Ahmet Hamdi Tanpınar`ın yazılarında İstanbul`daki mimarlık yapıtlarının değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Mekan öğeleri; kendini roman, hikaye ve denemelerinde dışa açan Tanpınar'ın eserlerinde, nesirlerde daha belirgin görünmektedir. Şiirlerinin bir 'tecrid' işlemi içerdiğini kendisi de söylüyor. Bununla birlikte. 'Her şey yerli yerinde' şiirinde ve 'Eşik' te bir simge olarak mimarlık öğeleri üstünde durulabilinir. Tanpınar'ın İstanbul tasvirlerinde, yaşadığı İstanbul esas olmak üzere, resim ve gravürlerle (Mesela Melling), Evliya Çelebi ve Osmanlı tarihçileri ile haşır neşir geçen bir ömrün bütün birikimlerini aramak gerekir. Tanpınar'ın '......Osmanlı politikasının mimarlık eserleriyle kalıcı kılınan bir milliyet anlayışına dayandığını, bu toprakları bize ait yapan eserlerin düşünmeden yok edilmesi halinde, uluslararası çizgilere ulaşılabilecek ve hiç isteyemeyeceğimiz kültür problemleriyle karşılaşabileceğimizi söylemişti......' (Bak. Turan Alptekin, Ahmet Hamdı Tanpınar, İstanbul2001, s.23). Nietzche de Alman kent yaşamına bakıp şunları söyler mimari yapıların bu kadar heterojen olduğu bir ülkede bir kültür bütünlüğünden söz edilemez der. Tanpınar da mimaride homojenlikler üstünde duruyor ve bu homojen yaşamın bu nedenle kaybolmamasını diliyor. Ahmet Hamdi Tanpınar'ın eserlerinde mimari 2 ye ayrılır 1. Reel mimari: 'Sahnenin Dışındakiler' ve 'Mahur Beste', 'Yaşadığım Gibi', 'Acibadem'deki Ev', 'Huzur'; Ahşap ve kagir mimari. 2. Reel karşılığı olmayan mimari: 'Saatleri Ayarlama Enstitüsü' ndeki mimari tamamen soyut mimari. Reel karşılığı olmayan mimari. Tanpınar'ın hocası ve dostu Yahya Kemal Beyatlı' nın etkisi altında kaldığını görüyoruz. Bu etkiyle Türk tarihi okumaya başlar. Mütareke yıllarında Yahya kemal Tanpınar ve diğer öğrencileriyle İstanbul'da gezilere çıkar. Bu gezinti planı 'Huzur' daki iki ana karakter Nuran ve Mümtaz'a da yansır. Üsküdar 'a Tanpınar da çok önem verir. İstanbul'un fethini gören şehir Üsküdar. Şehirler o şehirleri yazan yazarların tasavvurlanyla oluşur. 5 Şehir Bursa Tanpınar'm okumasıyla var. Başka bir yazar çıkacak ve İstanbul'u başka bir şe Tanpmar İstanbul başta olmak üzere Osmanlı mahalleleri ahşap. Osmanlı mahallelerinin ahşap olma nedeninin arkasında deprem korkusu var. 1509' daki deprem halk üzerinde öyle büyük bir korku salıyor ki büyükyangınların ardından evler kagir olacak diye ferman çıkmasına rağmen ahşap binalar yapmışlar. Ahşap değişmeye açık ve dinamik bir unsur. Kalıcı değerleri temsil eden taşlar. İbadethaneler, medrese, mescit,. Osmanlı şehirciliği mimar gözüyle geçici değerlere sahip faninin ebedi değerler karşısındaki geçiciliği. Tanpınar sadece sezgilerine dayanarak İstanbul mahallelerinin çehre değiştirdiğini, bunun bazen özellikle yapıldığını söyler. Yangın İstanbul'un 4/1 ini yutmuş. 1782 yangını. Yangın kültürün oluşmasına engel. 5 şehir mahur beste.İstanbul yangınlarından bir çeşit seyirlik çıkaranlar var hatta bunu yapanlar arasında paşalar bile var..nargilesini..yardımcılarını alıp yangın seyretmeye yerine gidiyor!ar...hatta en iyi görünebilecek yerleri seçiyorlar yaşanmış yeri tekrar yaşamak...yaşanmış tecrübeleri alıp yeniden yaşanır kılmak...rekonstruksiyon postmodern bir yaklaşım Evlerde bir düzen yoktur. Mülkiyet durumuna bağlı olarak evlerin duruşları eğri büğlüdür. Biçimsizliği gidermek için çıkma ve cumbalar vardır. Bir ressamı veya fotoğrafçıyı kendinden geçirecek manzaralar mevcuttur. Birbirlerine tıpatıp benzeyen evler değildirler. Tanpınar'da mimariyi bahçeden ayrı düşünemeyiz. Ağaçlar istanbul'un peyzajını çizer. Leylak, erguvan başlıbaşına şefaatin ağacı. Türk bahçesi mutlaka meyveli olmalı. 'Huzur da da Nuran bol bol meyveler olmalı' diyor. Badem, şeftali, erik ömürleri kısa meyve ağaçları çiçeklerini sayıyor ve güller diyor. Meyve ağaçlarının çiçekleri kısa hayatlar barındırırlar. Yaşama sevincini en çok baştan başa çiçek açmış bu ağaçlar verir. Derin İstanbul ancak bunlarla vardır; yaşamın zevkine onlarla varırız. Bahçede çiçekler tek bir türdür. Avrupa bahçelerinde olduğu gibi tarh, tarh ayrılmamıştır. Gül olacaksa sadece gül. İstanbul da mimari gündelik hayata taş ve parmaklıklarla katılır. Her bir semti çizen bir siluet vardır. İstanbul peyzajına çam, fıstık çamları ve çınarlar eşlik eder. Tanpınar'ın favori ağacı, çınardır. Erguvanı da çok sever. Baharın müjdecileri olarak leylak ve erguvanı görür. ' Manavgad Cami duvarlarından fırlamış erguvan ağacı'. Tanpınar şehir hem geçmişin devamı olsun hem de içinde yaşadığı zamanın özelliklerini yansıtsın, 'hayata çok yaldızlı bir mazinin aynasından bakmak, bugünün ışığında maziyi görmek'. In the works of Tanpmar who expresses himself through his novels, stories and essays, the elements of space seems more explicit (apparent) in his prose. Hepersonally says that his poems (poetry) contains aprocess of 'isolation'. However, one could dwell upon (consider) the (symbollic) elements of architecture in his poems 'Her şey yerli yerinde' and 'Eşik* as symbols, (symbollically) One should seek (look for) all of the collections (accumulation) of a life time which has been spent on paintings, engraving (i.e. Melling)£vliya Çelebi and Ottoman historians in Tanpmar's descriptions of Istanbul basically the Istanbul that he has lived in. Tanpinar has said that 'The Ottoman politics was based on an understanding (concept) of nationality which has been sustained with the works of architecture and we may confront with undesirable cultural problems that could be elevated to elevated to international level if the works which make this soil ours are destroyed without hesitation..'