Svilen Kapsizov'un (Keşif Ahmedov Kapsizov) `Akarsuların Sonu` adlı romanı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
13 Ağustos 1941'de doğan Pomak yazar Svilen Kapsızov (Keşif AhmedovKapsızov), Rodop halkının sesi olur. Ömrüne sığdırabildiği tek roman olan AkarsularınSonu Rodopların ruhudur. Yazar, Rodop halkının güzel sanatıyla, iyilik ve kötülüğübirbirinden ayırır. Rodop türküleri söyleyen iyi yürekli Rodoplu kahramanlar,türkülerini yalnızca maneviyat için söylerler. Bu türkülerini yalnızca güzel ruhlartaşıyan insanların yanında söylerler.Svilen Kapsızov, memleketi olan Rodopların yemyeşil coğrafyasında yaşayantüm insanların haklarının savunuculuğunu üstlenir. Totaliter sisteminin baskılarınamaruz kalan Bulgarların olduğu gibi Pomakların ve Türklerin haklarını da savunur.Svilen Kapsızov ayrım yapmaksızın doğrunun ve iyiliğin tarafında savaşır. TodorJivkov'un karanlık çıkarlarına ulaşmak için komünizm maskesi altında kurduğu vediktatörlüğünün ürünü olan totaliter rejimde, yazılarıyla halkın yaşadığı acı veaşağılanmayı dile getirmekten çekinmez. Fakat yazdıkları hükümetin çıkarlarına tersdüştüğü için yayımlanmasına engel olunur. Edebi çabaları dışında Halk ve ÖzgürlüklerPartisi'nde milletvekili olduğu sıralarda, insan hakları için mecliste de çok büyük çabasarf eder.Akarsuların Sonu adlı romanı, 1980'li yılların ikinci yarısında kalemealınmasına rağmen 15 Eylül 1992'de Novi Han yakınlarında gerçekleştirilen talihsizsuikastından iki yıl sonra, ancak 1994 yılında yayımlanabilir. Yazar, kötü kaderiniönceden tahmin etmiş, akabinde çok kereler ölüm tehditleri de almış ancak sessizkalmamıştır. İnsanca yaşama hakları, isimleri ve kimlikleri çalınan insanlar için sonnefesine kadar çabalamıştır. Sessiz kalan çoğunluğun arasında sesini yükselten çok azsayıda kişiden biri olmuştur.Ülkemizde daha önce incelenememiş Çağdaş Bulgar Edebiyatı örneği olanroman, Türk ve Pomakların da dâhil olmak üzere, komünist rejiminde yaşayan tümvatandaşlarının hayatlarını yakından tanıma fırsatı bulmamızı sağlamıştır. Döneminsanının ülkesinin nasıl baskıcı bir hükümetin tuzağına düştüğüne tanık oluruz.Totaliter Bulgaristan'da ne türden vahşi insanlık suçları işlendiğini, toplumun bazıkısımlarının nasıl yozlaşmış olduğunu açıkça görürüz.Roman, bağımsız bir sanatçı ruhunu taşıyan başkarakter Emiliya Kehayova'nın,bu yozlaşmış ortama ve cadı kazanına düşme hikâyesidir. Emiliya'nın yıkıcı gerçeklerigördükten sonra düştüğü büyük hayal kırıklıkları, bunun ardından ona hayal kırıklığıyaşatan bu adaletsizliklere ve insanlık dışılığa verdiği mücadeleye tanık oluruz. Bununsonucunda bu anti demokratik ortamın genç, yetenekli, iyi ruhlu kişiyi yiyip bitirdiğinive onu kurban ettiğini görürüz.Romandaki ayrıca çok önemli ikinci bir unsura daha değiniriz. SvilenKapsızov'un tek romanı olan Akarsuların Sonu, dil özelliği bakımından çok özeldir.Romanı incelerken asıl dilinde (Bulgarca), karşılaştığımız sayısız Türkçe sözcük, ortakkültür özellikleri, deyim ve diyalektler dikkate değerdir. Roman, özellikle ana diliTürkçe olan okuyucu açısından oldukça heyecan verici olmuştur. Çünkü okuyucu,roman ile bu unsurlar bakımından da yakınlık hissetmiş, dolayısıyla manevi olarakgüçlü bir bağ da kurulmuştur.Sonuç olarak Akarsuların Sonu edebi niteliği, arka plan tarihi, kültürlerarasıetkileşimi ve ortak sözcüklerden oluşan yazın diliyle kapsamlı, bilgi verici bir yapıtolmasından dolayı incelememiz için önemli bir edebi eser niteliğindedir. Pomak writer Svilen Kapsizov (Keshif Ahmedov Kapsizov), born on August 13,1941, becomes the voice of the Rhodope people. The author distinguishes between goodand evil with the fine art of the Rhodope people. Good-hearted Rhodope heroes singRhodope folk songs only for spirituality. They sing these songs only in the presence ofpeople with beautiful souls.Svilen Kapsizov, undertakes to advocate for the rights of all people living in thegreen geography of his hometown Rhodopes. He defends the rights of Pomaks andTurks, as well as Bulgarians, who have been subjected to the pressure of the totalitariansystem. Svilen Kapsizov indiscriminately fights on the side of truth and goodness. Hehas not hesitate to express the pain and humiliation of the people during the totalitarianregime that Todor Jivkov established under the mask of communism and under hisdictatorship in order to reach his dark interests. However, because of her writingsagainst the dark interests of the government, the writings have been prevented frombeing published. Apart from his literary efforts, he also has made great efforts forhuman rights in the parliament when he was a Member of Parliament from the Rightsand Freedoms Party.Although The End of the Streams was written in the second half of the 1980s,the book was only published in 1994, two years after his unfortunate assassination on 15September 1992 near Novi Han. The author has predicted his bad fate, and subsequentlyreceived death threats many times, but has not remained silent. He has fought until hislast breath for the people whose right to live humanely, whose names and identitieswere stolen. He had been one of the very few to raise his voice among the majority whoremained silent.The novel, which is an example of Contemporary Bulgarian Literature that hasnot been studied in our country before, has provided us with the opportunity to get toknow the lives of all citizens living in communist Bulgaria, including Turks andPomaks. We witness how the country of the people of the period fell into the trap of anabusive government. We can clearly see what kind of brutal crimes against humanitywere committed in totalitarian Bulgaria, how corrupt parts of society were.The novel is the story of the main character Emiliya Kehayova, who has thespirit of an independent artist, falling into this corrupt environment, this witch'scauldron. We witness Emiliya's great disappointment after seeing the devastating truths,and then her struggle against these vices, injustices, and inhumanity that disappointedher. As a result, we see this wild environment devour and sacrifice this young, talented,good-spirited, and moral person.We also mention a second very important element in the novel. The End of theStreams, the only novel of Svilen Kapsızov, is very special in terms of language. Whileexamining the novel, the numerous Turkish words, common cultural features, idiomsand dialects we encountered in the original language (Bulgarian) are remarkable. Thenovel has been quite exciting especially for the reader whose mother tongue is Turkish.Because the reader felt an affinity with the novel in terms of these elements, so a strongspiritual bond has been established.As a result, The End of the Streams is an important literary work for our studybecause it is a comprehensive and informative literary work with its literary quality,background history, intercultural interaction and literary language consisting ofcommon words.
Collections