SSCB'de büyük terör ve Türk dünyasına etkileri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Türk Dünyası ekseninde Büyük Terör uygulamalarının incelenmesi SSCB içerisindeki teröre maruz kalan halklar arasında belki de üzerinde en az ve en geç gündeme gelen başlıklardan biri olmuştur. Literatürde Türk Dünyası'nı merkeze alan Büyük Terör vurgusu genellikle teröre maruz kalan insanların sayısı özelinde gerçekleştirilmeye çalışılmış ya da Ceditçi aydınların asılsız iddialarla teröre maruz kalarak öldürüldüğünü ve tutsak edildiği şeklinde yapılmıştır. Soğuk Savaş yıllarının etkisi ile konunun yalnızca 'insan sayısı' ve 'haksız suçlamalar' olarak ele alınması, Türk Dünyası aydınlarının Kazan merkezli başlattığı Ceditçilik faaliyetlerinin bir aydınlanma ve bağımsızlık mücadelesine dönüşmesinin göz ardı edilmesine yol açmıştır.1905 Devrimi'nden beri kültürel özerklik ve otonomi talepleriyle siyasî hak taleplerinde bulunmaya başlayan Ceditçi aydınlar, Rusya'daki siyasî gelişmeleri yakından takip etmiş ve milliyetler politikası temelinde ittifaklar geliştirmiştir. Stalin'in SSCB'de iktidarı ele geçirdiği yıllarda Lenin dönemi 'Sürekli Devrim' ve onun politik uygulamalarının izleri tamamen silinmeye çalışılmış ve Stalin'in 'Tek Ülkede Devrim' politikalarıyla Stalinizm ve merkezileşme oturtulmaya çalışılmıştır. Büyük Terör'ün 'faili' olarak Bolşevik ve Stalinist politikaların irdelenmesi 'fail-maktul' ilişkisi çerçevesinde yapılan çalışmalarda farklı bir bakış açısı yakalanması açısından oldukça önemli olmuştur. Bolşevikler ideolojik olarak yaşadıkları bu dönüşüm Türk aydınlarının mücadelelerini Türkiye ve Avrupa olmak üzere muhacerette ve SSCB içerisinde gizlilikle yürütmelerine neden olmuştur. Bu nedenle Cedit hareketinin yaşadığı fikrî dönüşüm ve Türk Dünyası'nın Stalin ile birlikte zorlandığı sosyal-ekonomik yapı aydınların bağımsızlık mücadelelerinin seyrini ve cephelerini belirleyen en önemli unsurlar olmuştur. Dolayısıyla Büyük Terör'ün uygulayıcı olarak Bolşevikler'in ve SSCB'nin geçtiği ideolojik, ekonomik ve sosyal dönüşümlerin anlaşılması, Türk aydınlarının bu süreçte kurduğu ilişkiler, Büyük Terör politikalarını uygulama şekilleri ve sonuçları, Ceditçi faaliyetlere zamansallık açısından son verilen 1937-38 tutuklama ve idamlarına kadar geçen zaman zarfında Büyük Terör'ün bir bütün olarak ele alınmasını gerekli kılmıştır. Konunun bu şekilde ele alınması yalnızca yenileşme hareketi olarak başlayan ve çok kısa bir sürede tüm Türk Dünyası'nı etkisi altına alan Ceditçi aydınlama hareketinin etki alanının çok daha geniş bir coğrafyada ve çok geniş bir fikrî zeminde mücadele alanı bulduğunu açıklamaya çalışmıştır. Examination of the Great Terrorism practices in the axis of the Turkic World has perhaps been one of the least and latest topics among the peoples exposed to terrorism in the USSR. In the literature, the emphasis on Great Terror, centering the Turkic World, was generally tried to be realized in terms of the number of people exposed to terrorism, or it was made that Ceditist intellectuals were killed and imprisoned by being exposed to terrorism with unfounded allegations. With the influence of the Cold War years, the fact that the issue was handled only as `number of people` and `unjust accusations` led to ignoring the transformation of the Ceditism activities, which were started by the intellectuals of the Turkic World in Kazan, into a struggle for enlightenment and independence. Since the 1905 Revolution, the Ceditian intellectuals, who started to demand political rights with cultural autonomy and autonomy demands, closely followed the political developments in Russia and developed alliances on the basis of the policy of nationalities. In the years when Stalin seized power in the USSR, the traces of the `Permanent Revolution` of the Lenin period and its political practices were tried to be completely erased, and Stalinism and centralization were tried to be established with Stalin's `Revolution in One Country` policies. Examining the Bolshevik and Stalinist policies as the 'perpetrator' of the Great Terror has been very important in terms of catching a different perspective in the studies conducted within the framework of the 'perpetrator-victim' relationship. This ideological transformation of the Bolsheviks caused Turk intellectuals to carry out their struggles in secret, in Turkey and Europe, in emigration and in the USSR. For this reason, the intellectual transformation of the Cedit movement and the social-economic structure in which the Turkic World was forced together with Stalin were the most important factors that determined the course and fronts of the independence struggles of the intellectuals. Therefore, the understanding of the ideological, economic and social transformations of the Bolsheviks and the USSR as the implementers of the Great Terror, the relations established by the Turk intellectuals in this process, the implementation of the Great Terrorism policies and their results, the 1937-38 arrests and executions, which ended the Jadidist activities in terms of temporality. This necessitated the handling of the Great Terror as a whole. Handling the issue in this way only tried to explain that the influence of the Ceditian enlightenment movement, which started as an innovation movement and influenced the entire Turkic World in a very short time, found a field of struggle in a much wider geography and on a very wide intellectual ground.
Collections