Hastaların kullandıkları dilin sağlık hizmetlerinde karşılaşılan iletişim engellerine etkisi: Yerli ve yabancı hastaların karşılaştırılması
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışma, sağlık kuruluşlarında yerli hastalar ile yabancı uyruklu hastaların kullandıkları dilin hastaların karşılaştıkları iletişim engellerine etkisinin olup olmadığını araştırmak amacıyla yapılmıştır. Bu çalışmanın örneklemini İstanbul ilinde faaliyet gösteren üç farklı özel sağlık kuruluşunda hizmet alan 100 yerli, 100 yabancı uyruklu hasta oluşturmuştur. Veri toplama aracı olarak kişisel bilgi formu ve Hasta Merkezli İletişim Engelleri Ölçeği (HMİEÖ) hastalara Türkçe ve İngilizce dilinde sunulmuştur. Verilerin analizinde betimleyici istatistikler, Mann-Whitney U Testi, Kruskal-Wallis Testi ve Korelasyon Analizi kullanılmıştır. Elde edilen bulgular, yabancı uyruklu hastaların merak ve bilgi ihtiyacı ile ön yargı alt boyutlarının yerli hastalara göre anlamlı şekilde daha yüksek olduğunu göstermiştir. Dolayısıyla yabancı hastaların dil engeline daha fazla maruz kaldığı anlaşılmıştır. Ayrıca, hem yerli hem yabancı uyruklu hastaların bazı sosyodemografik özelliklerinin de iletişim engelleri alt boyutları ile ilişkili olduğu görülmüştür. Sonuç olarak, yerli ve yabancı uyruklu hastaların sağlık kuruluşlarında karşılaştıkları iletişim ve dil engellerine yönelik güvenlik personeli, sağlık çalışanı ve hasta boyutunda gereksinimler olduğu saptanmıştır. Bu gereksinimlerin giderilmesi için sağlık çalışanı ve güvenlik personeline yönelik yabancı dil eğitimi sağlanması ve dil ve iletişim problemlerine yönelik nicel ve nitel çalışmaların yaygınlaştırılması önerilir. This research was conducted to study whether the language used by native and non-native patients has an impact on the communication barriers encountered in health institutions by patients. The sample of this study consisted of 100 native and 100 non-native patients getting services in three different private health institutions located in Istanbul. As a data collection tool, the personal information form and the Scale to Measure Patient-Determined Communication Barriers were presented to the patients in Turkish and English. Descriptive statistics, Mann-Whitney U Test, Kruskal-Wallis Test and Correlation Analysis were used to evaluate the data. The findings showed that the need for curiosity and information and prejudice subscales of the non-native patients were significantly higher than those of native patients. Therefore, it was understood that non-native patients were more exposed to language barriers. Moreover, it was observed that some sociodemographic characteristics of both native and non-native patients were related to the sub-dimensions of communication barriers. As a result, it has been concluded that there are needs in terms of security staff, healthcare professionals and patients regarding the communication and language barriers that native and non-native patients encounter in health institutions. It is recommended to provide foreign language education for healthcare professionals and security staff and to expand quantitative and qualitative studies on language and communication barriers to meet these needs.
Collections