Türkiye'de sağlık hizmetlerinde köi modelinin uygulanmasına dair bir analiz
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışma Türkiye'de sağlık hizmetlerinin sunumunda kullanılan Kamu Özel İşbirliği (KÖİ) modelinin uygulanmasına dair bir analizi barındırmaktadır. Bu analiz yapılırken öncelikle modelin tarihçesi ele alınmıştır. Tarihçede, KÖİ modelinin dünya üzerinde ilk ortaya çıkışına zemin hazırlayan koşullar, modelin ilk uygulandığı ülke veya ülkelerin izi sürülmüştür. Modelin tarihçesine yönelik incelemede KÖİ'nin koşulların, ihtiyaçların zorunlu ve nihai bir çıktısı olarak mı uygulandığı ya da hükümetlerin iradi bir tercihi mi olduğu sorularına da cevap aranmıştır. Modelin hangi ülkelerde daha yaygın kullanıldığı, zaman içindeki değişimi ve Türkiye'de kullanımına öncü olan koşullar incelenmiştir. 1970'li yıllara kadar klasik iktisat ve refah devleti uygulamaları ile genişleyen kamu maliyesi ve artan borç yükü sonucu devletlerin kamu maliyesi üzerindeki yükünü hafifletmek adına 1980'li yılların başında dünya genelinde neo-liberal politikaların da etkisi ile özelleştirme uygulamaları hayata geçmiştir. Özel sektörün tabiatı gereği minimum maliyet ve maksimum kâr hedefleri bir süre sonra artan işsizlik ve özel sektör hizmetlerinin yüksek maliyeti gibi birçok sorunu da beraberinde getirmiştir.KÖİ tek başına devletin yeterli olmadığı, kıt (yetersiz) kaynaklar, artan kamu maliyesi borç yükü ile tek başına özelleştirme uygulamalarından verim alınamayan denenmiş politikaların harmanlanmasına dayanan bir model olarak ortaya çıkmıştır.Literatürün referans gösterdiği 1990'lı yılların başından itibaren uygulanmaya başlayan ve kısa zaman içinde dünyayı kasıp kavuran bir model olarak KÖİ projeleri 2000'li yılların başında önlenemez şekilde dünyada kullanım ağını genişletmiştir. İlk uygulanmaya başladığı yıllarda enerji ve altyapı alanlarında uygulanırken zaman içinde ulaşım, çevre, eğitim binaları, kültür, haberleşme, sağlık hizmetleri, savunma, kamu düzeni, kamu güvenliği gibi birçok alanda tercih edilen bir model olmuştur.Modelin zaman içindeki yaygın kullanımı ile beraber modele yöneltilen eleştiriler de aynı oranda artmıştır. Bu eleştiriler kamu zararı, maliyetlerin yüksek oluşu, rekabeti engellediği, şeffaflık ve hesap verilebilirlik ilkelerini barındırmadığı gibi konularda kümelenmiştir. KÖİ modeline yöneltilen bu eleştirilerin herhangi bir ülkeye özgü sorunlar olmadığı, modelin uygulanmasından kaynaklı sorunlar olduğunu söylemek mümkündür. Zira gerek Türkiye'deki literatürde gerekse modelin kullanıldığı ülkelerin literatüründe benzer eleştirilerin sıklıkla yer aldığı gözlenmiştir.Bu çalışmada, Türkiye'de sağlık hizmetlerinin sunumunda uygulanan KÖİ modeline yöneltilen eleştiriler kapsamında modelin daha avantajlı ve daha kullanılabilir bir hale getirilmesi amacıyla literatür bulguları ışığında ayrı bir başlık halinde bazı öneriler geliştirilmiştir. This study contains an analysis of the implementation of the Public Private Partnership (PPP) model used in the delivery of health services in Turkey. While making this analysis, first of all, the history of the model was discussed. In the history, the conditions that paved the way for the first emergence of the PPP model in the world and the country or countries where the model was first applied were traced.In the examination of the history of the model, answers were sought to the questions of whether the PPP is applied as a necessary and final outcome of the conditions and needs, or whether it is a voluntary preference of the governments. In which countries the model is used more widely, its change over time and the conditions leading to its use in Turkey are examined.In order to alleviate the burden of states on public finances as a result of expanding public finances and increasing debt burden with classical economics and welfare state practices until the 1970s, privatization practices were implemented throughout the world in the early 1980s, with the effect of neo-liberal policies. Due to the nature of the private sector, minimum cost and maximum profit targets have brought along many problems such as increasing unemployment and high cost of private sector services after a while.PPP emerged as a model based on the blending of scarce (inadequate) resources, increasing public finance debt burden, and tried-and-true policies that could not be yielded by privatization practices alone.As a model that started to be implemented from the early 1990s, which the literature references, and took the world by storm in a short time, PPP projects inevitably expanded its usage network in the world at the beginning of the 2000s. While it was first applied in the fields of energy and infrastructure, it has become a preferred model in many areas such as transportation, environment, educational buildings, culture, communication, health services, defense, public order and public security.With the widespread use of the model over time, the criticisms against the model have increased at the same rate. These criticisms are clustered on issues such as public loss, high costs, hindering competition, and lack of transparency and accountability principles. It is possible to say that these criticisms of the PPP model are not country-specific problems, but are problems arising from the implementation of the model. Because it has been observed that similar criticisms frequently take place both in the literature in Turkey and in the literature of the countries where the model is used.In this study, some suggestions have been developed under a separate heading in the light of literature findings in order to make the model more advantageous and usable within the scope of the criticisms directed at the PPP model applied in the delivery of health services in Turkey.
Collections