Sâmiha Ayverdi'nin Kölelikten Efendiliğe isimli eserinde 'ilâ-yı kelimetullah' kavramı.
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Sâmiha Ayverdi, tefekkür târihimizin en önemli isimlerinden biridir. Öğrenmeye ve öğretmeye adanmış yaşamı boyunca ürettiği onlarca eserde gerek ferdî gerekse içtimâî meselelere büyük bir duyarlılıkla işâret ederek, içinde yetiştiği mânevî iklimin etkisiyle, çözüm reçeteleri geliştirmiştir. Ayverdi'nin düşünce dünyasında etkin bir rol oynayan `i'lâ-yı kelimetullah` mefhumunu özenle işlediği Kölelikten Efendiliğe isimli risâlesinde, Müslümanların bilimde, teknikte ve sanatta başarılı oldukları, ilim, irfan ve hikmetle harmanlanmış asırlar hatırlatılır. Fetihler sonucu idâre altına alınan topraklarda kurulmuş âdil sosyal düzen ve insanlara sunulan vicdânî hürriyet üzerinde durulur. Tevhîd îmanına ve tevhîd ahlâkıyla yaşayan Müslümanlara dikkat çekilir. Müslümanları harekete geçiren güç ve hamle kaynağının i'lâ-yı kelimetullah gayesiyle yaşamak olduğu dile getirilir. Okuyucuda, i'lâ-yı kelimetullah kavramının İslâm medeniyeti tarihindeki yeri hakkında bir ufuk oluşturulur. Ayverdi'nin i'lâ-yı kelimetullah kavramını tasavvufî açıdan ele aldığı risâlede ayrıca mefhumun özündeki tevhîd îmanının, insanı, nefsinin esâretinden kurtarıp hakîkî hürriyetine, bir başka deyişle efendiliğe ulaştırdığı vurgulanır. Ayverdi, geçmişin i'lâ-yı kelimetullah kavramını, günün şartlarına ve yeni dünya düzenine göre yeniden değerlendirir ve kılıçla mücâdelenin yerini kaleme bıraktığını belirtir. İ'lâ-yı kelimetullahın gayesinin ilim, irfan ve hikmetle zenginleşmek olduğunu ifâde eder. İ'lâ-yı kelimetullah prensibinin İslâm medeniyetinin yeniden uyanışı için harekete geçirici bir kuvvet olması ümitvar bir temennîdir. The Concept of 'İ'lâ-yı Kelimetullah' (Proclamation of Faith: There is no god but God and Muhammed is His Messenger) in Let Us Be Not Slaves But Masters Book by Sâmiha AyverdiSâmiha Ayverdi is counted as one of the great intellectuals of our history of thought. Within a life devoted to both learning and teaching, she always tried not to remain indifferent to both individual and social problems and furthermore, through her works, she showed her best effort to come up with possible solutions. In her book named Let Us Be Not Slaves But Masters, Ayverdi reminds us the centuries, blended with knowledge and wisdom when Muslims were successful in science, technology and art. Emphasis is placed on the liberty of conscience offered to people and the social fair system established in the lands taken under administration as a result of conquests. Attention is drawn to the belief of tawhid and Muslims living on the morality of tawhid. It is stated that the source of power and action was to live with the aim of i'lâ-yı kelimetullah (Proclamation of Faith: There is no god but God and Muhammed is His Messenger). Ayverdi also takes into consideration the concept of i'lâ-yı kelimetullah from a mystical perspective. The writer emphasizes that tawhid (oneness of God) lies at the core of the concept of i'lâ-yı kelimetullah, frees the mankind from the slavery of the nafs and leads him to the real freedom, in other words, to mastery. Ayverdi reevaluates the concept of i'lâ-yı kelimetullah, according to the conditions of the recent order of the world. In Let Us Be Not Slaves But Masters, it is mentioned that the purpose of i'lâ-yı kelimetuallah is to enrich with knowledge, wisdom and philosophy. It is a hopeful and beautiful wish that the aim of i'lâ-yı kelimetullah will be a motivating force for the re-awakening of Islamic civilization.
Collections