Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde 12 Eylül 1980 Darbesi döneminde işkence yasağı ihlalleri
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
En genel anlamıyla, bir kimseye maddi ve manevi mahiyette eza (acı ve ıstırap) verici hareketler yapılması anlamına gelen işkence, geçmişten günümüze kadar sorgulama ve cezalandırma yöntemi olarak sıkça kullanılmıştır. Bu amaçla ortaçağda geniş bir uygulama alanı bulabilen işkence uygulaması, çağımızda pek çok uluslararası belgenin konusu haline getirilerek istisnasız yasaklanmıştır.Bu çalışmada öncelikle Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi irdelenmiş, daha sonra Sözleşme'nin işkence yasağını getiren 3. maddesi ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 94. ve 95. maddelerinde tanımlanan işkence suçu tüm unsurlarıyla ele alınmıştır. Ardından 12 Eylül 1980 Darbe Dönemi şartları incelenmiş, bu şartların neden olduğu aksaklıklar Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi çerçevesinde detaylıca değerlendirilmiştir. Son olarak işkencenin mağdurlar üzerinde bıraktığı derin izlerden bahsedilmiştir. In the widest sense, torture which means performing agonizing acts to anyone materially and morally has been widely used as a way of penalization and questioning from past to present. With this aim, torture having had a wide range of applications in medieval age has been banned without exception in our time, being the subject-matter of many international documents.In this study, elaborates the first European Convention on Human Rights, then the crime of torture defined in Article 3 of the Convention and the 5237 Turkish Penal Code Articles 94 and 95 are discussed with all its elements. After that 12 September 1980 military coup period was examined conditions, disruptions caused by these conditions has been evaluated in detail within the framework of European Convention on Human Rights. Finally the deep scars left by torture are mentioned on the victims.
Collections