a high sense of belonging is of great importance in terms of lowering turnover rate and boosting efficiency and productivity in today's competitive environment. These outcomes can only be achieved through high employee morale and motivation and low stress levels. Having a strong personality in terms of psychological aspects allows employees to balance the roles they have in their business and private lives and have higher commitment to the organization. In this respect, the term of psychological resilience has become a remarkable concept that has been drawing researchers' attention in recent years. Individuals with high psychological resilience have low stress levels and high organizational commitment. These individuals are also observed to be quite skilful in struggling with the difficulties they come across and have a low tendency to quit the organization. Another concept which has been studied and attached importance by human resources managers is work-life balance, which is considered to help increase employees' organizational commitment and sense of belonging to the organization. Work-life balance is the ability of the individual to strike a balance between business live and family life. Work-life balance has a great impact on employee motivation and efficiency. Individuals who can achieve a balance between business and private life also have higher life quality. Accordingly, employers are creating the policies and strategies needed for work-life balance. Job embeddedness is defined in the literature as the sum of factors that describe the commitment of the employees to their organization and the reason why they choose to stay there, in other words, the factors that prevent the employees from quitting the job and connect them to their job despite the conditions that might cause them to quit the job. Based on the mentioned issues, this study aims to examine whether psychological resilience have an impact on individuals' work-life balance and job embeddedness levels and whether work-life balance has an influence on job embeddedness. In order to measure the relationship among the mentioned concepts, questions were prepared in line with the purpose of the study after national and international literature was reviewed. Health sector, which involves quite a lot of stress and workload, requires individuals to be psychologically resilient. Therefore, hospital staff were determined as the field of study. As a result of literature review, the theoretical model and hypotheses of the study were identified. Scales in order to measure the relevant variables were chosen and questionnaire form was created as the data collection tool. Following the scholar evaluation and pilot study, the questions were directed through the questionnaire form at the employees in medical and administrative positions in the health sector who were chosen via simple random sampling. Data collection was carried out online due to the Covid-19 pandemic that broke out in March 2020 in our country since hospitals became places with high risks. 454 answers were collected through this process. Data were analysed through the SPSS and AMOS software. In order to test the theoretical model and hypotheses proposed in the study, descriptive statistics, descriptive factor analysis, confirmatory factor analysis and structural equation model path analysis techniques were used. Research findings were found to be supportive of the research hypotheses and it was revealed that being psychologically resilient has a meaningful impact on the ability to achieve work-life balance and job embeddedness.Keywords: Psychological Resilience, Work-Life Balance, Job Embeddedness, Health Sector
Collections