Yunanistan Başbakanı Venizelos'un Pontus politikası (1914-1920)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Türkçe literatürde Pontus sorunu ya da meselesi olarak adlandırılan konu 19. yüzyılınortalarında Doğu Karadeniz kıyılarında bağımsız bir Pontus Devleti kurmak amacıyla Rumlar tarafından gerçekleştirilen bir bağımsızlık hareketi olarak ortaya çıkmıştır. Pontus Rumlarının bağımsızlık düşüncesi Meşrutiyet döneminde doğmuş, Balkan Savaşları ile ivme kazanmış, Birinci Dünya Savaşı sırasında gelişmiş ve Trabzon'un Rus işgali sırasında siyasi arayışlar ve çete faaliyetleri ile silahlı bir isyana dönüşmüştür. Birinci Dünya Savaşı'nda Bolşevik Devriminin gerçekleşmesi Karadeniz Rumlarının da genel gidişatında ciddi kırılmalara neden olmuştur ve Kafkaslara Rum göçü başlamıştır. Diğer yandan Mondros Mütarekesinin imzalanmasıyla cesaret bulan Karadeniz Rumları bağımsızlık konusunda farklı ihtimaller üzerine yoğunlaşmışlardır.Mütareke döneminde ise Karadeniz Rumları bağımsızlıklarını kazanmak ve özerk bir devlet kurma amacıyla örgütlenmiştir. Esasen tek başına özerk bir devlet kurulmasını isteyen Karadeniz Rumları, Yunan Devleti'ne uzak olan coğrafi konumu başta olmak üzere bazıetkenler nedeniyle böyle bir devletin kurulma ihtimalinin düşük olduğunun farkına varmıştır. Bu nedenle başka bir devletin mandası ya da konfederasyon düşüncesine sıcak bakmıştır. Çok kısa süreliğine de olsa Amerikan mandası, `ana vatan` Yunanistan'a bağlanma, Ermenilerle konfederasyon ya da Osmanlı Devleti ile iş birliği gibi düşüncelerine yanaşmıştır. Bu ihtimallerin içinde Ermeni Devleti ile iş birliği ile bir devlet oluşturulması gerçekleşmeye en yakın ihtimal olarak görünmüştür. Diğer yandan dönemin Yunanistan Başbakanı Eleftherios Venizelos da bu düşünceyi savunmuştur.Yunan Başbakanı Venizelos bir Pontus devletinin kurulmasını düşük bir ihtimal olarakdeğerlendirmiştir. Yunanistan'ın Pontus Rumlarının bu talebini kabul etmesi halinde, Yunan Devleti'nin Büyük Devletlerden destek beklediği taleplerini (Batı Anadolu, Ege Adaları gibi) zayıflatacağına hükmetmiştir. Bu sebeple Venizelos, zaten coğrafi konumunu dikkate alarak`Pontus Rum Devletinin` Ermeni Devleti'nin desteğiyle kurulmasını tercih etmiştir. Ancak bu esnada Karadeniz Rumları Batum ve Tiflis'te çeşitli kongreler organize ederek kendi gelecekleri konusunda bizzat çalışmaya başlamışlardır.Sevr Antlaşması'nın imzalanması ile Büyük Yunanistan hayaline kavuştuğunu düşünen Venizelos 1920 Kasım seçimleri sonunda beklemediği bir seçim yenilgisi yaşamış ve Fransa'ya gitmiştir. Konstantinos'un Yunanistan tahtına geri dönmesi, Yunan cephesinin Küçük Asya'da genişlemesi ve 1922 yılında Yunan Ordusunu bozguna uğraması gibi gelişmeler Pontus Devleti kurulması düşüncesinin terk edilmesine yol açmıştır. 1923 yılında Lozan Antlaşmasıimzalanması ile bölgede yeni bir düzen oluşturulmuştur. The issue, which is called the Pontus problem or issue in Turkish literature, emerged as an independence movement carried out by the Greeks in the middle of the 19th century in order to establish an independent Pontus State on the shores of the Eastern Black Sea. The idea of independence of the Pontus Greeks began in the Constitutional Monarchy period, gained momentum with the Balkan Wars, developed during the First World War, and turned into an armed rebellion with political pursuits and gang activities during the Russian occupation of Trabzon. The realization of the Bolshevik Revolution in the First World War caused serious breaks in the general course of the Black Sea Greeks and the Greek migration to the Caucasus began. On the other hand, the Black Sea Greeks, who were encouraged by the signing of the Armistice of Mondros, focused on different possibilities for independence.During the armistice period, the Black Sea Greeks were organized with the aim of gaining their independence and establishing an autonomous state. In fact, the Black Sea Greeks, who wanted to establish an autonomous state on their own, realized that the possibility of establishing such a state was low due to some factors, especially its geographical location far from the Greek State. For this reason, the community looked warmly to the idea of a mandate or confederation of another state. Even for a very short time, the American mandate, the ideas of unite to the `motherland` Greece, confederation with the Armenians or cooperation with the Ottoman State were considered by the Blacksea Greeks. Among these possibilities, the creation of a state in cooperation with the Armenian State seemed to be the closest possibility. On the other hand, the Greek Prime Minister of the period, Eleftherios Venizelos, also defended this idea.Greek Prime Minister Venizelos considered the establishment of a Pontic state as a low probability. He ruled that if Greece accepted this demand of the Pontic Greeks, it would weaken the demands of the Greek State for which it expected support from the Great Powers (Western Anatolia, Aegean Islands, etc.). For this reason, Venizelos preferred the establishment of the `Pontus Greek State` with the support of the Armenian State, already taking into account its geographical location. However, in the meantime, the Black Sea Greeks started to work on their own future by organizing various congresses in Batumi and Tbilisi.Thinking that he had achieved his dream of Greater Greece with the signing of the Treaty of Sevres, Venizelos suffered an unexpected electoral defeat at the end of the 1920 November elections and went to France. Developments such as the return of Constantine to the throne of Greece, the expansion of the Greek front in Asia Minor and the defeat of the Greek Army in 1922 led to the abandonment of the idea of establishing the Pontus State. With the signing of the Treaty of Lausanne in 1923, a new order was established in the region.
Collections