Bir performans aracı olarak kaval ve teknik gelişimi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
BİR PERFORMANS ARACI OLARAK KAVAL VE TEKNİK GELİŞİMİ ÖZET Türkiye'de, halk müziği ve halk çalgıları ile ilgili ilk araştırma çalışmaları 20. yüzyılın başlarında yapılmaya başlanmıştır. Yapılan alan araştırmalarında çok zengin bir repertuar ve çalgı çeşitliliğine rastlanmıştır. Bu birikim ilk defa 1924'te yayınlanmaya başlanmıştır. Yine halk bilimi içerisinde değerlendirilen halk çalgılarının ilk defa devlet kurumlan tarafından profesyonel kadrolar oluşturularak icra ettirilmesi ve aym zamanda profesyonel amaca yönelik eğitimlerinin verilmeye başlaması da, TRT Kurumu Radyosu tarafından 20. yüzyılın ilk yansında gerçekleşmiştir. Fakat Türk Müziği çalgılanmn akademik bir çatı altında örgün eğitiminin yapılmaya başlanması ancak 1976 yılında Türk Musikisi Devlet Konservatuvan'mn kurulmasıyla mümkün olabilmiştir. Bu tarihlerde ilk defa başlanacak olan Türk Müziği'nin ve Türk Müziği çalgılanmn eğitimi konusunda bilimsel altyapı eksiklikleri olmasına rağmen, eğitim süreci içerisinde gerekli bilimsel altyapının oluşturulması amacıyla, Konservatuvar'a öğrenci alımı yapılarak, resmi anlamda Türk Müziği'nin ve çalgılanmn eğitimi verilmeye başlanmıştır. Dilsiz kaval'ın eğitimine ise, ilk defa 1980 yılında Türk Musikisi Devlet Konservatuvan Çalgı Eğitim Bölümü' nde başlanmıştır. Dolayısıyla Konservatuvar Çalgı Eğitimi Bölümü, dilsiz kaval çalgısından ilk mezunlannı 1991 yılında vermiştir. Bu ilk oluşum sürecinde, Konservatuvar' daki çalgı eğitiminde, diğer derslerin desteğiyle, ağırlıklı olarak 'meşk' ve 'ustadan çırağa aktarma' gelenekleri öğretim yöntemi olarak kullanılmıştır. Bu geleneksel yöntemler göreceli olarak başarılı da olmuştur. Fakat biz, yalnızca bu yöntemlerle çalgı eğitiminin yapılamayacağım düşündüğümüz ve diğer yandan da, bu yöntemlere karşı olmadığımız için; Türk Müziği çalgılanna yönelik, metoda dayalı, bilimsel alt yapısı hazırlanmış bir eğitim sistemi içerisinde, meşk ve ustadan çırağa aktarma yöntemlerinin dikkatli ve belirli oranlarda kullanılmasından yanayız. Çünkü Türk müziği için, sadece usta-çırak ilişkisine dayanan yöntemler, Türk müziği çalgılanmn eğitiminde ve eğitim sonrası alanlarda, bazı olumsuz sonuçlara neden olmaktadır. Diğer yandan sadece teknik çalışmalara dayanan yöntemler de Türk müziği için yeterli olmayacaktır. Bu nedenle tarafımızdan, konuya hem süreç hem de sonuçlan açısından daha sistematik ve standart çözüm önerileri getirmek amacıyla 1991 yılından itibaren, dilsiz kaval öğrencileriyle birebir yapılan çalışmalann sonucunda, bu eğitim xmsürecinde kullanılabilecek bir dizi teknik ve ezgisel alıştırma/etüt dağarcığı oluşturulmuştur. Söz konusu dağarcık, diğer teknik önerilerle birlikte bu çalışmadaki araştırmamızın amacı olan `dilsiz kavalın eğitim sorunlarının` çözülmesi konusuna, farklı bir bakış açısı getirmek amacıyla kullanılmaktadır. Bu doğrultuda, çalışmanın ana kısımlarında, önce dilsiz kaval eğitiminde rastlanan ve sistem eksikliğinden kaynaklanan problemleri irdelemek, daha sonra da bunlara göreceli olarak çözüm getirmek için model olarak tasarlanmış ve bu güne kadar uygulanmış olan bu alıştırma ve etüdlerin, dilsiz kaval eğitiminde nasıl bir mantık içerisinde kullanıldığı ve buna paralel olarak ortaya çıkan teknik öneriler paketi anlatılmaya çalışılmıştır. Çalışmanın genelinde ise, hedef konuyu desteklemek amacıyla, kavalın tarihi ve gelişimi ile coğrafi yaygınlığı ile ilgili bilgilere yer verilmiştir. Bu doğrultuda, kavalın kelime anlamından yola çıkılarak, bölümler halinde; yapısal bakımdan hangi tür çalgıları kapsadığı, bazı kaval çeşitlerinin tarihçesi, coğrafi bakımdan yaygınlığı ve bu yaygınlık içerisindeki çeşitleri incelenmiştir. Bunun yanısıra kaval tür ve çeşitleri yapısal bakımdan sımflandırılmıştır. Sınıflandırmaya ek olarak, kaval ailesi içerisinde kabul ettiğimiz tüm çalgıların teknik özellikleri de bilinen verilere göre aktarılmıştır. Daha sonra dilsiz kavalın tanımı yapılarak, teknik özellikleri ayrıntılarıyla incelenmiştir. Konumuzun esas amacım oluşturan `dilsiz kaval eğitiminde karşılaşılan problemler ve çözüm yollarTnı da ayrıntılarıyla inceledikten sonra, bu çalışmada önerilen etütlerin teknik tanımlan ve amaçları, örnekler üzerinde açıklanmıştır. Bu anlamda aşağıdaki sonuçlara ulaşılmıştır: 1) Kaval kelimesi Türkçe kökenlidir ve üflemeli çalgı ismi olarak, yalnızca Türkiye ve Balkan ülkelerinde kullanılmaktadır. 2) Kaval kelimesi bir çok farklı tipteki kamışsız üflemelilerden, dilli veya dilsiz tüm üflemeli halk çalgılarını kapsamaktadır. 3) Dilli çoban kavalları (kromatik perde yapılı dilli kavallar) sadece Türkiye'de mevcuttur. 4) Kaval türü çalgıların ve kavalın tarihi, bilinen belgelere göre en az 4800 yıl geriye doğru gitmektedir. 