Osmanlı madenlerinde Fransız sermayesi ve Galata bankerleri ortaklığı: Balya-Karaaydın, Kesendire ve Karasu şirketleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Osmanlı madenlerindeki yabancı sermayenin durumu ve şirketleşme gibi konular hakkında yapılan değerlendirmeler, genelde Zonguldak kömür havzasındaki yabancı sermaye işletmeleri üzerinden yapılmaktadır. Fakat sermaye bakımından en büyük şirketlerden olan Balya-Karaaydın, Kesendire ve Karasu şirketleri hakkında ayrıntılı bir çalışma yapılmamıştır. Bu çalışma, Balya-Karaaydın, Kesendire ve Karasu şirketlerinin detaylı olarak araştırılıp analiz edilerek, son dönem Osmanlı madenciliğindeki yabancı sermaye üzerine yapılan çalışmalara yeni verileri sunmayı hedeflemiştir. Bu doğrultuda, şirketlerin kuruluşlarından faaliyetlerini durdurmak zorunda kaldıkları 1914 yılına kadar olan süreçteki ortaklık yapısı, yönetim metotları, maden işletme prosedürleri, bürokrat ve yerel halkla ilişkileri, işçilere yaklaşımları kronolojik olarak incelenip değerlendirilmiştir. Balya-Karaaydın, Kesendire ve Karasu şirketleri Galata Bankerlerince Fransız sermayesinin desteğiyle kurulmuştur. Anonim şirket vasfında olmaları hasebiyle hisse senetleri ve tahvilleri Paris borsasında işlem görmüş, sonuç itibariyle Fransız sermayeli şirketlere evirilmişlerdir. Üç şirket arasında bilanço büyüklüğü ve kârlılık olarak en başarılı şirket Balya-Karaaydın'dır. 1890'ların başından 1914'e kadar olan süreçte büyük kârlar elde edilirken şartnameler ve mukaveleler gereği kazancın küçük bir kısmı Osmanlı hazinesine gitmiştir. Fakat şirketlerin faaliyet ve cevher işleme yöntemleri incelendiğinde, Osmanlı Devleti'nin sermayesi ve teknik birikimi yeterli olmadığından yabancı sermayeye ihtiyaç duyduğu anlaşılmaktadır. Elde edilen kârın büyük bir kısmı Fransa'ya transfer edilmiş, yalnızca küçük bir bölümü üretimi arttırmak ve kârlılığı devam ettirmek amacıyla maden sahalarında yatırıma dönüştürülmüştür. Yönetim kurullarının ekseriyetle Galata Bankerlerinden oluşması sayesinde mezkûr şirketlerin Osmanlı bürokratlarıyla olan ilişkisi, 1908'den sonra kısmi değişmeler olmakla birlikte, genel itibariyle olumlu seyretmiştir. Keza şirket yöneticileri de bu ilişkilerin korunmasına çok dikkat etmişler, hükûmetin avans, ek vergi gibi maddi taleplerini her zaman olumlu karşılamışlardır. Valilik, mutasarrıflık, kaymakamlık gibi yerel idarelerin şirketlerle olan ilişkilerinde bir takım sorunlar yaşanmış ise de merkezi hükûmetin desteğiyle çözülmüştür. Şirketlerin işçilerle olan ilişkileri genel itibariyle sakin olmakla birlikte Balya-Karaaydın'da, 1908 ve devam eden süreçte, pek çok grev hareketi görülmüş, grevler esnasında Osmanlı makamları şirket lehine tavır takınmıştır.Bu çalışma neticesinde ulaşılan bulgular, Osmanlı madenlerinde yabancı sermaye hakkında yapılacak değerlendirmelere yeni bakış açıları sunmuştur. Inferences about the situation of foreign capital and incorporation in Ottoman mines are generally made through foreign capital enterprises in Zonguldak regions. However, Balia-Karaidin, Kassandra and Karassou mining companies, which were among the largest companies in terms of capital, have not been studied in detail. This study aimed to present new datas to the assessment on foreign capital in Ottoman mines by researching and analyzing Balia-Karaidin, Kassandra and Karassou companies in detail. For this purpose, the partnership structure, management methods, mine operation procedures, bureaucrats and local public relations and approaches to workers from the establishment of the companies to the World War I were analyzed chronologically.Balia-Karaidin, Kassandra and Karassou companies were established by Galata Bankers with the support of French capital. The stocks and bonds of these companies, which were joint stock companies, were traded in the Paris stock exchange and evolved into companies with French capital. Among these companies, Balia-Karaidin was the most successful in terms of balance sheet size and profitability. The company made large profits in the period from the early 1890s to 1914, but a small part of the profits provided income to the Ottoman treasury due to the specifications and contracts. On the other hand, when the activities and ore processing methods of the companies are examined, it is understood that foreign capital was needed due to the lack of capital and technical knowledge of the Ottoman Empire. On the other hand, when the activities and ore processing methods of the companies are examined, it is understood that foreign capital was needed due to the lack of capital and technical knowledge of the Ottoman Empire. A large part of the profit was transferred to France, only a small part of it was invested in mining sites in order to increase production and maintain profitability. Thanks to the presence of Galata Bankers on the boards of directors of the companies, the relations of these companies with the central government were generally positive, although there were partial changes after 1908. The companies' managers always welcomed the financial demands of the government such as advances and additional taxes in order to maintain good relations. Although the companies had some problems with local administrations such as vali, kaymakam, mutasarrif, the disputes were resolved in favor of the companies with the support of the central government. The relations of the companies with the labors were generally stable. However, after 1908, the Balia-Karaidin mine labor went to many strikes. During these strikes, the Ottoman authorities took an attitude in favor of the company.The findings obtained as a result of this study provide new perspectives on the assessments of foreign capital in Ottoman mines.
Collections