İkili ilişkilerde mükemmeliyetçilik ve çatışma çözme tepkileri: Yatırım modeli çerçevesinde yapılan bir çalışma
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Bu çalışmanın temel amacı, ikili ilişkilerdeki mükemmeliyetçilik tutumlarıyla ilişki doyumu, bağlanımı, ilişkiye yapılan yatırım ve seçeneklerin niteliğini değerlendirilme arasındaki yordayıcı ilişkide, romantik bir ilişkide yaşanan çatışmalar karşısında verilen tepkilerin aracılık etkisini incelemektir. Ayrıca çalışmada, bireyin kendi çatışma çözme tepkileri ve partnerinde algıladığı tepkilerin Yatırım Modeli boyutlarını (ilişki doyumu, bağlanımı, ilişkiye yapılan yatırım ve seçeneklerin niteliğini değerlendirilme), ne derece yordadığını belirlemek amaçlanmıştır.Çalışmaya şu anda yakın ilişki yaşayan 198'i kadın (%63), 118'i (%37) erkek olan toplam 316 kişi katılmıştır. Demografik bilgi formu, İlişki İstikrarı Ölçeği, İkili İlişkilerde Olumlu Olumsuz Mükemmeliyetçilik Ölçeği ve İkili İlişkilerde Çatışma Çözme Tepkileri Ölçeği, katılımcılara uygulanmıştır. Denencelerin sınanması için yapısal eşitlik modeli analizleri, düzenleyici değişkenli regresyon analizleri ve çok değişkenli varyans analizi (MANCOVA) yapılmıştır. Öncelikle, mükemmeliyetçilik boyutlarından farklılığın, doğrudan ilişki doyumu, yatırımı, bağlanımı ve seçeneklerin niteliğini olumlu değerlendirme üzerinde etkisi olduğu belirlenmiştir. Mükemmeliyetçilik boyutlarıyla Yatırım Modeli değişkenleri arasındaki yordayıcı ilişkide bazı çatışma çözme tepkilerinin aracılık yaptığı gözlenmiştir. Konuşma ve bağlılık tepkileri farklılık ve ilişki yatırımı arasındaki ilişkiye kısmi aracılık yapmaktadır. Farklılık, bağlanımı da bağlılık tepkisi aracılığıyla kısmi olarak yordamaktadır. Bunların yanı sıra, farklılık yokmuş gibi davranma aracılığıyla seçeneklerin niteliğini değerlendirmeyi kısmi olarak yordamaktadır. Düzenin ise bağlılık tepkisi aracılığıyla ilişki yatırımını ve bağlanımı yordadığı gözlenmiştir. Ayrıca düzen konuşma tepkisi aracılığıyla ilişki yatırımını yordamaktadır. Tüm bunlara ek olarak, farklılığın artışının yapıcı ve yıkıcı çatışma tepkilerinin tümünü etkilediği, düzenin ise yapıcı tepkileri (konuşma ve bağlılık) arttırdığı gözlenmiştir.Çatışmalar karşısında verilen tepkiler üzerine yapılan incelemede, bireyin bağlılık tepkisiyle bireyin partnerinde algıladığı çıkış ve yokmuş gibi davranma tepkilerinin ilişki doyumunu anlamlı olarak yordadığı belirlenmiştir. Hem bireyin gösterdiği hem de partnerinde algıladığı yokmuş gibi davranma tepkisinin seçeneklerin niteliğini olumlu değerlendirmeyi yordadığı gözlenmiştir. İlişkiye yapılan yatırımı yordayan çatışma çözme tepkilerinin temel etkileri incelendiğinde ise, bireyin çıkış, konuşma ve bağlılık tepkilerinin anlamlı olduğu görülmekterdir. Bireyin konuşma ve bağlılık tepkileri de bağlanımı yordamaktadır. Birey tepkisi ve partnerin tepkisine ilişkin algının ortak etkileri sadece kadınların ilişki doyumu üzerinde anlamlıdır.Ayrıca, çalışmada cinsiyet ve ilişki türüne göre tüm değişkenler açısından karşılaştırmalar yapılmıştır. Buna göre, kadınlarla karşılaştırıldığında erkeklerin seçeneklerin niteliğini olumlu değerlendirme, konuşma ve bağlılık tepkisi ile partnerlerinde algıladıkları çıkış tepkisi puanlarının daha yüksek olduğu gözlenmiştir. Buna karşılık kadınlarda, ilişki yatırımı puanları erkeklerden anlamlı olarak daha yüksek bulunmuştur. İlişki türü açısından ise bir farklılık gözlenmemiştir. Bu çalışmanın bulguları, daha önce yapılmış araştırmalar çerçevesinde tartışılmıştır. The current study aims to explore the potential mediation role of the responses to dissatisfaction between dyadic perfectionism attitudes and the investment model factors (the relationship satisfaction, commitment, quality of alternatives and the invested resources in the relationship). The next purpose is to understand what extent the self and the partner's perceived responses to dissatisfaction predicts the investment model factors. Concurrently, it is aimed to identify the group differences on relationship commitment, perfectionism and responses to dissatisfaction in close relationships.A demographic information form, Relationship Stability Scale, Dyadic Almost Perfect Scale and Responses to Dissatisfaction Scale were administered to 198 female and 118 male dating individuals. Structural equation model of Lisrel, moderated regression and MANCOVA analyses were conducted to test the hypothesis of the study.Results revealed that, the discrepancy which is the maladaptive form of perfectionism, is the predictor of the relationship satisfaction, commitment, investment size and the quality of alternatives as well as the four general categories of the responses to dissatisfaction. Constructive responses play an important role in mediation. First loyalty and voice responses partially mediates between discrepancy and the investments. Secondly, loyalty partially mediates between discrepancy and the relationship commitment. Furthermore, the loyalty fully mediates between the order which is the adaptive form of perfectionism, and the relationship commitment and the investments. Also the voice fully mediates between the order and the investments. Four general categories of responses to dissatisfaction are observed according to the self and the perceived partner's reactions. The individual's loyalty and the perceived partner's exit and the neglect responses are the predictors of relationship satisfaction. Both the self and the perceived partner's neglect responses are the predictors of quality of alternatives. The self response of exit, voice and loyalty are the predictors of the investment size. And the self response of voice and loyalty are the predictors of commitment. Moderation effect of the self and partner's responses are only observed in the prediction of women's relationship satisfaction. Finally, the comparison of the groups according to sex, reveals that men reported higher alternatives and women reported higher investments. Also sex differences were observed in responses to dissatisfaction. Males are more likely to engage in voice and in loyalty than are females. The implications of the study for theory, practice, and future research were discussed.
Collections