Türk siyasetinde köy enstitüleri tartışmaları
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Türkiye'de köy eğitimi ve köye öğretmen götürme çalışmaları XIX. yüzyılın ilk yarısında başlamıştır. Meşrutiyet Döneminde, köylerin eğitim yoluyla kalkınmasını amaçlayan bir eğitim sisteminden ilk kez söz edilmiştir. Millî Mücadele döneminde eğitimle ilgili olarak yapılan ilk çalışma, 15 Temmuz 1921 tarihli 'Maarif Kongresi'dir. 1935'ten sonra eğitim politikaları daha sistemli hale getirilmiştir. Köy eğitimi konusunda 1935 'Eğitmen Kursları' ve 1937 'Köy Öğretmen Okulları' öncü kuruluşlar olmuştur. 1936'da açılan `Eskişehir Çifteler (Mahmudiye) Eğitmen Kursu` Köy Enstitüleri sistemine geçişte ilk hazırlık olmuştur. 11 Haziran 1937 tarihinde kabul edilen '3238 Sayılı Köy Eğitmenleri Kanunu' sonrasında 1937'de 'İzmir-Kızılçullu, Eskişehir-Çifteler' ile 1938 yılında Edirne-Karaağaç'ta (Kepirtepe) açılan 'Köy Öğretmen Okulu' Köy Enstitülerine geçişte ilk adım olmuştur. '3704 Sayılı Köy Öğretmen Kurslarıyla Köy Okullarının İdaresine Dair Kanun` ile tarım ve köy projeleri, Türk köy yaşamına uygun hale getirilmek istenmiştir.Köy eğitimi konusunda en yoğun siyasi tartışmalar TBMM'nin VI. Döneminde olmuştur. Hasan Ali Yücel ve birçok siyasetçi, modern çağın modern toplumuna, çiftçilikte uzmanlaşmış ve okur-yazar iş gücünde eğitimli Türk köylüsüyle ulaşılabileceğini savunmuşlardır. 1939 tarihinde kabul edilen 3704 Sayılı Köy Eğitmen Kursları ile Köy Öğretmen Okullarının İdaresine Dair Kanun için 7 Temmuz 1939'da TBMM'de yapılan görüşmelerde yoğun tartışmalar yaşanmıştır. Refik Saydam Hükümeti döneminde (3 Nisan 1939 – 8 Temmuz 1942) 3803 Sayılı Köy Okulları ve Enstitüleri Kanunu için TBMM'de görüşmeler başlamıştır. Milli-manevi değerlerin öğretimi, ödenek, araç -gereç, öğretim elemanlarının temini, teknik konular gibi hususlarda bazı siyasetçiler itirazlarda bulunmuşlardır. Türkiye'de doğu ile batı arasında yerleşme, köy ve köycülük konularında farklılıklar olduğunu, Enstitülerin bu haliyle ayrımcılığa neden olabileceğini ileri sürmüşlerdir. 19 Haziran 1942'de TBMM'de 4274 Sayılı Köy Okulları ve Enstitüleri Teşkilat Kanunu'nun görüşülmesi sırasında CHP içerisindeki muhalif milletvekilleri fikir ve düşüncelerini daha açık bir şekilde dile getirmişlerdir. 1942-1946 arasında Köy Enstitüleri gelişme dönemini yaşamıştır. Ancak Türkiye'de artan ABD etkisi ile birlikte İsmet İnönü'nün politika değişikliğine gitmesi, Köy Enstitülerinde de bir değişime neden olmuştur. 1944'ten sonra 'Türkçü-Turancı' diye nitelenen muhafazakâr görüşlü bazı siyasetçiler ile sol-liberal görüşlü siyasetçiler arasında başlayan tartışmalar, 'Sabahattin Ali-Nihal Atsız Davası' olarak tanımlanan mahkeme süreci ile daha da tartışmalı bir boyuta ulaşmıştır. 1947'lerden itibaren Necip Fazıl Kısakürek, Eşref Edip, Peyami Safa ve Osman Turan gibi milliyetçilerin Köy Enstitüleri eleştirileri ile bu tartışmalar sıkıntılı bir boyuta sürüklenmiştir. Enstitülerin mimarı Haşan Ali Yücel ile Demokrat Parti İstanbul il başkanı Kenan Öner arasında bir hakaret davası olarak bilinen 'Yücel-Öner Davası' (Şubat 1947) tartışmaları Köy Enstitüleri üzerinden gelişerek devam etmiştir. Recep Peker Hükümeti'nde, Millî Eğitim Bakanlığına Reşat Şemsettin Sirer getirilmiştir. İsmail Hakkı Tonguç, İlköğretim Genel Müdürlüğü'nden alınmıştır. Hükümet programı'nda, Köy Enstitülerinin 'millileştirileceği' ifadesinin yer alması, Enstitülerin dönüştürüleceğinin ilk işaretleri olmuştur. Hasan Saka Hükümeti Döneminde bazı öğretmenlerin sosyalist fikirleri halka benimsetme çabaları içinde olmaları tartışmalara neden olmuştur. Şemsettin Günaltay Hükümeti Döneminde 'Köy Enstitüleri' ile 'İlköğretmen Okulları'nın birleştirilmeleri gerektiği ilk kez gündeme gelmiştir. 