Bulgaristan Türk romanında sosyal meseleler
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
1878 yılında imzalanan Berlin Antlaşması'yla Bulgaristan'daki Osmanlı hâkimiyeti sona ererken buradaki Türkler de azınlık hâline gelmiştir. Bu tarihten sonra mahallî bir çizgiye bürünen Bulgaristan Türk Edebiyatı özelde de Bulgaristan Türk romanı ülkedeki siyasi ve sosyal değişimlere bağlı olarak ağır bir gelişme kaydetmiştir. Romanın gelişimini etkileyen bu değişimlerin yol açtığı sosyal sorunlar ise eserlerin muhtevalarını şekillendirmede oldukça etkili olmuştur. Bulgaristan Türk romanları ilk örneğinden son örneğine kadar içeriklerinde sosyal meselelere yer veren ve sosyal yönleri ağır basan eserler olmuştur. Söz konusu romanlarda yansıtılan sosyal meseleler genel başlıklar hâlinde şunlardır: `Savaş`, `Sosyalist Dönem Uygulamaları`, `Göç`, `Asimilasyon ve Ötekileştirme`, `Gelenek ve Modernite Çatışması`, `Eğitim ile İlgili Sosyal Meseleler`, `Yoksulluk`, `Ahlaki Yozlaşmayla İlgili Sosyal Meseleler`. Bulgaristan Türk romanlarında yer verilen sosyal meselelerin yoğunluğu, nitelik ve niceliği eserlerin yayımlandığı dönem ve dönemin şartlarıyla doğrudan ilişkili olmuştur. Bulgaristan Türk romanındaki ilk örnekler 1912 yılından itibaren verilmeye başlanmıştır. Bu ilk dönem eserlerinde `Savaş` ve `Göç` meselelerine ağırlık verilmiştir. Savaşın Bulgaristan Türkleri üzerinde yarattığı maddi ve manevî tahribat anlatılmıştır. Savaşın bir sonucu olan `Göç` de toplum üzerindeki olumsuz etkileriyle ele alınmıştır. Bunun yanında bu dönemde yayımlanmış romanlarda `Ötekileştirme`, `Gelenek ve Modernite Çatışması`, `Eğitimle İlgili Sosyal Meseleler`, `Yoksulluk` ve `Ahlaki Yozlaşmayla İlgili Meseleler de yer almıştır.Sosyalizm yıllarının başlaması Bulgaristan'daki Türk romanı açısından bir kırılma noktasını ve ikinci dönemin başlangıcını teşkil eder. Bu dönemdeki Bulgaristan Türk romanları Sosyalizm eksenindeki diğer edebî türler gibi güdümlü bir hâl almıştır. 1960'lı yıllarda yayımlanan `Gün Doğarken`, `İki Arada` ve `Saçılan Kıvılcımlar` angaje nitelikte olsalar da edebî ölçütler bağlamında birinci dönem romanlarından daha yetkin ve başarılıdırlar. Romanların içeriklerinde sosyalizm ideolojisini yücelten doğrultuda olumlu tipler yaratılmıştır. Bu dönem romanları, `Asimilasyon` ve `Sosyalist Dönem Uygulamaları`yla ilgili sosyal meseleleri yansıtmaktan bilinçli bir şekilde uzak kalmışlardır. Bununla birlikte bu dönem eserlerinde sosyal bir mesele olan `Gelenek ve Modernite Çatışması` `aile, evlilik kadın, din, ağalık`, konuları üzerinden çokça yansıtılmıştır. Sosyalizm doğrultusundaki modern hayatın karşısında olan gelenek ve geleneğe dayalı unsurların eleştirisi yapılmış ve bu unsurların yol açtığı sosyal aksaklıklar gösterilmiştir. 1970'lerden sonra ülkede artan baskılar neticesinde birçok roman yazarı Türkiye'ye göç etmiştir. Türkçe yayınlara gelen yasak Bulgaristan'daki Türk romanının da gelişimini engellemiştir. Posttotaliter dönemde Bulgaristan'da Türkçe roman yazma faaliyeti yeniden başlamıştır. Göç etmeyerek Bulgaristan'da kalan Halit Aliosman Dağlı, Naim Ömer Bakoğlu, İsmail A. Çavuşev, İsmail Yakup, Emel Balıkçı demokratik dönemde romanlarını yayımlayarak Bulgaristan'daki Türklerin roman hareketini devam ettirmişlerdir. Bu dönemdeki romanlar bir önceki dönemin eserlerinden farklı olarak sosyalizmin bozuk yönlerine, toplumsal bir mesele boyutuna gelen `kolektifleştirme, sansür, güdümlülük, jurnalcilik` gibi bazı `Sosyalist Dönem Uygulamaları`na parmak basmışlardır. Bu meselelerin yanı sıra `Asimilasyon ve Ötekileştirme` hadisesi de bu dönem eserlerinde yoğun bir şekilde yansıtılmıştır.Bulgaristan Türk romanlarında yansıtılan tüm sosyal meselelerin beslendiği iki ana kaynak Bulgaristan Türklerinin tarihsel ve sosyal gerçeklikleri olmuştur. Bu bağlamda bilhassa `Savaş`, `Göç`, `Asimilasyon ve Ötekileştirme` meselelerinin ele alındığı romanlar biricik kurgularında Bulgaristan Türk toplumunun tarihî süreçte yaşadıklarını yeniden yorumlamışlardır. `93 Harbi, Balkan Savaşları` gibi çok kanlı ve vahşetlerle dolu savaşların Türk toplumu üzerinde bıraktığı maddi ve manevî hasar gözler önüne serilmiştir. `Göç` bir toplumsal mesele olarak romanlarda itici sebepleri ve olumsuz etkileri ile verilmiştir. Savaş yıllarından bu yana görülen ve totaliter rejim döneminde zirve yapan `Asimilasyon` uygulamaları da romanlarda `ana dil, ana dilde eğitim, zorla isim değiştirme, zorla din değiştirme, soya dönüş vb.