Sağlık iletişimi ve kamuoyunun oluşumu: Çölyak hastalığı örneği
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İnsanların yaşam kalitesinin artması, sağlığa ilişkin tutumların ve davranışların değişmeye başlaması, sağlığın anayasalar ve uluslararası belgelerle güvence altına alınması ile birlikte sağlık alanındaki çalışmalar çeşitlilik kazanmıştır. Toplumun genelini ilgilendiren bir sağlık sorununa yönelik farkındalık yaratma ve kamuoyu oluşturma sürecinde sağlık iletişimi çalışmaları ön plana çıkmaktadır. Sağlık iletişimi çalışmaları, temelde kişiler arası iletişim ve kitle iletişimi boyutları olmak üzere çeşitli konu ve başlıklarla iletişim bilimi araştırmalarında önemli bir yer tutmaktır. Sağlık iletişimiyle ilgili olarak kişiler arası iletişim boyutunda yüz yüze temaslar ön plana çıkarken, kitle iletişimi boyutunda sosyal pazarlama, medyada savunuculuk ve halkla ilişkiler stratejilerine sıklıkla başvurulmaktadır. Günümüzde hem toplum sağlığını hem de bireysel sağlığı ilgilendiren hastalıklarla ilgili kamuoyu oluşturulması ve kamunun bilgilendirilmesi konusunda da sağlık iletişimi çalışmalarına ihtiyaç duyulmaktadır. Tezde, Türkiye'de yaygın biçimde karşılaşılan ancak kamuoyunun gündemine çok fazla gelmeyen çölyak hastalığına yönelik sağlık politikalarının ve uygulamalarının iletişimsel boyutunun incelenmesi amaçlanmaktadır. Çölyak hastalığı; buğday, arpa, çavdar ve yulafta bulunan gluten proteininin ince bağırsakta sindirilememesi sonucu oluşan, ömür boyu süren genetik bir hastalıktır. Çölyak tanısı sonrası bireylerin glutensiz beslenme düzenine geçmeleri gerekmektedir. Ancak hastalığın toplum, yöneticiler, kurum ve kuruluşlar tarafından tam olarak bilinmemesi nedeniyle çölyak farkındalığını arttırmak ve etkili bir kamuoyu oluşturmak önem arz etmektedir. Tez kapsamında etkinlik alanı çölyak hastalığı olan sivil toplum örgütlerinin başkanları, konu ile ilgili Sağlık Bakanlığı yetkilisi ve araştırmanın yapıldığı dönemde Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde temsil edilen siyasal partilere mensup milletvekilleri ile görüşmeler gerçekleştirilmiştir. Yarı yapılandırılmış görüşme sorularından elde edilen veriler betimsel olarak analiz edilmiştir. Elde edilen verilere göre, çölyak hastalığına yönelik farkındalık yaratma ve kamuoyu oluşturma sürecinde çölyak dernek başkanlarının derneklerin tanınırlıklarını arttırma ve çölyaklıların yaşam koşullarını iyileştirme doğrultusunda kanun yapıcıları etkileme çalışmalarının olduğu gözlenmiştir. Ulusal düzeyde çölyak hastalığına yönelik bilgilendirici ve eğitici çalışmalar konusunda Sağlık Bakanlığı'nın önemli bir yeri olduğu görülmektedir. Siyasal partilerin milletvekilleri ise yaşanan sorunların, meclis gündemine getirilmesinde, araştırma komisyonu kurularak incelenmesinde ve tartışılmasında aktif rol alarak sürece katkı sağlamışlardır. Ulaşılan veri ve bulgulardan yola çıkılarak, ülkemizde çölyak farkındalığı yaratma ve kamuoyu oluşturma çalışmalarında saptanmış olan eksikliklerin giderilmesinde gerçekleştirilecek sağlık iletişimi kampanyalarının yaşamsal öneme sahip olduğu düşünülmektedir. With the increase in the quality of life of people, the changing of attitudes and behaviors towards health, and the assurance of health by constitutions and international documents, studies in the field of health have gained diversity. Health communication studies come to the fore in the process of raising awareness and creating public opinion about a health problem that concerns the general public. Health communication studies have an important place in communication science research with various topics and titles, mainly interpersonal communication and mass communication dimensions. While face-to-face contacts come to the fore in the interpersonal dimension of health communication, social marketing, advocacy in the media and public relations strategies are frequently used in the dimension of mass communication. Today, there is a need for health communication studies to create public opinion and inform the public about diseases that concern both public health and individual health. In the thesis, it is aimed to examine the communicative dimension of health policies and practices for celiac disease, which is widely encountered in Turkey but not very much on the public agenda. Celiac disease; being a lifelong genetic disease caused by the inability to digest the gluten protein found in wheat, barley, rye and oats in the small intestine. After the diagnosis of celiac, individuals should switch to a gluten-free diet. However, since the disease is not fully known by the society, administrators, institutions and organizations, it is important to increase celiac awareness and create an effective public opinion. Within the scope of the thesis, interviews were held with the heads of non-governmental organizations with celiac disease, the relevant Ministry of Health official and the deputies of the political parties represented in the Turkish Grand National Assembly at the time the research was conducted. The data obtained from the semi-structured interview questions were analyzed descriptively. According to the data obtained, it has been observed that in the process of raising awareness and creating public opinion about celiac disease, the presidents of celiac associations are trying to influence the lawmakers in order to increase the recognition of the associations and improve the living conditions of celiacs. It is seen that the Ministry of Health has an important place in informative and educational studies on celiac disease at the national level. The deputies of political parties contributed to the process by taking an active role in bringing the problems to the agenda of the parliament, examining and discussing them by establishing a research commission. Based on the data and findings, it is thought that the health communication campaigns to be carried out in our country to eliminate the deficiencies identified in celiac awareness and public opinion formation studies are of vital importance.
Collections