La polyphonie narrative dans Citadelle D'antoine de Saint-Exupéry
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Antoine de Saint-Exupéry'nin Kale adlı eseri, iki savaş arası edebiyatın insanlıkdurumuna yönelik temel niteliklerini bünyesinde taşıdığı gibi savaş sonrası varoluşçufelsefenin de ana izleklerini adeta öncelemektedir. Birinci Dünya Savaşının edebiyat vefelsefedeki yansıması, Rönesans'tan beri süregelen hümanist değerlere yönelik derin birkuşku şeklinde ortaya çıkmıştır. Bu dönemin ürünü olan Kale, yeni bir dil aracılığıylayeni değerlerin arayışına çıkan bir eserdir. Kale'yi, yazarın çağdaşlarında rastladığımızbireysel arayışlardan farklı kılan, Saint-Exupéry'nin, yeni bir evrensel değerler sistemiinşa etmeye yönelmesi ve bunu Ortodoks bir dogmatizm ile değil, tabiatı gereğiheterodoks olan bir çokseslilik vasıtasıyla yapmaya çabalamasıdır.Çalışmamızda, eserdeki anlatıcının, oğul ve babaya ait olmak üzere iki farklı seslekonuştuğu ve eserin arşitektonik tasarımının çoksesli söyleşimsel bir yapı sunduğuvarsayımından yola çıktık. Tezimizin iki ana bölümünü oluşturan analizleri anlatıbilimselyaklaşım ve söyleşimsel yaklaşım başlıkları altında topladık.Birinci bölümünde, eserdeki söyleşimselliği yakından ilgilendiren anlatı yapılarını analizettik. Gérard Genette'in anlatıbilim kategorilerine başvurarak, anlatıcı tipinin ve eserdekizamansızlığın sergilediği anomalilerin çokseslilikten kaynaklandığını göstermeyeçalıştık. Kurmaca bir bağlama sahip olmanın yanı sıra dilin kendisi üzerine dederinlemesine bir soruşturma gerçekleştiren anlatıda, anlatıcının üç farklı sözcelemürettiğini tespit ettik: öykü düzlemindeki tikel sözcelem, anlatılama ediminingerçekleştiği düzlemdeki tümel sözcelem ve üstmetin [métatexte] düzlemindeki kendikullandığı dili sorgulayan sözcelem. Odaklanmaların uğradıkları alterasyonları analizettik ve otobiyografik biçimden ileri gelen çok-kipliliğin bu alterasyonlarda belirleyici birrol oynadığını tespit ettik. Ayrıca öykü düzlemindeki konuşmacı değişimlerinde bazı özelkoşullar içinde çoklu içsel odaklanmaların ortaya çıkabildiğini ve bu odaklanma türünündiyalojik çoksesliliğe olan katkılarını gözlemledik.Çalışmamızın ikinci bölümünde, söyleşimsel çoksesliliği söylemler arası vekonuşmacılar arası olmak üzere iki ayrı başlık altında ele aldık. Söylemler arasıçoksesliliği incelerken, türler arası söyleşimsel ilişkilerin söylem nesnesinde nasılçarpıştıklarına ve eserin arşitektonik tasarımını nasıl belirlediklerine yakından baktık.Dünyanın grotesk beden olarak kavranışının eserdeki evrensel (tümel) ve bireysel (tikel)söylemler arasındaki ilişkiyi yapılandırdığını gördük. Konuşmacılar arası çokseslilik iseçalışmamızda dikey ve yatay olmak üzere iki ayrı eksende ele alındı. Dikey eksende aynısözce içinde tümeli (yukarıyı) ve tikeli (aşağıyı) temsil eden iki farklı bakış açısının üstüste binmesini gözlemlerken, yatay eksende toplumsal yapıdaki çoğulluğu oluşturankarakterlerin seslerinin birbirlerinin sözcelerinde yankılanışını inceledik. Bu dikey veyatay analizler aracılığıyla ötekinin sözüne yönelme biçimlerini tespit etmiş olduk.Amacımız, otoriter olduğu hâlde anlam üzerinde dogmatik bir egemenlik kurmayanevrensel bir söylem ihtimalinin ne kadar mümkün olduğunu incelemekti. Kale'dekianlatıcı söyleminin, tümel bir anlam ürettiği hâlde tikel değerler çoğulluğuna izinverdiğini gözlemledik. Böylece üst-anlatılar üreten evrensel bir söylemin tekseslitasarlanmak zorunda olmadığına tanıklık ettik. Kale adlı eseri, günümüzün de en büyüksorunlarından olan, eski değerlere geri dönüş özlemi pazarlayan, modernite karşıtı mistikpolitik söylemlerin karşısına özgün bir seçenek çıkarma girişimi olarak görüyoruz.Çalışmamızın edebiyat, dilbilim, toplumbilim ve siyasi bilimler gibi alanlara ufuk açıcıveriler temin edebileceğine inanıyoruz.Anahtar kelimeler: Antoine de Saint-Exupéry, Kale (Citadelle), Mikhail Bakhtin,Gérard Genette, Anlatıbilim (fr. Narratologie), Çokseslilik (fr. Polyphonie),Söyleşimsellik (fr. Dialogisme), Kronotop (fr. Chronotope), Değerkuramsal Çoğulluk (fr.Hétéroglossie), Grotesk Beden (fr. Corps Grotesque) Citadelle is a work by Antoine de Saint-Exupéry, which illustrates the characteristics ofthe interwar period literature concerning la condition humaine and anticipates the mainthemes of existentialist philosophy of the postwar period. The influence of the First WorldWar on literature and philosophy