14 Mayıs 1950'de iktidara gelen Demokrat Parti, o zamana kadar yapılan icraatları 'Millete mal olanlar ve olmayanlar' şeklinde ikiye ayırmıştır. Demokrat Parti Hükümeti'nin ilk Milli Eğitim Bakanı olan Hüseyin Avni Başman, Köy Enstitülerinin yeniden ıslah ve yapılandırılacağını açıklamıştır. Daha sonra Milli Eğitim Bakanı olan Tevfik İleri ise Komünizme karşı geniş ölçüde mücadele edileceğini dile getirerek tartışmalara katılmıştır. Türkiye'de artan ABD etkisi ile birlikte ABD'den ve Avrupalı ülkelerden birçok eğitim uzmanı getirilmiştir. ABD'li eğitim uzmanlarının raporları, Enstitülerin geleceğini olumsuz etkilemiştir. Başbakan Adnan Menderes, Enstitülerle ilgili yalan-yanlış ve ideolojik söylentilere kulak asmadan köy ve ilköğretim meselesinin memleketin en önemli sorunu olduğunu, ihtiyatlı davranılması gerektiğini dile getirmiştir. Ancak tartışmaların giderek artması sonucunda 05.07.1952 tarihinde Başbakan Adnan Menderes imzasıyla Köy Enstitülerinin asıl amacı olan köy halkı eğitimi ve köy öğretmeni yetiştirilmesi görevlerini yerine getiremediği gerekçesiyle ilköğretmen okullarıyla birleştirilmesi için TBMM'ne kanun teklifi verilmiştir. Köy Enstitüleri, 6234 Sayı ve 27.1.1954 Tarihli Kanun ile 'İlköğretmen Okulları'na dönüştürülmüştür. 1953-1957 arasında tüm ülkeyi kapsayacak bir ilköğretim kanunu çalışmaları yapıldıysa da sonuçlandırılamamıştır. 27 Mayıs 1960 Askeri Müdahalesi ile Demokrat Parti iktidarı sona ermiştir. Siyasetçiler içinde 'Köy Kalkınma Enstitüsü' kurulmasını isteyenler olmuştur. 30.5.1960-4.1.1961 tarihleri arasında görev yapan I. Cemal Gürsel Hükümeti Dönemi'nde `Eğitim Milli Komisyonu` kurularak ilköğretimin ana meseleleri ele alınmıştır. Komisyon çalışmalarında, ülkenin bundan sonraki on yıllık eğitim planına ışık tutacak konular üzerinde durulmuştur. 222 Sayılı İlköğretim Okulları Kanunu'un kabülüyle Türkiye'de Köy Enstitüleri tartışmaları bitmiştir. Village and village teacher education in Turkey take studies XIX. started in the first half of the century. I and II. During the Constitutional Monarchy, an education system aiming at the development of villages through education was mentioned for the first time. The first study related to education during the National Struggle period was the `Education Congress` to be held in Ankara on 15 July 1921. After 1935, education policies were made more systematic. In the field of village education, 1935 'Instructor Courses' and 1937 'Village Teacher Schools' were pioneering organizations. The `Eskişehir Çifteler (Mahmudiye) Instructor Course` opened in 1936 was the first preparation for the transition to the Village Institutes system. Following the `Law on Village Instructors No. 3238` adopted on June 11, 1937, `İzmir-Kızılçullu, Eskişehir-Çifteler` in 1937 and the `Village Teacher School` opened in 1938 in Edirne-Karaağaç (Kepirtepe) was the first step in transition to Village Institutes. 'With the Law No. 3704 on the Administration of Village Teacher Courses and Village Schools, agriculture and village projects were intended to be made suitable for Turkish village life.The most intense political discussions on village education are the VI. It has been in the period. Hasan Ali Yücel and many politicians have argued that the modern society of the modern age can be reached with Turkish peasants who are specialized in farming and trained in the literate workforce. Intense discussions were experienced in the meetings held in the Turkish Grand National Assembly on July 7, 1939 for the `Law No. 3704 on the Administration of Village Instructor Courses and Village Teacher Schools`. During the period of Refik Saydam Government (April 3, 1939- July 8, 1942), negotiations for `Village Schools and Institutes Law No. 3803` started in the Turkish Grand National Assembly. Some politicians objected to issues such as national-moral values, allowance, equipment, provision of teaching staff, and technical issues. Settlement between East and West in Turkey, the village and the differences in peasantism issues, the Institute argued could lead