Mimari tasarımların ekolojik açıdan geliştirilmesine yönelik ölçütler kılavuzu önerisi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Son yıllarda mimarlık ve sosyal bilimler alanında yapılan çalışmalar, kentsel yaşam kurgusu içinde, insanın yaşadığı çevresi ile bütünleşmesinde, ekolojik verileri gözeten tasarım anlayışlarının önemini ortaya koymaktadır.Sanayi devrimi sonrası, özellikle Modern Mimari dönemi uygulamalarıyla oluşan çevrelerde topluluk kavramının yok olması, 20. yüzyılın ikinci yarısında kentsel tasarımın yeni bir çalışma alanı olarak ortaya çıkmasında en önemli etkenlerden biridir. Bu dönemde çevre odaklı yaklaşımın yoğun olarak gündeme gelmesinin nedeni, günümüzün sürdürülemez hale gelen yaşam biçimidir. İnsanı merkez yapan ve doğayı indirgeyen tavır sonucunda, canlı-doğa, insan-çevre dengelerinin yitirilmesi gibi ciddi bir sorun ortaya çıkmıştır.Modernizm sonrasında kentlerde oluşan yeni yaşama alanlarında toplumsal ve fiziksel çevre ilişkilerini ve ekolojik çevre kavramının algılanmasını zorlaştıran birtakım etmenler söz konusudur. Bunlar kentsel dokunun dağılarak genişlemesi, işlevsel ve biçimsel çeşitlilikten yoksunluk ve dış mekânların toplumsal etkileşimi güçlendirici rollerinin gözardı edilmesidir. Bu problemler doğrultusunda çevre-insan-yapı üçlü ilişki düzeni tekrar ele alınmak durumundadır.Çevre-insan-yapı arasındaki ilişki sabit değil, sürekli ve dinamiktir. İnsani tasarım kararları tasarımın gelişmesi sürecinde belirlenir ve yapı tamamlandığında bir dengeye oturur. Ancak zaman içinde bu ilişki önceki dinamik durumuna döner. Bir açıdan, zamanın ve mekânın değişimine bağlı olarak, mimari yapı ile toplumsal verilerin sürekli etkileştiği görülmektedir.Mimarlığın en önemli görevi, bir yapının çevresi ile hacimsel, insani ve ekolojik bir birliktelik kurmasıdır. Tasarımlar toplumsal ihtiyaçlara cevap vermeli; insanlara birbirleriyle ilişki kurma olanakları sunmalı; aynı zamanda doğa dostu ve ekolojik dengeye en az zararı verecek biçimde olmalıdır.Bir mimari yapı değerlendirilirken ilk düşünülmesi gereken ölçüt çevrenin bu ilişkilerin kurulmasına yardımcı olup olmadığıdır. Bu ilişkilerin yaşanabildiği somut ve tarif edilebilir mekanlar ekolojik ve insani tasarım kavramı ile sağlanabilir.Bu tezin amacı, ekolojik veriler ışığında öne çıkan tasarım ilkelerinin mimari tasarıma nasıl yansıdığının araştırılması, ekolojik açıdan bir değerlendirme sisteminin ortaya konması ve tasarımcıya yön verebilecek bir tasarım kılavuzunun oluşturulmasıdır.Tezde, bir mimari proje yarışmasında ödül kazanan tasarımlar ?Ecotect? programında enerji etkinliği açısından değerlendirilmekte ve bu değerlendirme sonucunda, bir ekolojik tasarım matrisi oluşturulmaktadır. Matristen elde edilen veriler ışığında, mimarların, tasarımlarını her aşamada ekolojik açıdan değerlendirmelerine ve tasarımlarına yön vermelerine yardımcı olmayı hedefleyen ?Mimari Tasarımların Ekolojik Açıdan Geliştirilmesine Yönelik Ölçütler Kılavuzu? önerisi sunulmaktadır. Recent studies in architecture and social sciences have shown that design concepts that consider ecological parameters are invaluable in creating an integrated environment for man.The lessening value of the community concept after the industrial revolution especially in neighborhoods, which the Modern Architecture movement has shaped, is one of the major factors that caused urban design to emerge as a new study area. Thus, what brings the environment-centered approach to attention today is the unsustainable way of life people live. The human-centered and nature-defying attitude of man has led to the serious problem of loss of equilibriums between living things-nature and man-environment.There are certain elements that make it difficult to comprehend the relationships between social and physical environments and the concept of ecological environment in urban structures that evolved after Modernism. These are the sprawl of the urban fabric; lack of functional and formal diversity; and denial of the importance of outdoor spaces in fortifying social interaction. Therefore, the relationship between man-environment-building should be carefully revised. These relations are not stable but perpetual and dynamic relationships. Generally speaking, humane design decisions are made during the course of design and equilibrium is anticipated when the building is complete. However, the aforementioned relationship returns to it dynamic state in time; architectural structure and social data interacts with one another in time and space.The most important task of architecture is to constitute a volumetric, humane and ecological relationship with its environment. The design should answer social needs; present opportunities for human interactions; and be nature-friendly by causing as little damage as possible to the ecological equilibrium. Therefore, one of the main aspects when evaluating a building is whether it fulfills these requirements. For, only such spaces can be defined as being ecological and humane.The main goals of this study are to define design principles contingent with ecologic data; to create an objective system for evaluating the ecologic efficiency of buildings; and thus, to present a design guideline for architects.In the thesis, award-winning projects in an architectural design competition are evaluated regarding their energy efficiency; and an ecological design matrix is established. These data are thrn used to create a guideline entitled ?Criteria for Devising Architectural Designs Regarding Ecological Data?, which enables architects to evaluate their designs in terms of ecology, in every stage of the process.
Collections