Cerrahi kliniklerinde hemşirelerin deliryumu yönetme yaklaşımlarının incelenmesi: Nitel çalışma
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Ameliyat sonrası dönemde görülen deliryum acil, atlanmaması gereken morbidite ve mortalite oranı yüksek bir semptomdur. Buna karşın gerek hekim, gerekse hemşirelerce tanılanması geciken bir semptomdur. Çalışma, cerrahi kliniklerde çalışan hemşirelerin deliryum yönetimi konusundaki yaklaşımlarını belirlemek amacıyla yapıldı. Gereç ve Yöntem: Araştırma fenomenolojik tanımlayıcı tipte yapıldı. İlgili kurumlardan etik uygunluk (No: 2018-17/06) ve çalışma izni (No: 97893136-799) alındı. Genel Cerrahi- Ortopedi Kliniği ve Yoğun Bakım Ünitesi (YBÜ) Hemşireleri evren olarak seçildi. Evrenden Ölçüt örnekleme yöntemi ile seçilen, çalışmaya katılmayı kabul eden 15 hemşire örneklem olarak alındı. `Sosyo-Demografik veriler için yapılandırılmış soru form` ve 'Deliryum yönetimine ilişkin yaklaşımları belirlemeye yönelik `Yarı yapılandırılmış Soru Formu` kullanıldı. Katılımcılarla yapılan görüşmeler sözlü ve yazılı onamları alınarak ses kayıt cihazı ile kaydedildi ve transkripsiyon yöntemi ile Word of Windows dosyasına aktarıldı. Nitel verilerin analizinde tümdengelim içerik analizi; betimsel analiz ve tematik analiz kullanıldı.Bulgular: Araştırmaya katılan hemşirelerin çoğunun; 13/15'inin daha önce deliryumla ilgili eğitim almadıkları belirlendi. Hemşirelerin çoğunluğu; 9/15'i deliryumu ameliyat sonrası görülen bilinç bulanıklığı olarak tanımladı. Hemşirelerin 12/15'i deliryum yönetimini `hasta ve yakınlarını sakinleştirme/ iletişim/ süreç hakkında bilgi verme` olarak belirtti. Hemşirelerin deliryuml hastanın bakımında yaşadığı güçlükler arasında 6/15 hemşire `ajite ve saldırgan davranışları yönetme güçlüğü`, 3/15'inde `uyumsuzluk/ tedavi reddetme` ifadeleri yer aldı. Sonuç: Bu araştırmada çalışma kapsamına alınan hemşirelerin özellikle hiperaktif deliryumu tanımladıkları, deliryum yönetiminde ne yapmaları gerektiğini bilmedikleri, deliryum gelişen hastanın bakımında özellikle ajitasyon gibi hiperaktif deliryumun klinik belirtilerini yönetmekte zorluk çektikleri belirlendi. Bu sonuçlara dayanarak günümüzde cerrahi ve yoğun bakım kliniklerinde sık görülen deliryum konusunda hemşirelere eğitim verilmesi, kanıta dayalı, kısa kolay kullanılabilir deliryum algoritmalarının ve deliryum yönetimi ile ilgili rehber ve kılavuzların hazırlanması ve kullanımının yaygınlaştırılması önerilmektedir. Aim: Delirium seen in the postoperative period is an urgent symptom with high morbidity and mortality rates that should not be missed. However, it is a symptom that is delayed to be diagnosed by both physicians and nurses. The aim of this study is to determine the approaches of nurses working in surgical clinics about delirium management. Materials and Methods: The study was carried out on a phenomenological descriptive type. Ethical compliance (No: 2018-17/06) and work permit (No: 97893136-799) were obtained from related institutions. Orthopedics, Surgical Clinic and Intensive Care Unit (ICU) Nurses were selected as the population. Fifteen nurses who were selected from the population by criterion sampling method and accepted to participate in the study were taken as samples. `Semi-Structured questionnaire form for socio-demographic data` and `Unstructured Questionnaire Form` were used to determine the approaches related to delirium management. Interviews with the participants were obtained by verbal and written consent and recorded with a voice recorder and transferred to word file by transcription method. Deductive Content analysis; qualitative details analysis and thematic analysis were used in the analysis of the qualitative data. Results: It was identified that 13/15 of nurses participating in the study have not been trained on delirium previously. 9/15 of the nurses defined delirium as clouding of consciousness seen after operation.12/15 of of the nurses defined delirium management as `calming the patients and their relatives/communication/informing about the process.Among the difficulties in the care of patients with delirium, the nurses stated to experience `difficulty to manage agitated and aggressive behaviors` with the rate of 6/15 and `discordance / refusal of treatment` with the rate of 3/15. Conclusion: In this study, it was determined that the nurses included in the study defined hyperactive delirium in particular, did not know what to do in the management of delirium, and had difficulty in managing the clinical signs of hyperactive delirium especially like agitation, in the care of the patient developing delirium. Based on these results, it is recommended that nurses should be trained on delirium, which is common in surgical and intensive care clinics, and that evidence-based, easy-to-use delirium algorithms and guidelines for delirium management should be prepared and made widespread.
Collections