Sermayenin uluslararasılaşması, devletin dönüşümü: Avrupa bütünleşme teorilerine eleştirel bir yaklaşım
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Avrupa bütünleşmesi süreci Avrupa siyasetini yeni bir biçime dönüştürmesinin yanında incelemeye değer birçok yeni araştırma alanını da ortaya çıkarmıştır. Ana akım olarak nitelendirilen teorik çerçeveler ise bütünleşmenin mantığını açıklayabilmek üzere aktör, sistem ve süreç bazında odaklanan yaklaşımlar geliştirmiştir. Bu bağlamda, hazırlanmış olan bu tez ile ana akım olarak da nitelendirilen teorilerin bütünleşmenin geldiği aşama göz önünde bulundurulduğunda ne kadar isabetli nedensellik ilişkileri kurduğu ve vardığı sonuçların bütünleşme süreçlerinin izlediği yol ile ne kadar uyumlu olduğunun değerlendirilmesi gerektiği analiz edilmeye çalışılmıştır. Öte yandan, bahsi geçen sorulara cevap üretme amacının yanında son olarak Avrupa Birliği ile kurumsallaşan bütünleşme girişimlerinin eleştirel bir değerlendirmesinin yapılıp yapılamayacağı da bir diğer araştırma gündemini oluşturmuştur. Bütün bu araştırma soru ve gündemlerinden hareketle tez içerisinde ana akım teorilerin ve bütünleşme süreçlerine eleştirel yaklaşan yorumsamalar karşılaştırmalı bir şekilde taranmıştır. Marksist ve tarihsel materyalist bir yöntemsellikle literatürden toplanan veriler analiz edilmiştir.Bu doğrultuda, öncelikle ana akım teoriler anlatılmış, analiz düzeylerinden nasıl yararlandıkları, toplumsal olguları analize nasıl dâhil ettikleri, tarihsellikle aralarında nasıl bir bağ kurdukları ve bir bütünlük halinde inceleme yapıp yapmadıkları üzerinden sınıfsal bir perspektif çerçevesinde değerlendirilmiştir. Ardından Avrupa bütünleşmesini en isabetli biçimde anlamak üzere bir teorinin altyapı-üstyapı, yapı-fai lilişkiselliği, kapitalist devlet ve sınıfsal tartışmaları içselleştirmesi gerekliliğinin altı çizilmiştir. Bütünleşme süreçlerini açıklamak için ise `ulusüstücülük` felsefesinin doğuşuna yön verdiği saptanan sermayenin uluslararasılaşması ve devletin dönüşümü eğilimlerinin büyük bir önem arz ettiği üzerine yoğunlaşılmıştır. Son olarak ise, Avrupa Birliği‟nin biçim belirlenimli bir yapı olduğu ve uluslararası boyuttaki egemen sınıfların lehine hareket eden bir sınıfsal doğasının olduğunun savlanması için yapısal çelişkileri üzerinden çözümlemeler yapılmıştır. Bu bağlamda, Avrupa Birliği‟nin son 10 yılında yoğunlaşan ve Avrupa Birliği‟nin yapısal çelişkilerini belirgin kılan Euro Krizi, Avrupa Bürokratizmi ve Meşruiyet Krizi olgularının sınıfsal perspektifle değerlendirmesi yapılmış ve otoriterleşme eğilimlerinin Avrupa bağlamındaki zamansal ve mekânsal bir sabit evresi olan Teknokratik Otoriterizm kavramı geliştirilmeye çalışılmıştır. The process of European integration has not only transformed European politics into a new form, but has also created many new research areas worth exploring. The theoretical frameworks, which are described as mainstream, have developed approaches that focus on actor, system and process in order to explain the logic of integration. In this context, with this thesis has been prepared, it was tried to analyse how accurately the theories, which are also described as mainstream, establish causality relationships when the current stage of integration is taken into consideration and to what extent the outputs are compatible with the path followed by the integration processes. On the other hand, besides the purpose of producing answers to the aforementioned questions, another research agenda is whether a critical evaluation of the integration initiatives institutionalized with the European Union can be made. With reference to all these research questions and agendas, interpretations that critically approach mainstream theories and integration processes were reviewed comparatively in the thesis. The data collected from the literature were analysed with a Marxist and historical materialist methodology.In this direction, mainstream theories were explained and evaluated within the framework of a class perspective on how they benefit from analysis levels, how they incorporate social phenomena into the analysis, how they connect with historicity and whether they examine them as a whole, firstly. Then, in order to understand the European integration in the most accurate way, the necessity of a theory to internalize the discussions of structure-superstructure, structure-agency, capitalist state and class was underlined. It has been focused on the internationalization of capital and the transformation of the state, which has been determined to guide the emergence of the philosophy of `transnationalism` in order to explain the integration processes. Finally, analyses have been made over its structural contradictions in order to claim that the European Union is a form-determined structure and that it has a class nature acting in favour of the international dominant classes. In this context, the Euro Crisis, European Bureaucratism and Legitimacy Crisis, which have intensified in the last 10 years of the European integration and made the structural contradictions of the European Union evident, have been evaluated with a class perspective; and the concept of Technocratic Authoritarianism, which is a temporal and spatial fixed phase of authoritarianism tendencies in the European context, was tried to be developed.
Collections