Şeyh Galib'in Hüsn ü Aşk Mesnevisinde Seyr ü Süluk
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
18. yüzyılın ve Osmanlı döneminin son büyük dîvan edebiyatı şâiri olan Şeyh Gâlib, Hüsn ü Aşk isimli mesnevîsinde, her ne kadar Hüsn ve Aşk adındaki iki kahraman arasında filizlenen beşerî aşkı konu ediyor izlenimi veriyor olsa da, esasında anlatılmak istenen, tasavvufa meyleden Aşk'ın seyr u sülûkudur.Şeyh Gâlib, vuslata kavuşmak için yola çıkan Aşk'ın hikâyesini, masalsı, destansı, fantastik bir yapıda ve sembolik betimlemeler, Sebk-i Hindî usûlü ve örüntülerden istifâde ederek belli bir kurgu çerçevesinde kaleme almıştır.Eserde seyr u sülûk merhaleleri, farklı mekânlar ve kişiler üzerinden, Mevlevî gelenek ve nefs mertebeleri aracılığıyla anlatılmıştır. Hiç kuşku yok ki Gâlib, bir gazelinde `Efendimsin, cihânda i'tibârım varsa sendendir` diye hitab ettiği Hz. Mevlânâ ve onun Mesnevî adlı başyapıtından derinden etkilenmiştir. Although Şeyh Galib, the last great poet of divan literature of the 18th century and the Ottoman period gives the impression of human love between two heroes named Hüsn and Aşk in his masnavi Hüsn ü Aşk, what is meant to be told is the inner journey of Aşk, which is connected to mysticism.Şeyh Gâlib wrote the story of Aşk, which set out to reach reunion, in a fairy-tale, epic, fantastical structure and using symbolic descriptions of Indian style, and within a certain fictional framework.The stages of the journey are explained through different places and people, with the levels of Mevlevi tradition and soul.There is no doubt that Galib was deeply influenced by Mevlana and the Masnavi, to whom he addressed in one of his ghazals, `You are my lord, if I have a reputation in the world, it is from you.`
Collections