Dijital gözetim ve mahremiyetin dönüşümü: `The Circle` örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Gözetim, geçmişten günümüze kişileri, toplulukları denetlemek ve belirli bir disiplin altında tutmak üzere gözetlenene ilişkin veri akışlarına yönelik bilgiye sahip olmayı sağlayan sistemli takip işlemidir. Dijitalleşme ve ağ teknolojilerinin artışı ile gözetim, izlenen kişinin de gözetleyen olarak aktif bir katılım sağladığı çift taraflı bir eylem halini almıştır. Dijital gözetim, hem toplum ve bireylerin verilerine küresel ve bölgesel asayiş için erişimin sağlandığı hem de fail olarak bireylerin internet teknolojileri aracılığıyla birbirini gözetleyebildiği bir izleme yöntemidir. Bu çalışma, gözetimin dijitalleşme ile değişen anlamını tarihsel bir perspektiften ele alırken sosyolojik olarak mahremiyet kavramının neyi ifade ettiğini ve bu kavramın dijital gözetime bağlı olarak yaşadığı anlam kaymasını incelemektedir. Çalışmanın ilk kısmı, Karl Marx ve Max Weber'in gözetime ilişkin düşünceleri ve Jeremy Bentham'ın panoptikon mimarisi modeli üzerinden gözetim kavramının açıklamasını sunarken bu doğrultuda Michel Foucault'nun gözetime ilişkin düşünce mirası da derinlemesine incelenmiştir. İkinci kısımda ise dijital gözetime ilişkin modellere ve Manuel Castells, Gilles Deleuze, David Lyon ve Zygmunt Bauman gibi düşünürlerin görüşlerine yer verilirken mahremiyet kavramının tarihsel süreçteki yeri, kamusal-özel alan, güvenlik ve risk bağlamında değerlendirilmiştir. Dijital gözetimin içsel ve dışsal boyutu, küresel ölçekte güvenlik stratejileri ve internetteki gözetim, bireysel ölçekte ise sosyal medya ve sanal kimlikler üzerinden açıklanmıştır. Güvenlik amaçlı dijital gözetim teknolojilerinin artışı ile kişisel mahremiyet alanlarının sınırlanması dışında sosyal medya ve sosyal ağlar üzerinden bireylerin kendi mahrem alanlarını açıkça teşhiri dikkat çekicidir. Bu bakımdan çalışmanın analiz kısmında ağırlıklı olarak bireylerin kendi rızası ile teknolojik bazda bir gösteriye feda ettikleri mahremiyetleri çözümlenmektedir. Çalışma, dijital gözetim ve mahremiyet ilişkisinin özünün kavranması amacıyla nitel araştırma olarak tasarlanmıştır. İçerik analizi kapsamında Çember (The Circle) kitap ve filmi incelenerek bireylerin mahrem alanlarının sosyal ağlar üzerinden sunumu açıkça örneklendirilmiş ve mahremiyetin dijital dünyadaki dönüşümü öyküdeki karakterler, teknolojik uygulamalar ve özlü sözler üzerinden ortaya konmuştur. Analiz sonucunda sosyal medya ve internet teknolojilerinin günlük hayattaki yerinin mahremiyetin anlamında bir değişime sebebiyet verdiği ve alenileşme hareketinin her şeyi bilme isteğini artırdığı gözlemlenmektedir. Linç kültürü ve toplumun birbirine yabancılaşmasını tetikleyen bu durum bireylerin kendi isteği ile hayatlarını bir gösteri nesnesine dönüştürmelerine de kapı aralamaktadır. Sonuçlar bağlamında dijital gözetimin mahremiyete olumsuz etkilerinin giderilmesi için sosyal medya ve internet teknolojileri hakkında toplumsal bilinçlenmenin oluşturulması ciddi bir önem arz etmektedir. From past to present, Surveillance, is a systematic follow-up process that provides to have information about the data flows of the surveilled in order to keep people and communities under control. With the increase in digitalization and network technologies, surveillance has become a bilateral action in which the person being watched also actively participates as a observative. Digital surveillance is a monitoring method where individuals' data is accessed for global and regional security and in which individuals, as perpetrators, can spy on each other via network. This study addresses the changing meaning of surveillance with digitalization historically, also it examines meaning of the privacy concept sociologically examines the semantic change of this concept depending on digital surveillance. The first part of the study presents the thoughts of Marx and Weber on surveillance and the explanation of the concept of surveillance through Bentham's panopticon architecture model. Also Michel Foucault's thoughts on surveillance are also studied in depth. The second part of the study included the digital surveillance models and the views of thinkers such as Castells, Deleuze, Lyon and Bauman. In addition, the place of the privacy concept in history is evaluated in the context of public-private space, security and risk. The internal and external dimensions of digital surveillance are explained through security strategies and surveillance on the internet globally, and social media and virtual identities individually. Apart from limiting personel privacy with the increase in digital surveillance technologies for security purposes, it is noteworthy that individuals openly display their private areas through social networks. In this regard, in the analysis part of the study, it is mainly analyzed that the privacy of individuals, which they sacrifice for technology with their own consent. The study was designed as a qualitative research to understand the essence of the relationship between digital surveillance and privacy. Within the scope of content analysis, the book and movie called The Circle examined, and the presentation of individuals' privacy through social networks clearly exemplified. Also the digital transformation of privacy was revealed through the characters, technological applications and aphorisms in the story. As a result of the analysis, it is observed that the social media and internet technologies in daily life causes changes in the meaning of privacy and the publicity movement increases the desire to know everything. This situation, which triggers the lynch culture and the social alienation, also opens the door for individuals to turn their lives into a demonstration object of their own accord. In the context of the results, it is of great importance to create social awareness about social media and internet technologies in order to eliminate the negative effects of digital surveillance on privacy.
Collections