to discrimination in this state.On June 19, 1942, during the discussion of the Village Schools and Institutes Organization Law No. 4274 in the Turkish Grand National Assembly, the opposition deputies within the CHP expressed their opinions and thoughts more clearly. Between 1942-1946, the Village Institutes experienced a rising period. After the Second World War, European-centered approaches in education gave way to American-centered thinking and practices. In this process, İsmet İnönü's policy change resulted in a change in Village Institutes.After 1944, the discussions between some conservative politicians who are called `Turkist-Turanist` and left-liberal politicians reached dangerous dimensions with the court process defined as the `Sabahattin Ali-Nihal Atsız Case`. Since 1947, these discussions have been dragged to a completely different dimension with the criticism of the Village Institutes by nationalists such as Necip Fazıl Kısakürek, Eşref Edip, Peyami Safa and Osman Turan. The `Yücel-Öner Case` (February 1947), known as an insult case, between the architect of the Institutes, Haşan Ali Yücel, and the Democrat Party Istanbul provincial chair Kenan Öner, continued by developing through the Village Institutes.Reşat Şemsettin Sirer was brought to the Ministry of National Education in the Recep Peker Government. İsmail Hakkı Tonguç was taken from the General Directorate of Primary Education. The statement that Village Institutes will be `nationalized` in the government program were the first signs that the Institutes would be transformed. During the Hasan Saka government period, some teachers' efforts to adopt socialist ideas to the public caused controversy. It was the first time that 'Village Institutes' and 'Teacher Schools' should be combined during the period of the Şemsettin Günaltay Government.The Democrat Party, which came to power on May 14, 1950, divided the actions carried out up to that time into `those who owned the nation and those who did not`. Hüseyin Avni Başman, who was the first Minister of National Education of the Democratic Party Government, announced that the Village Institutes would be reformed and restructured. Tevfik İleri has stated that there will be a wide struggle against Communism. Many education experts from the US and European countries were brought together by increasing US influence in Turkey. The reports of the US education experts negatively affected the future of the Institutes. Prime Minister Adnan Menderes, ignoring the false, false and ideological rumors about the Institutes, stated that the issue of village and primary education is the most important problem of the country and that it should be treated cautiously. However, as a result of the increasing debate, on 05.07.1952, with the signature of Prime Minister Adnan Menderes, a law proposal was made to the Turkish Grand National Assembly on the grounds that the Village Institutes could not fulfill their duties, which are village public education and training village teachers. Village Institutes have been transformed into `Primary Schools for Teachers` with `Law No. 6234 and dated 27.1.1954`. Even though studies were carried out between 1953-1957 on a primary education law covering the whole country, it could not be finalized.With the military intervention on May 27, 1960, the Democrat Party government came to an end. Among the politicians, there were those who wanted to establish a `Village Development Institute`. During the period of the I. Cemal Gürsel Government, who served between 30.5.1960-4.1.1961, the main issues of primary education were addressed by establishing the `National Education Commission`. Issues that will shed light on the country's next ten-year education plan were emphasized. 'Actually, the discussions on Village Institutes were put to an end with the adoption of the Law on Primary Teacher Schools No. 222.
Collections