Framing hacktivism: The criminalization of Redhack in Turkey
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu tez, 2010'lar Türkiye'sinde popüler bir hacktivist grup olan Redhack'in nasıl suçlulaştırıldığını incelemektedir. Çok boyutlu olan bu çalışma, Redhack örneğine odaklanarak hacktivizm hakkında inşa edilen ve algılanan suç çerçevelerinin çözümlemesi üzerinedir. Tez, niceliksel bir yaklaşımla, siyasi aktörleri, haber medyasını, bahsi geçen hacktivist grupla ilgili yargı süreçlerine dâhil olmuş aktörleri, sosyal medya platformu Twitter üzerinden grupla etkileşimde olan kitleyi ve hacktivist grubun kendisini inceler. Hacktivizm literatürü ile diyalog içinde olan bu tez, eleştirel kriminoloji ve eleştirel terör çalışmalarına da katkıda bulunur. Tezin başlangıç sorusu, Redhack'in Türkiye'de bir `ahlaki panik` olarak değerlendirilip değerlendirilmediğidir. İnceleme, Redhack'in yeni oluşturulan siber suç ve siber-terör çerçevelerinden ziyade daha eski olan terör çerçevesinin etkinleştirilmesiyle suçlulaştırıldığını ortaya çıkmaktadır. Tez, terör çerçevesinin hacktivist bir grup için yeniden ortaya çıkmasının dört farklı sebebi olduğunu öne sürer: Türkiye'deki siyasi bağlam, terörist `halk şeytanları` kavramında billurlaşan Türkiye tarihinden artakalan sosyo-politik kaygılar, Redhack grubunun kendi özgüllükleri ve dünya çapındaki terör söyleminin yükseliş. Tez aynı zamanda, Redhack için siber ile ilgili suç çerçevelerinin kullanılmasından geri durulduğunu gösterirken; siber suç ve siber-terörle ilgili Türkiye'de olumlu bir çerçevelendirme – neredeyse bir imge – olduğunu da ortaya çıkarmıştır. Çalışma bu bağlamda, Redhack'in suç olarak çerçevelenmesiyle ilişkili görüşülen veya yazılı/sesli kaynaklar sayesinde incelenen aktörlerde, bilişim ve iletişim teknolojilerine (BİT) dair bir büyülenme olduğunu ortaya koyar. Bunun yanı sıra devlette ve iktidar elitinde, meydan okuyan hacktivizm örneklerini terör çerçevesiyle daha okunabilir kılma çabası da gözükmektedir. Bu anlamda çalışma, tekno-fetişizm ile BİT'e dair hissedilen kaygıların ikililiğini gün yüzüne çıkarır. Daha geniş açıdan tez, BİT alanına ve Türkiye ölçeğine sınırlı kalmaksızın, dünya çapında farklı örneklerde inşa edilen terör söylemine dayalı suçlulaştırma söylemlerine ışık tutar ve bu alandaki yeni eleştirel çalışmaların önünü açar. This dissertation examines the criminalization of Redhack, a popular hacktivist group in Turkey in the 2010s. The multi-dimensional study is based on an analysis of the construction and the perception of crime frames about hacktivism, by focusing on the case of Redhack. With a qualitative approach, the dissertation analyzes political actors, news media agents, actors involved in the judicial processes related to the hacktivist group, the audience interacting with the group in the social media platform Twitter, and the hacktivist group itself. In dialogue with the hacktivism literature, this dissertation contributes to critical criminology and to critical terrorism studies, beginning with the question of whether Redhack is considered as a source of `moral panics` in Turkey. The examination exhibits that Redhack is criminalized through the activation of the older frame of terrorism instead of newer frames of cybercrime and cyberterrorism. The dissertation finds that this emergence of the terrorism frame for a hacktivist group is the joint product of the contemporary political context in Turkey, the residues of sociopolitical anxieties from the Turkish history crystallized in the `folk devils` of terrorism, the characteristics of the group itself, and the worldwide rise of the terrorism discourse. The dissertation also shows that the abstention from constructing cyber related crime frames for Redhack implies a positive framing – even an imagery – of cybercrime and cyberterrorism in Turkey that is not preferred to be activated for an existing group. This positive framing is closely related to the fascination with information and communication technologies (ICTs) for actors involved in the crime framing of Redhack. Moreover, the criminalization of Redhack indicates the effort of the state and the power elite to make more legible this challenging new development – hacktivism – through the terror frame. In that sense, the dissertation provides insight into the duality of techno-fetishism and anxieties felt for ICTs in the national scale. Without being limited to the domain of ICTs and to the national scale, the study sheds light on the wider processes of criminalization constructed upon the discourse of terrorism worldwide.
Collections