The representation of truth on human body in Ancient Greek tragedy
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Yunan Tragedyası, ancak bir yüzyıl içinde yaratılmış olmakla birlikte, nasıl oluyor da hala günümüzde çağdaş oyun yazarları, yönetmenler, şairler, yazarlar tarafından sahipleniliyor ve tekrar tekrar yeniden üretiliyor? Onun böylesine zamansız ve yüzyıllar öncesinden adeta gündelik hayatımızın bütün açmazlarını dile getirerek bize gülümsemesini nasıl açıklayabiliriz? Sanat ürünleri, diğer tüm toplumsal ürünler gibi belirli bir tarihsel bağlama bağlı ise, doğuşları, yapıları ve anlamları sadece bu bağlam içinde ve bu bağlam üzerinden anlaşılabiliyorsa, üretimleri için gerekli olan koşullar ortadan kalkmışken, toplumsal yaşam biçimleri her düzeyde değişime uğramışken, bu sanat eserlerinin hâlâ canlı kalabilmesini, hâlâ bize bir şeyler anlatabilmesini nasıl açıklarız? Tragedya, yazıldığı dönemin çok tanrılı ve bizden tamamen farklı etik ve hukuksal kurallara sahip bir toplum yaşantısında, hiç bir kuralın kesinkes yerleşmiş görünmediği, bir Tanrı'nın başka bir Tanrı ile, bir hukukun başka bir hukukla çatıştığı, eylemin sürdüğü sırada bile adaletin yer değiştirdiği, dönüştüğü, çelişkilerle parçalanmış, belirsiz, Tanrısal, doğal, toplumsal bir dünyadaki insanın yerini sorgulamaktaydı. Bu açıdan bakıldığında tragedyanın, insan doğasında var olan belirsizlik, açmaz ve sorgulamaları günümüzden çok daha gerçekçi bir perspektifle işleyebildiği için zamansız bir metin olduğunu söylemek çok da yanlış olmaz. Ancak tragedyayı salt biçimsel özellikleri ve içerdiği temel varoluşsal meseleler olarak sınırlandırmak yetmez, bununla birlikte hangi koşullarda ortaya çıktığını da araştırmak gerekir. Bu sebeple ben de tragedyalarda hakikat arayışının dilsel ve bedensel düzlemde nasıl temsil edildiğini incelerken, Antik Yunan düşüncesinin temelinde yer alan meselelerden biri olan sınır ve sınırsızlık kavramları üzerinden bir araştırma yapmaya çalıştım. Bedenin sınırlılığı ile psuchenin ve insanın yaratma kapasitesinin sınırsızlığı ve bu ikisinin çelişkisine dayanan bedensel ifade biçimlerinin tragedyalardaki temsilini inceledim. Bunu yaparken aynı zamanda, şiddet, ölüm, bedenden kurtulma ve Tanrılaşma arzusu gibi tragedyalarda konu edilen insan arzularının hem metinler, hem biçim, hem de sahneleme düzleminde nasıl incelendiğine değindim. How is it possible that, despite the fact that The Greek Tragedy was merely generated in around hundred years, is still embraced even today by contemporary dramaturgists, directors, poets, authors and is rewritten and reproduced again and again? How shall we explain the fact that it expresses all the dilemmas of our daily lives via reaching today in a timeless manner far from centuries long distance and still smiles towards us? If the works of art are connected to a historical context as all the other social products do, if their births, structures and meanings are within this context and shall only be understood over this context, while the necessary conditions for their production is vanished, while the social life styles have evolved and went into an extreme change at all levels, how shall we explain these Works of arts are still surviving and they are able to still tell us something? Tragedy in social life that consider totally different ethical and legal rules and polytheistic way of living than we have today was questioning the position of human in an indefinite, divine, natural and social World that is fragmentized with discrepancies where no rules have decisively been established, one god is in conflict with another god, one law is in conflict with another law and justice is translocated and transformed even when the action is still in progress, From this aspect, it would not be too wrong to claim that tragedy is a timeless textual structure since it treats the uncertainties, dilemmas and interrogations that do exist in human nature in a more realistic way than today. But it is not sufficient to limit tragedy with its merely formal characteristics and with the existential issues it possesses, it is also essential to investigate under which circumstances it is revealed. That's why I will try to research over the limit and limitlessness concepts that are to be counted on the center of Ancient Greek thought, while investigating how the search for truth in tragedies are represented in linguistic and physical body layers. I went deeper in the context of the limits of Physical body and psyche and the limitlessness of the creative capacity of human and the representation of body related ways of expression depending on the paradox of these two in tragedies. While doing this, I emphasized at the same time the human desires that are subjects to tragedies such as violence, death, salvation from the body and the desire of becoming a god on layers of texts, form and staging.
Collections