Osmanlı dönemi Urfa bölgesinde aşiret-devlet ilişkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmada Osmanlı Dönemi Urfa bölgesinde aşiret-devlet ilişkileri ele alınmıştır. Çalışmada, Osmanlı idaresi zamanında Urfa ve civarında varlık gösteren bazı etkin aşiretlerin varlığı ve faaliyetlerinin yanı sıra bu aşiretlerin merkezi otorite, yerel idareciler ve ahali ile olan siyasi, idari, sosyal ve ekonomik ilişkilerinin ortaya çıkarılması amaçlanmaktadır. Böylece varlıkları Osmanlı dönemi öncesine kadar uzanan konargöçer veya yerleşik aşiretlerin Urfa bölgesine etkileri ve bu bölgenin toplumsal yapısına katkısı belirlenmeye çalışılmıştır. Bu çalışmanın bir başka amacı ise Urfa ve çevresinde etkin rol oynayan aşiretler üzerinden zaman içerisinde bu bölgede devletin aşiretlere yönelik uyguladığı politikaların tespit edilmesidir. Bu doğrultuda aşiretlerin idari yapısı, onlara karşı uygulanan iskân siyaseti, bu iskânın sebepleri ve neticeleri, aşiretlerin devlete yönelik yükümlülükleri, bazı aşiret mensuplarının sebep veya müdahil olduğu eşkıyalık hareketleri ile bu hareketlere karşı alınan tedbirlere odaklanılmıştır. Bu çalışmada literatür taraması, arşiv taraması ve belge analizi yöntemleri kullanılarak Cumhurbaşkanlığı Osmanlı Arşivi kayıtları başta olmak üzere konu ile ilgili diğer telif ve tetkik eserlerden yararlanılmıştır. Tarihi dokusu, kültürel mirası ve jeostratejik önemiyle ön plana çıkan Urfa ve çevresi, tarih boyunca birçok topluluk ve medeniyete ev sahipliği yapmıştır. Bu topluluklar arasında özellikle aşiretler Urfa'nın sosyokültürel yapısında önemli bir yere sahiptir. Kaynaklardan elde edilen bilgilerden hareketle Urfa ve civarında farklı etnik, sosyal ve kültürel özelliklere sahip birçok irili ufaklı aşiretin yaşadığı görülmüştür. Urfa ve çevresinde kısmen kendilerine has idari, sosyal ve ekonomik yapıya sahip olan bu sosyal örgütlenmelerin, tarım ve hayvancılık temelli iktisat yapısını benimsedikleri belirlenmiştir. Buradaki aşiretler genelde uğraş alanları ve coğrafyanın iklim şartları gibi nedenlerle konargöçer yahut yerleşik halde bulunmuşlardır. Bunun yanı sıra merkezi ve yerel politikalarda yaşanan gelişmeler nedeniyle ya da toplumsal ilişkilerde yaşanan sorunlara binaen aşiretler kimi zaman yer değiştirmek zorunda kalmıştır. Urfa'nın jeopolitik ve jeostratejik öneminin yanı sıra geniş ve verimli topraklara da sahip olması buradaki ekonomik yapının canlı kalmasında önemli bir etken olmuştur. Fakat bölgeyi aynı zamanda ciddi bir mücadele sahası haline de getirmiştir. Bu mücadele daha çok aşiretlerin kendi aralarında ya da yerel ahaliyle ve tüccar taifesiyle olan ilişkilerinde yaşanmıştır. Özellikle merkezi otoritenin yeterince hissedilemediği ve/veya otorite boşluğunun oluştuğu durumlarda anlaşmazlık ve uyuşmazlıkların daha da derinleştiği anlaşılmıştır. Aşiretlerin eşkıyalık hareketlerine sahne olan bu dönemlerde, merkezi otorite, yerel idareciler ve ahalinin oldukça zor duruma düştüğü görülmüştür. Buna karşın aşiret idarecilerine yönelik taltiften cezaya varan bir takım idari ve askeri tedbirlerin alındığı ancak bu tedbirlerin tam manasıyla başarıya ulaşmadığı belirlenmiştir. Bununla birlikte devletin herhangi bir tehlikeyle karşı karşıya kaldığı durumlarda ise aşiretlerin askeri, lojistik ve ekonomik açıdan destek sağlayarak devlete bağlılıklarını gösterdikleri de saptanmıştır. In this study, tribe-state relations in Urfa region during Ottoman era is dealt with. In addition to the states and activities of some effective tribes existed in Urfa and its surroundings during Ottoman administration, it is aimed to reveal political, administrative, social, and economic relations of these tribes with central authority, local administrators, and public. Therefore, the effects in Urfa region and contribution to the social structure of this region of the nomad or settled tribes whose existence dates back the time before the Ottoman era are tried to be determined. Another aim of this study is to identify the policies implemented by the state through time towards the tribes in this region by studying the tribes that played an effective role in Urfa and its surroundings. Accordingly, administrative structure of tribes, settlement policies implemented towards them, reasons and results of these settlements, liabilities of tribes to the state, banditry activities caused by some tribe members or in which they were involved, and precautions taken against these activities are focused on. In this study, primarily records in the Republic of Turkey Presidential State Archives – Ottoman Archives and other copyright and review works are utilized by using literature review, archive research, and document analysis methods. Urfa and its surroundings standing out with its historical texture, cultural heritage, and geo-political significance hosted several communities and civilizations throughout history. Among these communities, specifically tribes have a significant place in Urfa's sociocultural structure. Based on the information gathered from resources, it is revealed that numerous small and large tribes having different ethnic, social, and cultural qualities lived in Urfa and its surroundings. It is determined that these social organizations having partially unique administrative, social, and economic structure adopted an economic structure based on agriculture and animal husbandry. The tribes of this region were either nomad or settled generally due to reasons such as field of occupation and climatic conditions of geography. Moreover, tribes sometimes had to relocate because of the developments in central and local policies or because of troubles faced in social relations. In addition to Urfa's geo-political and geo-strategic significance, having vast and fertile lands was an important factor for keeping the economic structure here alive. However, it also caused the region to be an arena of serious struggle. This struggle took place mostly among tribes themselves or with local communities and tradesmen. It is determined that conflicts and disagreements deepened more especially when central authority weakened and/or when there was an authority gap. It is seen that central authority, local administrators, and public were in a difficult position during these times when banditry activities of tribes were witnessed. Nevertheless, it is determined that certain administrative and military precautions such as rewards or punishments were taken against the leaders of tribes but these precautions did not fully achieve the goal. In the meantime, it is also concluded that tribes showed their allegiance to the state by providing military, logistic, and economic support when the state faced any kind of threat.
Collections