Sosyal kurumsal yapının makroekonomik performans üzerine etkisi: Türkiye ekonomisinde cinsiyet eşitsizliği temelinde bir analiz

Abstract

Son yıllarda toplumların siyasi, hukuki, sosyal ve kültürel olgular gibi kurumsal dinamiklerinin ekonomiler üzerinde önemli bir etki yarattığı görüşü gündeme gelmiştir. Bu çalışmada 1988 ila 2017 yılları arasında Türkiye'de sosyal kurumların gayri safi yurtiçi hasıla (GSYH) üzerine etkisi incelenmiştir. Bu bağlamda, cinsiyete yönelik kültürel kodlar, gelenek görenekler ve sosyal normlar gibi resmi olmayan kurumları yansıttığı varsayılan işgücüne katılımda kadınların erkeklere oranı (%) sosyal kurumların göstergesi olarak kullanılmıştır. GSYH ise makroekonomik performans göstergesi olarak kullanılmıştır. Johansen eş-bütünleşme testi, hata düzeltme modeli ve Granger nedensellik testi ile elde edilen bulgulara göre, işgücüne katılımda kadınların erkeklere oranı ile GSYH arasında uzun dönemde pozitif yönlü bir ilişki ve kısa dönemde işgücüne katılımda kadınların erkeklere oranından GSYH'ye doğru bir nedensellik ilişkisi olduğu sonucuna varılmıştır.

The argument that political, judicial, social and cultural institutions have a significant effect on economies has become prevalent recently. In this study, the impact of social institutions on Gross Domestic Product (GDP) in Turkey between the years of 1988 and 2017 has been examined. For this purpose, ratio of female to male labor force participation has been used as an indicator of social institutions such as social norms, cultural codes and attitudes towards women. It has been assumed that women participation in labor force in a society reflects customs, cultural codes and social norms towards women. GDP has been used as an indicator of macroeconomic performance. Through Johansen cointegration test, vector error correction model and Granger causality test, it has been found there is both a long-run relationship between the ratio of female to male labor force participation and GDP, and also a Granger causality from the former to the latter in the short-run.