Vaîd ayetlerinin muhatap kitle açısından değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Kur'an'ın dünyaya ve ahirete yönelik vaîdlerini doğru anlama, kavrama ve yorumlama yapabilmek; ilk muhatap kitlenin kimler olduğunun belirlenmesine, muhatapta nasıl değişim ve dönüşüm hedeflendiğinin, hangi bağlam çerçevesinde bu vaîdlerin dile getirildiğinin bilinmesine bağlıdır. Vaîd ayetleri; vahyin nazil olduğu tarihi vasat, ilk muhatap kitle, bağlam, muhteva ve Kur'an bütünlüğü gibi hususlar gözetilmeden sadece lafzî olarak yorumlandığı için vaîdlerin muhatabı doğrudan müminler olarak anlaşılmıştır. Bu durum onların ahiret ve Tanrı tasavvurlarını etkilemiştir.Çalışmamızda vaîd ayetleri ilk muhatap kitle üzerinden kendi nüzul sosyolojisinde, nüzul tertibi, nüzul sebebi, siyak-sibak, sebep-sonuç, sûre, konu ve Kur'an bütünlüğü gözetilerek değerlendirmeye tabi tutulmuştur. Erken dönem Mekkî sûrelerde Hz. Peygamberin davet sürecinde kâfirlerle/müşriklerle mücadelesi ve tartışmaları söz konusu olduğu için hitap da sıklıkla onlara yönelik olmuştur. Geç dönem Mekkî sûrelerde ise Hz. Peygamberin kendisine ve müslümanlara yönelik ciddi bir muhalefetin oluşması, onların vahye/peygambere ısrarla ve inatla karşı gelmeleri, savaş ilan etmeleri, ahirete dair kıyamet, yeniden diriliş, hesap günü ve cehennemi yalanlamaları hem tehditin şiddetini hem de azabın dehşetini ortaya koyan tasvirleri artırmıştır. Medenî sûrelerde cehennem tasvirlerinde azalma görülmüş, vaîd ayetlerinin muhatap kitlesi ekseriyetle ehl-i kitap ve münafıklar olmuştur. Zalim, fasık ve mücrim kelimeleri kâfirlerin, müşriklerin, Yahudilerin ve münafıkların olumsuz fiillerine nispet edilerek onların ortak sıfatı olmuştur. Kâfirler/müşrikler, Yahudiler, Hıristiyanlar, münafıklar inkârda direndikleri ve kâfirlikte birbirleriyle yarıştıkları için ortak vaîdlere muhatap kılınmışlardır. Vaîdlere mutlaka va'dler de eşlik etmiştir. Kur'an perspektifinden bakıldığında vaîd ayetlerinin öncesinde ve sonrasında rahmet, şefkat ve merhametin tezahürü olarak müminlere yönelik va'dlerin yer aldığı görülmüştür. Yüce Allah'ın üslubu, farklı muhataba karşı farklı muamele etme şeklinde ilkeleşmiştir. The correct understanding, being able to comprehend and interpret the Qur'an's promises to the world and the afterlife depends on determining who the first addressee is, knowing how change and transformation are aimed at the addressee, and knowing in what context these promises are expressed. Verses of threat; the historical medium where the revelation was revealed, the first addressee group, the context, the content, and the integrity of the Qur'an were interpreted only literally, the addressees of the threat verses were directly understood as the believers. This situation affected their conception of the afterlife and God. In our study, the verses of threat were evaluated in their sociology of descent, considering the order of descent, the reason for the descent, context, cause-effect, surah, subject, and the unity of the Qur'an, over the first addressee. In the early Meccan surahs, when it comes to Hz. Prophet's struggle and discussions with the infidels/polytheists during the invitation process, the address was often addressed to them. In the late Makki surahs, the emergence of serious opposition to the Prophet himself and the Muslims, their persistent and stubborn opposition to the revelation/prophet, their declaration of war, their denial of the Afterlife, the Day of Resurrection, the Doomsday, the Day of Judgment and Hell, have increased both the severity of the threat and the depictions that reveal the horror of punishment. There has been a decrease in the descriptions of hell in the Medina surahs, and the people of the book and the hypocrites have been the addressees of the promise verses. The words cruel, wicked and culprit have become their common attributes by referring to the negative actions of unbelievers, polytheists, Jews, and hypocrites. Unbelievers/polytheists, Jews, Christians, hypocrites have been made the addressee of common threats because they resist denial and compete in unbelief. The threat verses were accompanied by promises. From the perspective of the Qur'an, it is seen that there are promises to believers as a manifestation of mercy, compassion, and mercy before and after the verses of threat. The wordage of Almighty Allah is principled in the way of treating different interlocutors differently.
Collections