( See Turan ALPTEKİN, Ahmet Hamdi TANPINAR-iSTANBUL,2001, S.23) After taking a glance at the German daily life, Nietzche too says that it is impossible to talk about cultural integrity in a country where architectural structures are so heterogeneous.Tanpinar also emphasizes the (the importance of/ homogenouity in architecture and wishes that such a homogeneous life survives. Architecture could be classified into two groups in the works of Ahmet Hamdi Tanpinar: l.Real Architecture: Wooden houses and buildings and houses built of stone and bricks were described in 'Sahnenin Dışındakiler', 'Mahur Beste', 'Yaşadığım Gibi', 'Acıbademdeki Ev', 'Huzur', ete. 2.Surreal Architecture: As it is in 'Saatleri Ayarlama Enstitüsü'-an architecture which is completely abstract and which has no correspondent in real life. We observe that Tanpinar has been influenced by Yahya Kemal Beyatlı who was his teacher and friend and has started to read Turkish History. In the years of armistice, he and Yahya Kemal were going out and strolling through Istanbul with Kemal's other students.The (sequenceplan) plan of such walks has been reflected in the main characters-Nuran and Mümtazin 'Huzur*. Tanpinar considers Üsküdar as quite an important district too. Cities are formed (established) with the conceptions (imaginations) of outhors who wrote on them.(In) Five Cities, Bursa exists (comes into existence) with the reading of Tanpmar.Another author, maybe another Tanpinar will arrive and examine the reasons (motives) of building wooden houses in all Ottoman districts (wards) Istanbul being at the head of the list. The main motive causing people to build wooden houses in Ottoman Districts was the fearof earth-quake. Due to the panic and fear created among people by the earth quake in 1509, they continued to build wooden houses although there was a royal decree banning the building of wooden housese in Istanbuy which has experienced big fires. Wood is an element which is suitable to change and of dynamic character whereas stone represents the long lasting values.The temples, medresses (Muslim theological schools) and mescids (small mosques) were all stone built contractions. In the eyes of an architect (From the standpoint of an architect) the Ottoman concept of city-planning represented the transitiory character of the individual (versus) compared to eternal values. Tanpinar, solely by his instincts says that the districts(wards) of Istanbul change their appearence (looks) and that it is sometimes done on purpose. In the big fire of 1782, one fourth of the city was swallowed by the flames. Fires were obstacles preventing the formation (accumulation-olabilir mi?) of culture (cultural heritage-oiabilir mi?)See Five Cities: Mahur Beste. For some people fires were a spectade.There were even some pashas(generals) among the spectators.They were taking their water-pipes (nargile) and helpers to watch the fire by taking their seats at the best angle. It was like living the past again and to revitalize the past experience over again. It is the the reconstruction of the past which can be considered as a postmodern approach. There is no order in the (form of) houses. Parallel to the ownership the posture of houses were oblique and bended. To straighten this oblique posture, there were bay-windows(cumba) or bow-windows (built/ installed on the walls) There were(are ?) such scenes which would cause any painter or photographer to get exited. These were (are) not houses which are exact replica of each other. In tanpinar' s works one can not think of architecture without the gardens. The trees draw the landscape of IstanbuLLilacs and redbuds are the trees of dissipation by themselves.Fruit trees are essential part of gardens in Istanbul. In 'Huzur' Nuran says that there must be plenty of fruits around.She wants almonds, peaches, plums which all have short-lived blosooms and at last she mentios roses.The flowers of fruit trees shelter short lives. The joy of life is given by such trees which are blosommed completely. Istanbul in depth could only exist with these trees and one could feel the pleasure of life with them. The flowers in the gardens of were of just one kind.If the choice is rose then all of the flowers were roses. There were nor separate flower beds for different flowers as it is in European gardens. Architecture in Istanbul participates in daily life with stone and railings. There is a silhouette that draws the contours of each neighborhood. The pine, pistachio pines and the plane trees accompany the landscape of Istanbul. Tanpinar's favorite is plane tree, but he also likes redbuds very much. He sees lilacs and redbuds as the heralds of the spring as it can be seen in the quotation 'the redbud tree that came out of the walls of Manavgad Mosque'Tanpinar wishes the city to be the continuiation of the past and to reflect the tH*fc^'`*jjtt?characteristics of the era that he had lived in by saying 'to look at the life through the mirror of a gilty past and to see the past in the light of today*.
Collections