appeared in the form of a deep mistrust towards thehumanist values that had existed since the Renaissance. Citadelle is a work in search ofnew values through a pursuit of a new language. What differs Citadelle from thoseindividual pursuits that we observe in author's contemporaries is his effort to build auniversal system of values, not through an orthodox dogmatism, but through a polyphonyof a heterodox nature.In our study, we set out from the hypothesis that the narrator speaks with two differentvoices, the voice of the son and of the father, and that the architectonic design of the workpresents a polyphonic structure which we have sought to study in accordance withnarratological and dialogical approaches in two parts which constitute the two parts ofour thesis.In the first part of our study, we analyzed the narratological forms in relation to thedialogism. Through the narrative categories of Gérard Genette, we tried to show that theanomalies concerning the narrator type and the timelessness are pointers of plurality ofvoices. Citadelle, being a deep investigation on the language's itself in addition to havinga fictional context, offers us three different utterances produced by the narrator. Weobserved that these utterances belong to three different narrative levels, which are (1) theparticular utterance in the diégèse, (2) the universal utterance in the moment of narration,and (3) the metalinguistic utterance performing a linguistic investigation at the metatextlevel. We analyzed the alterations of focalization and discovered that the polymodalityderiving from the autobiographical form plays an essential role in the production of thesealterations. Additionally, we saw that multiple internal focalizations occur in certain situations during the speaker changes in the diégèse and observed in what way this kindof focalization contributes to the dialogical polyphony.In the second part, we applied a polyphonic and dialogical analysis according to the theoryof dialogical polyphony of Mikhail Bakhtin. First, we discussed the dialogism under twoseparate sections: interdiscursive and interlocutive. In the analysis of the interdiscursiveone, we probed the way in which the dialogical relations between the literary genrescollide with each other on the object of discourse and determine the architectonic designof the work. We saw that the conception of the world as a grotesque body structures therelationship between general (universal) and individual (particular) discourses in thework. As for the interlocutive dialogism, it was treated in our study according to twodistinct axes: the vertical and horizontal. On the vertical axis, we observed the overlap oftwo different points of view representing the universal (the top) and the particular (thebottom) in the same word; while on the horizontal axis, we searched for the indicationsof the intertwining of the discourses that belong to the characters responsible of theplurality of voices in the social context. Through these analyses, we identified differentforms of the orientation towards the other's word.Our objective was to test the possibility of a universal discourse that does not establish adogmatic hegemony over the meaning despite its authoritarian character. We haveobserved that the narrator's discourse in Citadelle allows for a plurality of particularvalues, despite the fact that the same discourse is the source of production of a universalmeaning. Thus, we have concluded that universal discourses producing greatmetanarratives do not necessarily have to be conceived in a monological way. We areconsidering this literary work, Citadelle, as an attempt to create an original alternative tomistico-political discourses that resist modernity and market an aspiration of returning toold values, which is one of the biggest problems today. We believe that our study mayprovide new horizons for fields such as literature, linguistics, sociology, and politicalsciences.Keywords: Antoine de Saint-Exupéry, Citadelle, Mikhail Bakhtin, Gérard Genette,Narratology, Polyphony, Dialogism, Chronotope, Heteroglossia, Grotesque BodyCitadelle est une œuvre d'Antoine de Saint-Exupéry qui illustre les caractéristiques de lalittérature de l'entre-deux-guerres concernant la condition humaine et anticipe les thèmesprincipaux de la philosophie existentialiste de l'après-guerre. L'influence de la PremièreGuerre Mondiale