Muslim-left beyond the politics of identity in Turkey: Labor and Justice Platform
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu tez çalışması kapsamında, Müslüman-Sol olarak kavramsallaştırılan Emek ve Adalet Platformu'nun, kimlik siyasetinin ötesinde bir siyaset benimseyip benimsemediği sorgulanmıştır. Bu bağlamda, öncelikle Türkiye'deki İslamcı ve solcu hareketlerin Müslüman çoğunluk diğer ülkelerde ortaya çıkan hareketlerden farklı olduğu vurgulanmış ve sebepleri ortaya konmuştur. Türkiye'nin siyasi tarihi devlet-toplum ilişkisi temelinde incelenerek, sağ-sol siyasal ayrımlarının sosyo-ekonomik temellerden ziyade kimlikler temelinde ifade edilmesinin önemli bir neden olduğu görülmüştür. Bu kapsamda, İslamcı ve solcuların birbirlerine öteki olarak konumlanması, Türkiye'de 2000'li yıllara kadar İslamcı ve solcuların ortak bir zeminde hareket etmesini engellemiştir. İkinci olarak, Türkiye'deki İslamcı hareketlerin tarihsel ve kavramsal incelemesi yapılmış ve protesto ve özgürleştirici hareketler / kimlik hareketleri ayrımına göre sınıflandırılmıştır. 1960'ların sonlarından, 1990'lara kadar varlık gösteren radikal İslamcı hareketler hem protesto ve özgürleştirici hareket hem de kimlik hareketi olarak sınıflandırılmıştır. Milli Görüş Hareketi ve onun partileri tarafından temsil edilen ılımlı İslamcı hareket, kimlik hareketi olarak sınıflandırılmıştır. Adalet ve Kalkınma Partisi için, 2011 öncesinde post-İslamcılık, 2011 sonrasında Müslümancılık (Müslüman Milliyetçiliği) kavramları kullanılmış ve temsil ettiği İslamcı hareket kimlik hareketi olarak sınıflandırılmıştır. 2000'li yıllarda İslamcı ve solcuları bir araya getiren Yeni Siyaset Girişimi ve Halkın Sesi Partisi gibi oluşumlar ile 2010'lu yılların başlarında ortaya çıkan Emek ve Adalet Platformu ve Anti-Kapitalist Müslümanlar Müslüman-Sol olarak kavramsallaştırılmıştır. Bunun ardından 2011 yılında İslamcı ve solcuları ortak bir zeminde buluşturmak amacıyla kurulan Emek ve Adalet Platformu incelenmiştir. Platform'a ait tartışmaların, açıklamaların, eylemlerin, haber-yorumların yer aldığı düzenli bir arşivi içeren web sitesi bulunmaktadır. Bu nedenle Platform'un web sitesi nitel olarak tematik içerik analizi yöntemiyle incelenmiştir. Bu bağlamda Platform üyeleri tarafından paylaşılan içerikler ile Platform'un açıklamaları, Platform'un siyasi düşüncesini ve tutumunu anlamak için tematik konulara bölünmüştür. Sonuç olarak, Emek ve Adalet Platformu'nun, Müslüman-Sol bir hareket olarak iki nedenle kimlik siyasetinin ötesine geçtiği ortaya konmuştur. Birincisi, Emek ve Adalet Platformu, sınıf siyasetini önceleyen yapısıyla protesto ve özgürleştirici İslamcı hareketler bağlamında değerlendirilmiştir. İkincisi, Platform sınıf siyasetini öncelese de kimlik siyasetini ikincilleştirmemektedir ve `mazluma kimliği sorulmaz` ilkesini benimsemektedir. Dolayısıyla, etnik ve dini kimlikleri ile cinsiyetleri nedeniyle adaletsizlik ve ayrımcılığa uğrayanların olduğunun farkında olarak, herkes için adalet mücadelesini benimsemektedirler. Platform'un bu husustaki tutumu, Kürt meselesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğine yaklaşımları, eylemleri, söylemleri ve tartışmaları üzerinden incelenmiştir. Within the scope of this thesis, it was questioned whether the Labor and Justice Platform, conceptualized as Muslim-Left, adopted a politics beyond the politics of identity. In this context, first of all, it was emphasized that Islamist and leftist movements in Turkey were different from those in other Muslim-majority countries, and reasons about that were presented. By reviewing the political history of Turkey on the basis of the state-society relationship, it has been observed that the expression of right-left political distinctions on the basis of identities rather than socio-economic foundations is an important reason. In this context, the positioning of Islamists and leftists as the other to each other prevented Islamists and leftists from acting on a common ground in Turkey until the 2000s. Secondly, a historical and conceptual analysis of Islamist movements in Turkey has been made and classified according to the distinction between protest and emancipatory movements / identity movements. Radical Islamist movements from the late 1960s to the 1990s have been classified as both protest and emancipatory movements and identity movements. The moderate Islamist movement represented by the National Outlook Movement and its parties has been classified as an identity movement. For the Justice and Development Party, the concepts of post-Islamism before 2011 and Muslimism (Muslim Nationalism) after 2011 were used and the Islamist movement it represented was classified as an identity movement. Organizations such as the New Politics Initiative and People's Voice Party that brought together Islamists and leftists in the 2000s, and the Labor and Justice Platform and Anti-Capitalist Muslims that emerged in the early 2010s were conceptualized as Muslim-Left. After that, the Labor and Justice Platform, which was established in 2011 to bring Islamists and leftists together on a common ground, was examined. There is a website that contains a regular archive of discussions, explanations, actions, news and comments about the Platform. For this reason, the website of the Platform was analyzed qualitatively by thematic content analysis method. In this context, the contents shared by the Platform members and the Platform's statements were divided into thematic issues in order to understand the Platform's political thought and attitude. As a result, it has been revealed that the Labor and Justice Platform, as a Muslim-Left movement, goes beyond the politics of identity for two reasons. First, the Labor and Justice Platform has been evaluated in the context of protest and emancipatory Islamist movements, with its structure prioritizing class politics. Secondly, although the Platform prioritizes class politics, it does not subordinate identity politics, adopting the principle of `the identity of the oppressed is not asked`. Therefore, they embrace the struggle for justice for all, being aware of the fact that there are those who suffer injustice and discrimination because of their ethnic and religious identities and gender. The attitude of the Platform on this issue has been examined through its approaches, actions, discourses and discussions on the Kurdish issue and gender equality.
Collections