Türk sinemasının ikonografisine edebiyat ve resmin etkisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Sinema sanatının var olma sürecinden bu yana diğer sanat dalları ile içerik alışverişinde bulunduğu bilinmektedir. Özellikle edebiyat eserlerinden aldığı yazınsal metinlerin içeriği, resim sanatından aldığı görsel dilin ise içerikleri aktarma biçimleri sinemanın kendi dilini inşa etmesine yardımcı olmaktadır. Tüm sanat dallarının ürettiği eserlerde olduğu gibi sinema eserlerinde de yaratım süreci, toplumun yetiştirdiği ve şekillendirdiği sanatçı tarafından yürütülmektedir. Yetiştiği ve şekillendiği toplumdan, toplumun gerçekliğinden ve kültürel kodlarından bağımsız eser üretemeyen birey kendini yapıtında dışavurmaktadır. Bir dışavurum aracı olarak sinema eserleri de oluşturulduğu dönemin şartlarını, gerçekliğini ve kültürel kodlarını barındırmaktadır. Sanat eserlerinin yaptığı içerik alışverişinin de bu şartlar, gerçeklikler ve kodlar üzerinden yapılandığı görülmektedir. Türk sineması özelinde ilerleyen çalışma kapsamında Metin Erksan'ın 1963 senesinde gerçekleştirdiği `Susuz Yaz` filmi örneklem alınmıştır. Örneklem filmin toplumsal gerçekçi sinema eserlerinin baskın olduğu, birçok uyarlama eserin icra edildiği ve toplumsal, siyasal değişimlerin hız kazandığı 1960'larda gerçekleştirilmesi çalışmanın sınırlılığına hizmet etmektedir. Film üzerinden yapılan ikonografik çözümleme Türk sinemasının anlatı dilini inşa ederken kullandığı imgeleri ve kodlamaları aktarmaya yardım etmektedir. Bu imgeler ve kodlar çözümlenirken görsel hikâyeleme yönteminden yararlanılmış ve örneklem film içerisinden seçilen üç ana kare, toplumsal gerçekçi üç yağlıboya tablosu üzerinden tema, mekan ve karakter bağlamında uylaşımlar yakalanmıştır. Ele alınan görsellerin ilk izlenimlerine odaklanılmış ve buradan hareketle görseller üzerinden hikâyelenen anlamların, üretildikleri dönemin dinamiklerini yansıtma özelliği gözler önüne serilmiştir.Anahtar Kelimeler: Sinema, Edebiyat, Resim, Metinlerarasılık, İmge, İkonografi Cinema art has been known to exchange content with other art branches since its existence. In particular, the content of literary texts from literary works and how the visual language from the art of painting transfers the content helps the cinema to build its own language. As with the works produced by all branches of art, the process of creation in the works of cinema is carried out by the artist trained and shaped by society. The individual who is unable to produce works independent of the society in which he grew up and shaped, from the reality and cultural codes of the society, exposes himself in his work. As a means of expression, the works of cinema also contain the terms, reality, and cultural codes of the period in which it was created. It is seen that the content exchange made by artworks is based on these conditions, realities, and codes. A sample of the film Susuz Yaz, which Metin Erksan made in 1963, was taken in the scope of the following study in the Turkish cinema special. Sample the film's performance in the 1960s, when social realistic cinema works were dominant, many adaptations were performed, and social and political changes were accelerating, serves the limitations of the work. The iconographic analysis of the film helps to convey the images and codes used by Turkish cinema in constructing the narrative language. These images and codes were used in the analysis of visual storytelling method and three mainframes selected from the sample film, Three social realistic oil paintings were captured in the context of the theme, space, and character. The first impressions were focused on the visual images and the meaning narrated through the visual images reflected the dynamics of the period in which they were produced.Keywords: Cinema, Literature, Painting, Intertextuality, Image, Iconography
Collections