sur la littérature et la philosophie est apparue sous forme d'une profondeméfiance envers les valeurs humanistes qui existaient depuis la Renaissance. Citadelleest une œuvre qui recherche de nouvelles valeurs à travers un nouveau langage. Ce quidiffère cette œuvre des recherches individuelles que l'on observe chez les contemporainsde Saint-Exupéry est son effort pour construire un système de valeurs universels non pasà travers un dogmatisme orthodoxe mais à travers une polyphonie de nature hétérodoxe.Dans notre étude, nous sommes partis de l'hypothèse que le narrateur de Citadelle parleavec deux voix différentes, celle du fils et du père, et que la conception architectoniquede l'œuvre illustre une structure dialogique que nous avons tenté d'étudier selon uneapproche narratologique et polyphonique en deux volets qui constituent les deux partiesde notre mémoire.Dans la première partie de notre étude, nous avons analysé les formes narratologiquespouvant faire ressortir le dialogisme. En recourant aux catégories narratives de GérardGenette, nous avons essayé de montrer que les anomalies concernant le type du narrateuret l'atemporalité étaient des marqueurs de pluralité des voix. Le récit de Citadelle en plusd'avoir un contexte fictif, étant un profond questionnement sur le langage lui-même, nousoffre trois situations d'énonciation produites par le narrateur qui appartiennent à troisdifférents niveaux narratifs tels que (1) l'énonciation particulière au niveau diégétique,(2) l'énonciation universelle au moment de la narration, (3) et l'énonciationmétalinguistique réalisant un questionnement sur le langage au niveau du métatexte. Nousavons analysé les altérations de focalisation et découvert que la polymodalité relevant dela forme autobiographique joue un rôle essentiel dans la production de ces altérations.Nous avons également observé que la focalisation interne multiple se réalise, dans certaines situations, pendant des changements d'énonciateur au niveau diégétique, ainsique la contribution de cette focalisation dans la polyphonie dialogique.Dans la seconde partie, nous avons eu recours à une analyse polyphonique et dialogiqueselon la théorie polyphonique de Mikhail Bakhtine. D'abord, nous avons traité ledialogisme sous deux rubriques essentielles : interdiscursif et interlocutif. Dans l'analysedu dialogisme interdiscursif, nous avons étudié comment les relations dialogiques entreles différents genres littéraires se heurtent dans l'objet du discours et déterminent laconception architectonique de l'œuvre selon la théorie bakhtinienne. Nous avons vu quela conception du monde en tant que corps grotesque structure la relation entre les discoursgénéraux (universels) et individuels (particuliers) dans l'œuvre. Quant au dialogismeinterlocutif, il a été traité dans notre étude selon deux axes distincts, celui vertical ethorizontal. Sur l'axe vertical, nous avons observé le chevauchement de deux différentspoints de vue représentant l'universel (le haut) et le particulier (le bas) dans un mêmemot ; tandis que sur l'axe horizontal, nous avons examiné l'entrelacement des mots despersonnages responsables de la pluralité des voix dans le contexte social. À travers cesanalyses verticales et horizontales, nous avons repéré les différentes formes del'orientation vers le mot d'autrui.Notre objectif était de mettre à l'épreuve la possibilité d'un discours universel quin'établirait pas un dogmatisme sur le sens malgré son caractère autoritaire. Nous avonsconstaté que le discours du narrateur dans Citadelle permet une pluralité de valeursparticulières, bien que ce discours soit également producteur d'un sens universel. Ainsi,observons-nous qu'un discours universel produisant de grands métarécits peut ne pas êtreconçu de façon monologique. Nous considérons cette œuvre comme une tentative de créerune alternative originale face aux discours mystico-politiques qui s'opposent à lamodernité et qui se vendent par l'aspiration du retour aux anciennes valeurs, ce qui estl'un des plus grands problèmes de nos jours. Nous considérons que notre travail pourrafournir de nouveaux horizons pour les domaines tels que la littérature, la linguistique, lasociologie et les sciences politiques.Les mots clés : Antoine de Saint-Exupéry, Citadelle, Mikhail Bakhtine, Gérard Genette,Narratologie, Polyphonie, Dialogisme, Chronotope, Hétéroglossie, Corps Grotesque
Collections