` pek çok yönüyle yansıtılmıştır. `Ötekileştirme` meselesinin yansıtılması ise `etnik kökene, sosyoekonomik statüye göre ve yaşanılan yer bağlamında` olmuştur. Söz konusu meselede en çok dikkati çeken özellik Türklere sosyal hayatın her alanında özellikle de mesleksel alanda yapılan ayrımcılık ve ötekileştirme olmuştur. `Gelenek ve Modernite Çatışması` ilk romandan son örneğe kadar eserlerde en çok yer alan sosyal meselelerden birisidir. Söz konusu mesele `aile, aile içerisinde kadının yeri, evliliğin oluşum şekilleri, eski ve yeni kurumlar (ağalık, mektep, medrese), kılık-kıyafet (şalvar, çarşaf, elbise), yanlış din algısı, kadercilik, hurafeler vb.` sosyal hayata ait birçok alan üzerinden geniş bir yelpazede sunulmuştur. `Eğitim ile İlgili Sosyal Meseleler` arasında ise eğitim konusunda toplumdaki bilinçsizlik, eğitime verilen önemin azlığı, denklik meseleleri vb. konular yer almıştır. `Yoksulluk` meselesi romanlarda `işsizlik, tek tip üretim, ekonomik alandaki sosyal eşitsizlikler, serbest piyasa ekonomisine geçiş` gibi sebepleri ile `açlık, gurbetçi işçi göçü vb.` sonuçlarıyla yansıtılmıştır. `Ahlaki Yozlaşmayla İlgili Sosyal Meseleler`in kapsamında ise `çeşitli yolsuzluklar, jurnalleme, mobbing, tecavüz, iftira` konularıyla bağlantılı olan toplumsal aksaklıklar dile getirilmiş ve eleştirilmiştir. With the Treaty of Berlin signed in 1878, the Ottoman domination in Bulgaria ended, and the Turks there became a minority. After this date, Bulgarian Turkish Literature, which took on a local line, and Bulgarian Turkish novel in particular, made a slow development depending on the political and social changes in the country. The social problems caused by these changes, which affected the development of the novel, were very effective in shaping the contents of the works. Bulgarian Turkish novels, from the first to the last, have been works that include social issues and their social aspects predominate. The social issues reflected in the novels in question are as follows: `War`, `Socialist Period Practices`, `Migration`, `Assimilation and Othering`, `Conflict of Tradition and Modernity`, `Social Issues Related to Education`, `Poverty`, `Social Issues of Moral Corruption`.The intensity, quality and quantity of the social issues in Bulgarian Turkish novels were directly related to the period and the conditions of the period in which the works were published. The first examples in the Bulgarian Turkish novel have been given since 1912. In the works of this first period, the issues of `War` and `Migration` were emphasized. The material and moral damage caused by the war on the Bulgarian Turks is explained. `Migration`, which is a result of the war, is also discussed with its negative effects on society. In addition, `Othering`, `Conflict of Tradition and Modernity`, `Social Issues Related to Education`, `Poverty` and `Issues Related to Moral Corruption` were also included in the novels published in this period.The beginning of the years of socialism constitutes a breaking point for the Turkish novel in Bulgaria and the beginning of the second period. Bulgarian Turkish novels in this period became guided like other literary genres on the axis of Socialism. Even though `Sunrise`, ` two in one (İki Arada)` and `Scattering Sparks`, which were published in the 1960s, are engaged, they are more competent and successful