21. yüzyılda bir çevre hakkı ihlali örneği: İklim mültecileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İklim değişikliği, pek çok sorunu beraberinde getirerek küresel bir problem olarak nitelendirilebilir. İklim kaynaklı yerinden edilme ve göç sorunu, bu küresel sorunlardan biridir. Yerinden edilen bu kişiler literatürde `iklim mültecileri` olarak isimlendirilmektedirler. Ancak, iklim değişikliği sonucunda göç etmek sorunda kalan kişiler için herhangi bir yasal zemin ve uygulama bulunmamaktadır. Hukuksal alanda mülteci olarak sayılamadıkları için mültecilere tanınan temel haklardan da yararlanamamaktadırlar. Çevre hukuku ve insan hakları hukuku bakımından büyük bir boşluk oluşturan bu durumun temel nedeni ise, `Mültecilerin Hukuki Durumuna Dair 1951 Cenevre Konvansiyonu'nun 1. maddesinin A bendinin (2). Paragrafında` yer alan mülteci tanımındaki sınırlılıklardır. Giderek artan çevresel felaketler, iklim mültecilerinin sayılarının da artmasına neden olmaktadır. Buna rağmen henüz uluslararası hukukta herhangi bir değişikliğe gidilmemiştir. Nihayetinde, iklim değişikliği göçmenleri etkilemeye devam etmekte ve bu sorun siyasi tercihlere bakılmaksızın bütün devletleri ilgilendiren global bir probleme dönüşmüştür. Bu bilgiler doğrultusunda, `iklim mülteciliği` kavramının uluslararası mülteci ve hukukunda tanınmamış olması nedeniyle oluşan statü boşluğu incelenecektir. Yaşama hakkı odaklı iklim göçü sorunu, çevre hakkı çerçevesinde irdelenecek, bu doğrultuda ne türlü yasal prosedürler uygulanması gerektiği tartışılacaktır. Devletlerin iklim anlaşmaları çerçevesinde neler yapmaları gerektiği anlatılarak, iklim krizi üzerinde ne gibi önlemler alınması konusunda önerilerde bulunulacaktır. İklim mülteciliği kavramının hukuksal statü boşluğu hakkında bilgi verilerek akademik alanda farkındalık yaratılmak istenmektedir. Yöntem olarak ise, literatür taraması yapılarak, iklim ve göç bağlantılı raporlarında bulunan verilerden yararlanılacaktır. Climate change can be described as a global problem with many problems. Climate-induced displacement and migration is one of these global problems. These displaced persons are named as `climate refugees` in the literature. However, there are no legal grounds and practices for people who have had problems to migrate because of climate change. Since they are not considered as refugees in the legal field, they cannot benefit from the fundamental rights granted to refugees. The main reason for this situation, which creates a big gap in terms of environmental law and human rights law, is the limitations in the definition of refugee in the `Paragraph (2) of Article 1 of the 1951 Geneva Convention on the Legal Status of Refugees. Increasing environmental disasters are causing the number of climate refugees to increase. Despite this, no change has been made in international law yet. Ultimately, climate change continues to affect migrants, and this problem has turned into a global problem that concerns all states, regardless of political preferences.Based on this information, the status gap arising from the fact that the concept of `climate refugee` is not recognized in international refugee and asylum law will be examined. The issue of climate migration focused on the right to life will be examined within the framework of environmental rights and the legal procedures to be applied in this direction will be discussed. By explaining what states should do within the framework of climate agreements, recommendations will be made on how to take precautions against climate crisis. It is aimed to raise awareness in the academic field by providing information on the legal status gap of the concept of climate refugees. As a method, the literature will be searched and data from climate and migration related reports will be utilized. As a method, by making a literature review data from climate and migration related reports will be utilized.
Collections