Ahvâli Şahsiyye Kanunlarının boşanma konusunda getirdiği yenilikler (Klasik fıkıh düşüncesiyle mukayeseli)
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Modern dönem ahvâl-i şahsiyye kanunlarındaki talâk ile ilgili bazı hükümler, klasik fıkha nazaran farklılık arzetmektedir. Bu bağlamda geçmişte verilen bazı hükümler terkedilerek farklı görüşler tercih edilmiş ve talâk konusunda yeni düzenlemelere gidilmiştir. Bu değişimin sebeplerinin ve yeni düzenlemelerin yapılmasının mümkün olup olmadığının bilinmesine ihtiyaç vardır. Çalışmamızın birinci bölümünde geçmişe nazaran farklılık arzeden; iddet içinde kadının talâka mahal olup olmadığı, şarta bağlanan talâk, talâka yemin ve talâka şahitlik şeklinde dört konu seçilmiş ve bu konuların geçmişte ve ahvâl-i şahsiyye kanunlarında nasıl ele alındığı ortaya konulmuştur. İkinci bölümde ise talâk konusunda geleneksel fıkıh düşüncesi ile başta ahvâl-i şahsiyye kanunları olmak üzere modern fıkıh düşüncesi karşılaştırılmıştır. Klasik fıkıhta talâkın kapsamının geniş tutulduğu, boşanma yöntemi olarak talâkın ön plana çıkarıldığı ve verilen birçok hükmün ictihadi olduğu söylenebilir. Ahvâl-i şahsiyye kanunlarında ise farklı görüşlerden tercihler yapıldığı, talâk kapsamına bir sınırlama ve düzenleme getirilmeye çalışıldığı görülmektedir. Talâk konusunda ictihada açık olan ve olmayan hususlar göz önünde bulundurularak, delili kuvvetli olan görüşün seçilmesi, görüşler arasından farklı bir görüşün tercih edilmesi, bazı haklarda sınırlandırmaya gidilmesi ve oluşan duruma uygun yeni düzenlemelerin yapılması mümkündür. Bu durum ihtiyaca ve zamana göre zaruri hale gelebilmektedir. Ahvâl-i şahsiyye kanunları da bu gerekçelerle ortaya çıkmıştır. Bu çerçevede bazı ahvâl-i şahsiyye kanunlarında kadının iddet içerisinde talâka mahal olmadığı, yemine ve şarta bağlanan talâkın geçerli olmadığı, talâk esnasında şahitlerin şart olduğu gibi görüşler yer almıştır ki bunları deliller açısından daha isabetli buluyoruz. Some provisions regarding talaq in the civil status laws of the modern period differ from those of classical fiqh. In this context, some provisions given in the past were abandoned and different views were preferred and new regulations were made on talaq. It is necessary to know the reasons for this change and whether it is possible to regulate. In the first part of our study, which differs from the classical studies; Four topics such as whether a woman is involved in iddah, conditional talaq, talaq oath and talaq witnessing have been selected and it has been revealed how these issues were handled in the past and in the civil status law of personal life. In the second part, the traditional fiqh thought on talaq and the modern fiqh thought, especially the laws of civil status, were compared. It can be said that the scope of talaq is broad in classical fiqh, talaq is brought to the fore as a divorce method, and many of the judgments given are judicial opinions. It is seen that in civil status laws, preferences are made from different views, and a limitation and regulation is tried to be brought to the scope of talaq. It is possible to choose the opinion with strong evidence, to choose a different opinion from among the views, to restrict some rights, and to make new arrangements according to the situation, taking into account the issues that are suitable to ijtihad or not. This situation may become necessity depending on the need and time. Civil status laws emerged for these reasons. In this context, in civil status law, there are some provisions of law such as the fact that the talaq is not possible in period of menstruation, that the talaq that is tied to oath and condition is not valid, that witnesses are required during talaq, which we find more accurate in terms of evidence.
Collections