5) Kaval çeşitleri bir çok kültürde birbirinden bağımsız olarak ortaya çıkmış ve yaygınlaşmıştır. Dolayısıyla bu tür çalgıların, tek başına herhangi bir kültüre maledilmesine olanak yoktur. 6) Bu tür çalgıların, her coğrafyada kolayca bulunabilen doğal maddelerden üretilebilme özellikleri, ve kolay taşınabilir olmaları, kolayca yayılmalarına ve binlerce yıldır büyük değişikliklere uğramadan yaşamalarına imkan vermiştir. 7) Herhangi bir dilsiz kaval çeşidinin gövdesi, bugünkü gelişmiş üflemeli çalgıların fiziki yapılarının temelini oluşturmaktadır. Dilsiz kavalın eğitimi ile ilgili sonuç ve önerilerimiz ise özetle şu şekilde ortaya çıkmıştır: 1) Eğitim ve icra alanına katkı sağlanabilmesi için dilsiz kavalın, bilimsel hesaplara dayalı, standart üretiminin yapılması gereklidir. 2) Çalgı yapımının standardizasyonunda, dilsiz kaval ve benzeri çalgıların üretimi aşamasında, yapılacak çalışmanın sağlıklı sonuçlara ulaşabilmesi xıviçin, çalgıdan ses elde edilmesi kişisel tekniklerle değil, belirli ve standart tekniklerle yapılmalıdır. 3) Bu doğrultuda, dilsiz kavalda mutlaka doğru bir tutuş ve üfleme standardı sağlamak gereklidir. 4) Dilsiz kaval eğitiminde, mutlaka hem 1. hem de 2. perde sistemlerine yer verilmelidir. Ve eğitimde, 1. perde sisteminin öncelikli olması gereklidir. 5) Bu çalışma dahilinde verilen alıştırma ve etütler, dilsiz kavalın Türk Halk Müziği kapsamında ve belirlediğimiz çerçevede öğretimi için oluşturulmuş bir model metodun ana yapışım oluşturmaktadır. Bunların, dilsiz kaval eğitimi için burada ortaya koyduğumuz tüm teknik önerilerle birlikte sistematik olarak uygulanması, eğitim süreci sonunda doğru sonuçlar verecektir. Çalışmamızda bahsedilen, `Türk müziği çalgılarının eğitiminde, usta-çırak ilişkisi yöntemi yani 'meşk' yönteminin tek basma yeterli olamayacağı` fikrine yönelik verilen son öneri ise şudur: Dilsiz kaval eğitiminde temel olarak, burada belirlenen prensipler uygulanmalı ve fakat mutlaka meşk yöntemiyle de, yapılan teknik çalışmalar desteklenerek, söz konusu teknik birikime, müzikalite zenginliği eklenmelidir. Türk müziğinin matematiksel çerçevesi dışındaki en önemli özellikleri, ancak bu sayede daha iyi anlatılabilir ve anlaşılabilir. XV THE KAVAL AND IT'S TECHNICAL DEVELOPMENT AS A PERFORMANCE INSTRUMENT SUMMARY Not until the beginning of 20th century there has by no means the surveys conducted on the folk music and folk musical instruments in Turkey. It has, however, revealed that what is called as Turkish music featured the abundance of the repertoire and the type of instruments. This has been among the outcomes of the surveys that first appeared on 1924 and after. Once again in the second half of 20th century, the musical performances have been initiated by the relevant public administrations by where the musical instruments considered as integral part of the folk science have been incorporated, followed by introduction of training programs on Turkish folk music for the professional purposes. It has, however, been possible to combine the works on Turkish music under the exclusive academic framework by the establishment of State Conservatoire on Turkish Music in 1976. Notwithstanding the incomplete infrastructure established so far to provide sound training conducted on the contents of the Turkish Music and Turkish music instruments, the Conservatoire marked formal training initiative on Turkish music and instrument by enrollments of the students. Training program on the tongue-less kaval was first initiated in Department of Instrument, State Conservatoire on Turkish Music in 1980. Following that event, the first graduates of the students of the tongue-less kaval from Department on Instruments dates back to 1991. During such initialization process, training methods adopted in the Conservatoire on the instruments included `mutual training` and `inspiration of pupil from master`, in addition to the supplementary courses. Such conventional methods are said to be successful only to a certain degree. On that other hand, we consider that these methods are not suitable for training on the musical instruments. They are not objectionable as a whole, xvihowever, we opt for such methods of `mutual training` and `inspiration of pupil from master` should be regarded as complementary to the training on Turkish musical instruments, performed on the specific training method established on scientific basis. This is mainly because training solely based on pupil-master relations may give rise to undesirable outcomes in the training of Turkish musical instruments at later periods. In regard to providing more systematic and standard solution with respect to both the process and the outcomes obtained, series of technical and melodic exercises/etudes repertoire that might be incorporated in training process, upon works performed together with the students of the tongue-less kaval by face to