Felsefe tarihinde kendini bilmek kavramına paradigmatik bir bakış
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
İnsanın kendini bilmesi nedir? İnsan kendini ne ile bilebilir? İnsanın kendini bilmesinin hakikatle ve yaşamla olan ilgisi nedir? İnsanın kendini bilmesi tarihsel süreç içinde hangi minvallerde değişim ve süreklilik göstermiştir? Bu tarihsel okuma içinde günümüze kaynaklık edecek ve günümüz sorunlarına çözüm önerisi olabilecek bir kendini bilme tekniği bulabilir miyiz? İşte bu çalışma ile amaçladığımız şey, bu sorulara bir cevap aramak ve bu doğrultuda sorulacak yeni sorulara yol açmaktır.Kendini bilmek kavramı ilk olarak Antik Yunan'da hem felsefi, hem dini hem de etik bir ilke olarak ele alınmıştır. Bu nedenle çalışmanın ilk bölümünde, Sokrates'in düşüncelerine Platon'un diyalogları kaynaklığında yer verilmiştir. Bu dönemde söz konusu kavram erdem olarak tanımlandığından ahlakla olan ilişkisi, tüm bilmelere kaynaklık etmesi bakımından epistemolojiyle ilişkisi, Alkibiades diyaloğunda ele alındığı biçimiyle siyasetle ilişkisi ve kendiliğin ruh olarak tanımlanması bakımından da tanrıbilimsel anlamı açığa çıkarılmıştır. İkinci bölümde ise, kendini bilmek kavramının rasyonel, ampirik, transandantal ve idealist akımların ana temsilcileri tarafından nasıl ele alındığı incelenmiştir. Bu dönemde, kendini bilmek artık ne etiğin ne dinin ne de siyasetin konusudur; yalnızca epistemolojinin konusudur. Çünkü bu dönemde bilmek, egemen olmaktır bu nedenle insan her şeyin üstünde ve her şeyin ölçüsü olan bir varlık konumuna geçmiştir. Son bölümde ise kendini bilmek, antik ve modern döneme kıyasla bambaşka bir şekilde ele alınır. Kendilik bu dönemde önceden belirli bir töz olarak görülmez aksine o, kişinin kendi tercihleriyle kendisinin yarattığı sanat eseri niteliğinde bir şey olmalıdır. Bu fikir, Nietzsche, Heidegger ve Foucault'nun eleştirileriyle etraflıca ele alınmıştır. What is self-knowledge? By what means can a person know himself/herself? What does self-knowledge have to do with truth and life? In what ways has self-knowledge changed and sustained in the historical process? In this historical reading, can we find a technique of self-knowledge that will be a source for our day and offer a solution to today's problems? What we aim with this study is to look for an answer to these questions and accordingly to lead to new questions. The concept of self-knowledge was first discussed in Ancient Greece as a philosophical, a religious, and an ethical principle. For this reason, in the first chapter, Socrates' thoughts were introduced depending on Plato's dialogues. Since the concept in question was defined as virtue in this period, its relationship with morality, its relationship with epistemology in terms of being the source of all knowledge, its relationship with politics as it was discussed in the Alcibiades dialogue, and its theological meaning in terms of defining the self as spirit were revealed. In the second chapter, how the concept of self-knowledge was considered by the leading representatives of rational, empirical, transcendental, and idealist movements was examined. In this period, self-knowledge was no longer a matter of ethics, religion, or politics; it was only a matter of epistemology. Because in this period, to know was to dominate, for this reason, man became an entity being above everything and the measure of everything. In the last chapter, self-knowledge was addressed in a completely different way compared to ancient and modern times. The self was not seen as a predetermined substance in this period; on the contrary, it should have been a work of art created by oneself considering one's own choices. This idea was elaborated in the criticisms of Nietzsche, Heidegger, and Foucault.
Collections