Hakaret ve sövme suçları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi'nin birinci maddesinde de belirtildiği gibi, bütün insanlar hür doğarlar ve haklar ve şeref bakımından eşittirler. Bunun sonucu olarak bu değerin sadece medeni hukukta korunması yetmez, ceza hukukunda da korunması gerekir.Çalışmanın konusu hakaret ve sövme suçlarıdır. Birinci bölümün birinci başlığında suça ilişkin genel bilgiler verilmiştir. İkinci başlığında tarihçe incelenmiştir. Üçüncü bölümde mukayeseli hukukta ve AİHM, AİHS ve AYM uygulamaları perspektifinde bu suçlar incelenmiştir. Dördüncü bölümde ise suçun sentetik yapısı incelenmiştir. İkinci bölümde analitik olarak, hakaret ve sövme suçlarının unsurları incelenmiştir. Bunlar fiil, kusurluluk ve hukuka aykırılıktır. Üçüncü bölümde suçun ortaya çıkış biçimleri, suçun halleri ve suçun takibi ile suçun yaptırımı incelenmiştir.Hakaret ve sövme suçları TCK m. 125 – 131 arasında düzenlenmiştir. TCK bu farklı suçların cezalarını eşitleyerek aradaki ayrımı kaldırdığını iddia etmektedir. Bu suçlar birbirinden farklı suçlardır. Kanunda hakaret suçunun tanımı yapılmışsa da kanunilik ilkesine aykırı olarak sövme suçunun tanımı yapılmamıştır. Mülga kanunda bağımsız bir suç olarak yer alan, kamu görevlisine görevinden dolayı hakaret, bu suçlar içerisinde bir fıkra olarak düzenlemektedir. Din hürriyetine karşı suçlar kategorisine bu kanunda yer verilmemiştir. Bu norm, TCK m. 125'de ağırlatıcı bir sebep olarak düzenlenmiştir.Kanunda, kurul halinde çalışan kamu görevlilerine karşı işlenen suç, zincirleme suç hipotezi içinde değerlendirilmiştir. Diğer hallerden farklı olarak, kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen suçun takibi re'sen yapılmaktadır. Anayasa'da düzenlenen isnadın ispatı hakkı, TCK'da m. 128'de düzenlenmiştir. Bu düzenleme Anayasa ile çelişmektedir.TCK m. 129 düzenlemesinin ikinci fıkrası hükmü yaralama suçuna hasredildiğinden dolayı bir çelişki doğurmaktadır.TCK m. 130'da ölenin hatırası düzenlenmiştir. Ölünün, bu başlık altında düzenlenmesi, ölü, kişi olmadığından çelişki doğurmaktadır. As stated in the Article 1 of the Universal Declaration of Human Rights, `All human beings are born free and equal in `dignity` and rights.` As a result of this, it is mandatory to regulate and protect these values not only with the Civil Code but also the Penal Code.The title of the thesis is `Defamation/Criminal Libel`. Under the first heading of first the chapter, the fundamental knowledge regarding these crimes will be subject to analysis. In the second heading, historical aspects will be given. Finally, in the third heading, the global aspects and regulations under the perspective of Comparative Law will be presented. Due to Turkey is party of European Convention of Human Rights (`ECHR`), the decisions of both ECHR and Constitutional Court is also carefully being reviewed. In the fourth heading, these crimes will be synthetically reviewed. In the second and third chapters, these crimes will be analytically reviewed under the general & related special provisions of the Turkish Penal Code.These crimes are regulated between the Article 125 – 131 of the `Turkish Penal Code`. According to the lawmakers of the Code n. 5237, it has been claimed that the `distinction` between these two crimes does not exist anymore because of the new regulation that has made the penalties identical and as a result of this, these crimes became as one. This approach does not fit to the historical legal definitions of these crimes since the structures of these two crimes are different from each other. Under these provisions, defamation is defined while slander is yet to be defined. Legal definition of this crime must be made as a result of constitutional imperative principle of legality.Under the abolished provisions of previous the Criminal Code, the insult of public officials was not regulated under the same provision as the current Penal Code did. This proposal is also valid for crimes related to blasphemy and defamation of a person's memory.When `Public officials serving as a committee` becoming aggrieved by these offenses, due to mandatory and imperative norms of the Code n. 5237, this crimes are being evaluated under the successive offence hypotheses.These offences when targeted to public officials by perpetrator, prosecution will be handled ex officio despite Art. 125/1.Plea/defense immunity is regulated under the Art. 128 which contradicts with the imperative provisions of the Constitution.Article n. 129's first and second clause are contradicted due to the second clause is only devoted to as a reaction to felonious injury.Defamation of a person's memory is also regulated under the Art. 130. While the dead is not defined as a `person` as by the law, these crimes are regulated under `offences against individuals`, creating a contradiction.
Collections