face interviews. The attempt has been made for such repertoire to be presented in different perspective in combination with the technical recommendation for the purpose of providing solutions to `training problems of the tongue-less kaval` as the subject matter. It is infect aimed in this study to scrutinize the problems attributable to the lack of training system that is predominant in training of the tongue-less kaval, and than to provide the relative solutions to such problems. A model is introduced for such solutions, which incorporates such exercises and etudes that have been designed and implemented so far. Such solutions are introduced with a genuine logic that might be suitable for training of the tongue-less kaval, including technical recommendation package, which has come forward along with such study. In addition, the information is provided on the background, development and the geographical presence of the kaval in order to supplement the subject matter. To this and, the definition of the word `the kaval` is provided and the analysis are provided for the classification of the family of the musical instruments into which the kaval belongs. The history of the types of the kaval, the geographical distribution and the diverse types as evolved in its geographical distributions are presented. The classification of the kaval is also provided for the kaval in terms of the kind and structural properties. In addition to such classifications, the most prevalent technical features of all musical instruments included in the kaval family are introduced. That follows the definition of the tongue-less kaval, with all its technical details. xviiFollowing the analysis on the subject of the study, i.e., `the problems and solutions of the tongue-less kaval training, the technical definitions of the etudes recommended upon the study are introduced in combination with the relevant examples. Following are excerpts of the outcomes achieved upon study: The kaval is a Turkish originated term. It is used solely in Turkey and Balkan countries as a name of a wind musical instrument. The term the kaval is used to cover all different folk wind musical instruments with and without a reed. The shepherd kavals with a tongue (the kavals with a tongue with chromatic fingering system) are exclusive to Turkey. According to the documents available, the kaval family musical instruments date back at least 4800 years. The varieties of kaval have emerged and widespread in different cultures independently from each other. It is, therefore, unlikely to assign the emergence of such types of musical instruments to a specific culture. Such musical instruments can be produced readily by natural materials and handled quite conveniently and therefore, they readily disseminated and existed without radical changes throughout the generations. The body of any type of the tongue-less kaval is in fact the basic physical forms of the most of the contemporary elaborated wind instruments. The conclusion and the recommendation we have derived upon this study on training of the tongue-less kaval can be summarized as follows: Training of the tongue-less kaval needs to be based on the scientific and standard methods, should an improvement be achieved in training and performance. In the course of the standardization of the musical instrument, the technique of producing sound from the musical instrument should be based on international techniques, rather than personal skills, in order to achieve the sound results in the process of the production of the musical instrument. To this end, the standard holding and blowing techniques should be introduced for the tongue-less kaval. In training of the tongue-less kaval, 1st and 2nd fingering system should absolutely be introduced. The priority should be given to 1st fingering system. The exercises and etudes provided upon the study should be regarded as a model method established in training of the tongue-less kaval under Turkish Folk Music context. In addition to all technical recommendations provided herein with respect to training xviiiof the tongue-less kaval, it is indispensable to provide such training in a systematic manner for improved performance. As it is stated in the preamble of the study, it is also vital to understand that the method based on `mutual training` and `inspiration of pupil from master` is not sufficient by themselves at all. The alternative to such training is as follows: The basis of training of the tongue-less kaval should be the principles as provided herein, in addition to mutual training method, which may contribute to the quality of the music sound in combination with scientific knowledge compiled. This is the only way to emphasize the most distinctive features of Turkish music beyond its mathematical framework. xix
Collections