İzoimmün hemolitik hastalığı olan yenidoğanlarda ivig tedavisinin uyuşmazlık tipine göre klinik seyrinin değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Giriş ve Amaç: Yenidoğanlardapatolojik indirekt hiperbilirubinemi nedenleri içinde en sık görülenlerden biri anne ile bebek arasında ABO veya Rh uygunsuzluğu ile oluşan izoimmün hemolitik anemidir. Bu hastalarda tedavide verilen İntravenöz immünoglobulin, bilirubin yükselme hızını yavaşlattığı gibi maksimum bilirubin düzeylerini de düşürerek kan değişimi ihtiyacını azaltır. Bu çalışmada İVİG alan ve izoimmun hemolitik hastalığı olan yenidoğanların uyuşmazlık tipine göre (Rh, ABO, subgrup) İVİG tedavisinin klinik seyrini değerlendirmek amaçlanmıştır.Gereç ve Yöntem: Retrospektif tipteki çalışmamızda Ocak 2010 ile Aralık 2016 tarihleri arasındaki Afyon Kocatepe Üniversitesi Tıp Fakültesi Yenidoğan Yoğunbakım Ünitesi kayıtlarında bulunan direk coombs poozitif Rh, ABO veya subgrup uyuşmazlığı tanısına sahip İVİG verilen yenidoğan hastalar çalışmaya dahil edildi.Bulgular: 24 hastada (%48,98) uyuşmazlık tipi ABO olup bunların 22'si (%91,67) A kan grubuna 2'si (8,33) B kan grubuna sahip idi. 23 hastada (%46,94) Rh ve 2 hastada (%4,08) subgrup uyuşmazlığı saptandı. Coombs pozitifliği arttıkça İVİG verilme sayısı artmaktaydı. Eritrosit süspansiyonu veya kan değişim tedavisi oranı Rh uyuşmazlık grubunda, ABO uyuşmazlık olanlara kıyasla daha yüksek bulunmuştur. İVİG tedavisi alan bebeklerde AO kan grubu uyuşmazlık sıklığı daha fazlaydı. Yine AO uyuşmazlığında Coombs pozitifliği oranı BO uyuşmazlığına kıyasla daha yüksek olduğu görüldü.Sonuç: İVİG tedavisi, izoimmun hemolitik anemi ve kan grubu arasındaki ilişki için yol gösterici olsa da kan grubu ile yenidoğanlardaki ABO uyumsuzluğu arasındaki olası ilişkinin değerlendirildiği çalışmaların planlanması gerekmektedir. Introduction and Aim: One of the most common causes of pathologic indirect hyperbilirubinemia in newborns is isoimmune hemolytic anemia, which is caused by ABO or Rh incompatibility between mother and baby. In these patients, intravenous immunoglobulin given in treatment decreases the rate of bilirubin as well as decreases the maximum bilirubin levels and reduces the need for blood exchange. The aim of this study was to evaluate the clinical course of İVİG treatment according to the type of discrepancy (NI, ABO, subgroup) of newborns with İVİG and isoimmune hemolytic disease.Material and Methots: In this retrospective study, newborn patients with direct coombs positive Rh, ABO or subgroup incompatibility were included in the records of the Neonatal Intensive Care Unit of Afyon Kocatepe University between January 2010 and December 2016.Results: In 24 patients (48.98%), the type of discrepancy was ABO, of which 22 (91.67%) had A blood group and 2 (8.33%) had B blood group. 23 patients (46.94%) had Rh and 2 patients (4.08%) had a subgroup incompatibility. As the Coombs positivity increased, the number of İVİG administration increased. The ratio of erythrocyte suspension or exchange therapy was higher in the Rh incompatibility group than in the ABO discrepancy group. Infants with İVİG treatment had a higher incidence of AO blood group mismatch. Again in the AO disagreement, the Coombs positivity rate was found to be higher compared to the BO controversy.Conclusion: Although the guidance for the relationship between İVİG treatment, isoimmune hemolytic anemia, and blood group is important, it is necessary to plan the studies that assess the possible relationship between blood group and ABO incompatibility in neonates.
Collections