Matrakçı Nasuh'un gözünden bazı Anadolu kentlerinin çözümlemesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmada 16. yüzyıl Kanuni Sultan Süleyman döneminde (1520-1566) öne çıkmış sanatçı ve bilim adamı Matrakçı Nasuh'un Beyan-ı Menazil-i Sefer-i Irakeyn-i Sultan Süleyman Han adlı minyatürlü el yazmasında yer alan bazı Anadolu kent tasvirleri incelenmiştir. El yazmasında tasvir edilen çok sayıdaki kent arasından Kütahya, Konya, Kayseri, Erzurum, Bitlis, Adana ve Eskişehir kent tasvirleri seçilip bu tasvirlerde her bir kentte betimlenen anıtsal yapılar tespit edilmeye çalışılmıştır. Tespit edilen yapıların kentteki hangi yapıyı görsel olarak temsil edildiğine dair fikirler ortaya atılmış ve aynı zamanda kentlerin 16. yüzyıldaki durumlarına ilişkin kent okumaları yapılmıştır. Kentlerde yer alan savunma, ibadet, sosyal, siyasi ve eğitim yapıları tasvirleri belirlenmiş ve bunların nasıl bir tipolojiye sahip olduğu ve temsil ettiği yapıların plan özellikleriyle ne kadar örtüştüğü tartışılmıştır. Ayrıca yapılan tespitler sonucu günümüze ulaşabilen, kısmen ulaşabilmiş ve ulamamış yapıların da tespitleri yapılarak yapıların 16. yüzyıldaki görünümlerinden günümüze kadar olan süreçte değişimleri ve orijinal görüntüleri üzerinden çıkarımlarda bulunulmuştur.Matrakçı Nasuh'un tasvir ettiği kentler birçok Anadolu kentinin en eski görüntülerini sunar ve aynı zamanda bu kent tasvirlerinde yer alan anıtsal yapıların da ilk görüntülerine ulaşılır. Kentlerde öne çıkan yapıları tek tek ayrıntılı bir şekilde resimleyen Matrakçı Nasuh her kentin kendi dokusunu ve yapı gruplarını öne çıkarmıştır. Örneğin Kütahya tasvirinde bir tepe üzerinde yer alan Kütahya Kalesi tasvirini ve merkezde yer alan Ulu Camii ve Vacidiye Medresesi'ni temsil eden yapıları öne çıkarmıştır. Konya savunma yapıları olan dış sur ve Gevale Kaleleri, merkezde yer alan Alâeddin Köşkü ve sur dışındaki Mevlâna Külliyesi tasvirleri en dikkat çekici tasvirlerdir. Kayseri'de dış sur ve merkezdeki çifte minareli bir yapı en dikkat çekici betimlemelerdir. Erzurum'da dış sur içerinde yer alan çifte minareli medrese tasvirleri kentteki eğitim yapılarının varlığına dair izlenimleri yansıtır. Bitlis'te topografyasıyla dikkat çeken dağlık bir arazide resimlenen kent, iç kale, dış surlar ve sur dışı yapılaşma olarak üç bölümde gösterilmiştir. Adana'da bir nehir kenarında gösterilen kent iç kale, Ulu Camii Külliyesi, çarşı-pazar ve hamam tasvirleriyle öne çıkar. Son olarak Eskişehir'de ise Osmanlı dönemine ait bir külliye olan Kurşunlu Külliyesi tasviri ve kentte su yapılarının yoğunlukta olduğu Ilıca Mevkii'nin tasviri en göze çarpan betimlemelerdir.Matrakçı Nasuh'un kent minyatürlerinden ayrı olarak 16. yüzyıl sonrası kentlere uğrayan batılı seyyahların gravürlerine de yer verilerek kentlerin ve kentlere bulunan yapıların değişimleri görseller üzerinden anlatılmaya çalışılmıştır. Aynı zamanda kent ve ketlerde yer alan anıtsal yapıların bilgilerine ilişkin detaylı anlatımlara da kentlere uğrayan yerli ve yabancı seyyahların anlatılarından yararlanılmıştır. Tüm bu tespitler sayesinde görsel malzemelerin (minyatür, gravür, resim, fotoğraf) tarihi bir belge olarak kullanıma dair çıkarımlar yapılmıştır. Kent ve kentlerde bulunan yapılara ilişkin yapılacak araştırmalara ve olası restorasyon projelerinde başvurulacak kaynakların başında gelen görsel belgelerin ne kadar güvenilir ve gerçekçi olduğu ortaya konmaya çalışılmıştır. Ek olarak tüm bu görsel kaynakların Tarih, Sanat Tarihi, Arkeoloji, Mimarlık Tarihi, Coğrafya ve birçok disipline araştırma alanı açtığı ve kayda değer veriler sunduğu da araştırma sonucunda görülmüştür. and Vacidiye Madrasa in the center. The depictions of the outer fortifications and Gevale Castles, the Alâeddin Palace in the center and the Mevlâna Complex outside the wall are the most remarkable depictions. In Kayseri, the outer wall and the double minaret in the center attract attention, while the depictions of the madrasa with double minarets in Erzurum reflect the impressions of the existence of educational structures in Erzurum. Btilis, which is pictured in a mountainous area in Bitlis that stands out with its topography, is shown in three sections as an inner castle, outer walls and out-of-wall construction.The city, which is shown by a river in Adana, stands out with its depictions of the inner castle, grand mosque complex, bazaar and bath. Finally, in Eskişehir, the depiction of the Kurşunlu Complex, a complex belonging to the Ottoman period, and the depiction of Ilıca Mevkii, where water structures are predominant in the city, are the most distinguishable depictions.Apart from the urban miniatures of The Matrakçı Nasuh, engravings of western travelers who visited the cities after the 16th century were also included and the changes of the buildings found in the cities were tried to be explained through the visuals. At the same time, detailed explanations about the information of monumental structures in cities and kets were used by the local and foreign travelers who visited the cities. Thanks to all these findings, inferences were made about the use of visual materials (miniature, engraving, painting and photography) as a historical document. A full understanding of how reliable and realistic these visual portrayals are is yet to be discovered. In turn, however, this can be applied to further research and possible restoration projects to be carried out on the structures in these cities. In addition, it was seen that all these visual sources opened research areas and presented significant data to History, Art History, Archaeology, Architectural History, Geography and many disciplines.
Collections