Post-truth çağda yabancı düşmanlığı: Call of Duty görünümlü Yeni Zelanda saldırısı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Yeni Zelanda'nın Christchurch şehrindeki iki camiyi hedef alarak etnisite tabanlı yabancı düşmanlığının örneğini sunan terör saldırısının genelde internet özelde yeni teknolojileri araçsallaştırması; saldırıda kullanılan tekniğin şiddet içerikli dijital oyuna benzer bir görüntü ortaya çıkarması; nihayet eylemin hakikati perdeleyen hipergerçek bir forma dönüşerek terör niteliğinden arınması çalışmanın sorunsalını oluşturmaktadır. Yeni Zelanda Saldırısı gerek gerçekleşme biçimiyle gerek derin tarihsel, kültürel ve dinsel göndermelerden oluşan simge ve sembolleri propaganda unsuru olarak öne çıkaran yapısıyla benzerine rastlanmamış bir vakadır. Göstergelerin yönettiği eylem ve söylem bütününden oluşan vaka gerçek hayata eklemlenmiş bir terör saldırısı şeklinde meydana gelirken aynı anda suçu normal/meşru zemine taşıyan tekniklerin ürünü olup şiddeti görünmez kılan distopik bir reality şova dönüşmüştür. Saldırının bütün yönleriyle çözümlenmeyi hak eden bir konuma yerleşmesi, benzer görüntü veren sanal dünyanın özgün gerçeği Call of Duty dijital oyunuyla karşılaştırma gerekliliğini işaret etmiştir. Niteliksel karaktere sahip bu çalışmada karşılaştırmalı örnek olay çözümlemesi ve literatür tarama tekniğinden yararlanılmış; aşırı sağ ırkçı ideolojiye yaslı anti-İslam terör eyleminin yeni medyanın enstrümanlaştırılmasıyla doğallaştırıldığı, hakikatle arası açılan bu çağın topolojisini ortaya koyan bir vaka görünümü yakaladığı gerçeğine dikkat çekmek amaçlanmıştır. Çalışmada incelemeye alınan saldırının teknik ve teknolojiden yardım alarak dijital oyun benzerliğinde bir biçime kavuştuğu; ortaya çıkan bu simülakrın yabancı düşmanlığını görünmez kılıp şiddetin meşrulaşmasını/içselleşmesini/normalleşmesini kolaylaştırdığı tespit edilmiştir. The problem of the study is that the terrorist attack, which presents an example of ethnicity-based xenophobia by targeting two mosques in Christchurch, New Zealand, instrumentalized new technologies in general on the internet; the technique used in the attack reveals a violent digital game-like image; finally the action is transformed into a hyperreal form that hides the truth and is purified from the terror character. The New Zealand Attack is a unique case both in the way it happened and in its structure that highlights signs and symbols made up of deep historical, cultural and religious references as propaganda elements. The case, which consists of the whole of action and discourse directed by the indicators, occurred as a terrorist attack articulated with real life, while at the same time it turned into a dystopian reality show that is the product of techniques that bring crime to a normal/legitimate ground and makes violence invisible. The fact that the attack is in a position that deserves to be analyzed in all its aspects pointed to the necessity of comparing it with the original reality of the virtual world that looks like Call of Duty digital game.In this qualitative study, comparative case study analysis and literature review technique were used; it is aimed to draw attention to the fact that the anti-Islam terrorist attack based on the far-right racist ideology has been naturalized by the instrumentalization of the new media and presents a case view that reveals the topology of this age that brokes up with the truth. In the study, it was determined that the attack, which was examined, took a form similar to a digital game with the help of technique and technology, and this simulacrum made xenophobia invisible and facilitated the legitimation/internalization/normalization of violence.
Collections