than the first period novels in terms of literary criteria. In the content of the novels, positive types were created in the direction of glorifying the ideology of socialism. The novels of this period consciously stayed away from reflecting the social issues related to `Assimilation` and `Socialist Period Practices`. However, in the works of this period, the `Conflict of Tradition and Modernity`, which is a social issue, has been reflected a lot through the subjects of `family, marriage, woman, religion, lordship`. The elements based on tradition and tradition, which are against modern life in the direction of socialism, were criticized and the social problems caused by these elements were shown.After the 1970s, as a result of increasing pressure in the country, many novelists immigrated to Turkey. The ban on Turkish publications also prevented the development of the Turkish novel in Bulgaria. In the posttotalitarian period, the activity of writing novels in Turkish resumed in Bulgaria. Halit Aliosman Dağlı, Naim Ömer Bakoğlu, İsmail A. Çavuşev, İsmail Yakup and Emel Balıkçı, who did not immigrate and stayed in Bulgaria, continued the novel movement of the Turks in Bulgaria by publishing their novels in the democratic period. The novels of this period, unlike the works of the previous period, pointed to the corrupt aspects of socialism and some `Socialist Period Practices` such as `collectivization, censorship, manipulation, journalism` that became a social issue. In addition to these issues, the phenomenon of `Assimilation and Othering` was intensely reflected in the works of this period.The two main sources that feed all the social issues reflected in the Bulgarian Turkish novels have been the historical and social realities of the Bulgarian Turks. In this context, the novels that deal with the issues of `War`, `Migration`, `Assimilation and Othering` in particular, have reinterpreted the experiences of the Bulgarian Turkish society in the historical process in their unique fictions. The material and moral damage caused by the bloody and brutal wars such as the `93 War, the Balkan Wars` on Turkish society has been revealed. `Migration` as a social issue is given in the novels with its repulsive reasons and negative effects. The `Assimilation` practices, which have been observed since the war years and peaked during the totalitarian regime, are also used in the novels as `mother language, education in mother language, forced name change, forced conversion, return to lineage, etc.` reflected in many aspects. The reflection of the `othering` issue was `according to ethnic origin, socioeconomic status and place of residence`. The most striking feature in the aforementioned issue was the discrimination and marginalization of Turks in all areas of social life, especially in the professional field.`The Conflict of Tradition and Modernity` is one of the most common social issues in the works from the first novel to the last example. The issue in question is `the family, the place of women in the family, the formation of marriages, old and new institutions (ağalık, school, madrasah), dress-clothing (shalwar, chador, dress), false perception of religion, fatalism, superstitions, etc.` presented in a wide range over many areas of social life. Among the `Social Issues Related to Education` are the lack of awareness in the society about education, the lack of importance given to education, the issues of equivalence, etc. topics are included. The issue of `poverty` in the novels, `unemployment, uniform production, social inequalities in the economic field, transition to a free market economy` causes `hunger, expatriate worker migration, etc.` reflected in the results. Within the scope of `Social Issues Related to Moral Corruption`, social problems related to `various corruptions, journaling, mobbing, rape, slander` were expressed and criticized.
Collections