Çağdaş siyaset felsefesinde yurttaşlık kavramı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Yurttaşlık kavramının bugün aldığı biçime dair bir soruşturma yürütmenin amaçlandığı bu tezin ana sorusu şudur: Yurttaşlık kavramının neoliberalizm/denetim toplumu içindeki formu insanı `izleyen bir hale dönüştürüp`, eyleyiciliğinden mahrum bırakan bir durum haline geldiyse, bu duruma tam da `bu izleyen halin doğasına` yaslanan bir çözüm önerisi getirebilir miyiz? Bu soruyu Balibar, Deleuze'ün `gelmekte-olan-yurttaşlık` kavramını işaret ederek yanıtlamaktadır. Bu tez, bu çözüm önerisini detaylandırmayı amaçlamaktadır. Bu amaçla ilk bölümde yurttaşlık kavramının tarihsel olarak dönüşümü başlangıcından bugüne doğru, filozofların düşüncelerine göre üç aşamada incelenecektir. Birinci aşama yurttaşlık kavramının Antik Yunan ve Roma'da aldığı biçime bakarken, ikinci aşamada ise modern siyasal düşünce ve liberalizm içerisindeki tanımı yapılmaya çalışılacaktır. Üçüncü aşamada ise neoliberalizm içindeki `izleyen hal`, `bir patinaj hali olarak` tanımlanacaktır. İkinci bölümde, izleyici olma hali `bir olayın şahidi olma` ve `bir olayın tanığı` olma olarak iki şekilde düşünülüp, felsefe tarihi içerisinde sırasıyla Husserl, Heidegger, Ricoeur, Agamben, Derrida ve Deleuze düşüncesinin içerisinde, kendi zaman anlayışları göz önüne alınarak değerlendirilecektir. Bu bölümün sonunda geleceğimiz nokta, neoliberalizmde yurttaşlık kavramının Deleuze'ün zaman felsefesinin ışığında `tanıklık kavramı`nın `gelmekte-olan`a açılan haliyle olumlu bir anlamda düşünülebileceğidir. Bu amaçla son bölümde, Balibar'ın eşitliközgürlük kavramı, şahitlik ve tanıklık kavram çiftine tercüme edilerek, eşit-şahitlik ve özgür-tanıklık çerçevesinde yeniden düşünülmeye davet edilecektir. Bu tercüme sonucunda ütopya ve fabülasyon arasında bir karşılaştırılma yapılarak, yurttaşlık kavramı ahlaki veya yasal değil de estetik bir form içerisinde gelmekte-olan-halk kavramıyla beraber yeniden düşünülecektir. This thesis aims to investigate the current condition of the concept `citizenship`. The fundemental question is this: `Can we offer a solution to the current condition when the concept of citizenship is devoid of its active status in its form in a neoliberalism/control society, which is merely a `spectatorship`? This question is answered by Balibar relying on Deleuze's conception of `people-to-come`. This thesis aims to elaborate this solution offer. In the first chapter, there is an historical investigation of the concept of citizenship, from its first emergence up to its current form. There are three parts in this investigation, first is the concept's condition in Ancient Greece and Rome, second is the concept's properties in modern political thought and liberalism and last is to focus on its peculiar condition in neoliberalizm, namely, its `spectatorship`, which is defined as a `spining` condition. In the second chapter, this condition of spectatorship is thought in a dual manner: `witnessing to something` and `a testimony to an event`. This dual manner is evaluated in history of philosophy, by means of applying them to the thoughts of Husserl, Heidegger, Ricoeur, Agamben, Derrida and Deleuze respectively, especially considering their understanding of time. At the end of this chapter, the conclusion is that Deleuze's understanding of time will contribute positively to consideration of testimony, which is thought with the concept of `people to come`. In the last chapter, we translate, Balibar's concept of equaliberty to equal-witnessing and liberal-testimony, in order to re-think the current condition of citizenship in neoliberalism. We end with a comparison between utopia and fabulation thinking about citizens of people-to-come in an aesthetical manner, not ethical or juridical.
Collections