İlköğretimde değerler eğitimi ve öğretimi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
95 5. ÖZET, SONUÇ VE ÖNERİLER 5.1. Özet İnsanın sosyal ve fiziki çevreye uyum sağlamasında kullanılan en etkili araç eğitimdir. Değişik tanımlan yapılan eğitim kavramını incelediğimizde, eğitimin `bir değiştirme süreci` olduğu düşüncesinde birleşildiği görülür. Bu değişim ise, amaçlar doğrultusunda olacak değişimdir. Bu ise, ilmi gerçekler, toplumsal ihtiyaçlar ve toplumun değer yargılarıdır. Değer kavramı, kullanım alanı geniş olan bir kavramdır. Bunun da sebebi, değer kavramının hemen bütün sahalarda kullanılmış olmasındandır. Bu sebeple araştırma, dinî ve ahlâki değerlerle sınırlandırılmıştır. İnsanın başta gelen özelliklerinden birisi değer var eden bir varlık oluşudur. İnsan, yaşadığı sürece bağlandığı değerlere göre yaşayışını sürdürmek durumundadır. Değerlerde oluşacak hızlı değişimler, insanoğlunu olumsuz yönde etkileyebilmektedir. Ülkemizde, Cumhuriyet'le birlikte politik ve sosyal devrimler yapılmış, bu da özellikle manevi değerlerde sarsıntılar olmasını doğurmuştur. Buna karşılık, bu alanda olabilecek sarsıntıları en aza indirebilmek için, bu yönde şuurlu bir değer eğitimi yapılmamıştır. İlköğretim kademesi, eğitim sisteminin temel taşıdır. İnsanın her kalıba girmeye müsait olduğu çağın, ilköğretim çağı olduğu düşünüldüğünde, bu çağdaki eğitimin insanın ileri ki yaşamını büyük oranda şekillendirdiği dikkate alındığında, bu basamaktaki değer eğitiminin önemi kendiliğinden ortaya çıkar. Bununla birlikte, ilköğretim basamağında dinî ve ahlâki değer eğitimine gereken önemin verilmeyişi, bir araştırma problemi olarak ele alınmıştır. Araştırma, literatür taramasına bağlı olarak, ilköğretim çocuklarının dinî ve ahlâki değerlere ilgi ve ihtiyaçlarının olup olmadığı, şayet bu değerlere ihtiyaç varsa, bu değerlerin eğitim-öğretiminin Cumhuriyetin kurulmasından günümüze kadar, nasıl ele alındığı ve alınmakta olduğunu ortaya koymaya çalışmıştır.96 Literatür taramasına bağlı olarak bulunan bulgularda, ilköğretime başlayan çocuğun dinî ve ahlâki değerlere ilgi ve ihtiyacının olduğu ancak, Cumhuriyetin kuruluşundan 1950'ye kadar ki dönemde, ilköğretim programlarında dinî ve ahlâki değerlere hemen hiç yer verilmediği, 1950'den 1982'ye kadar ki dönemde bu değerlere eksik, aksak ve seçmeli şekilde yer verildiği, 1982 'den günümüze kadar ki dönemde ise, dördüncü sınıftan itibaren haftada iki saat bu değerlere yer verildiği, ancak bu değerlerin eğitim-öğretimine bir kısım smıf öğretmenlerinin pek yer ve önem vermedikleri, yer ve önem verenlerin de bu derslerin gereği olan öğretim ilke ve yöntemlerini gereği kadar bilmedikleri hususları, bir arada ortaya konularak ifade edilmeye çalışılmıştır. 5.2. Sonuç Çağımız her alanda hızlı değişmelerin ve gelişmelerin kendini gösterdiği bir çağ olmuştur. Özellikle bilim ve teknolojideki gelişmeler, sosyal hayatı etkilemiş, insanları bu hızlı gelişme ve değişmeye uyum sağlamaya zorlamıştır. İnsanların değişen bu sosyal ve fiziki çevreye uyum sağlamalarında kullanılan en etkili araç ise şüphesiz eğitim olmuştur. Farklı görüşteki eğitim tanımlarını incelediğimizde eğitimcilerin, `eğitimin fertte ve toplumda bir davranış değiştirme süreci` olduğu fikrinde birleştiklerini görebiliriz. Bu değişme, istenilen doğrultuda oluşacak değişmedir. İstenilen doğrultu ise toplumun değer yargılan ve ilmi gerçekler doğrultusudur. İnsanın başta gelen özelliklerinden birisi değer var eden bir varlık oluşudur. Zaten toplumların birbirini etkilemesi de bu değerler sayesindedir. Dolayısıyla değer sarsıntısı geçiren toplum ve fertlerin sağlıklı bir gelişim göstermeleri zordur. Bu nedenle insan için gerekli olan tüm değerlerin (din, ahlâk, bilim, estetik...) insanın yapısı dikkate alınarak dengeli bir şekilde verilmesi bir zorunluluktur. Bilindiği üzere çocuk, dünyaya gelişinden itibaren oluşumunu tamamlamak üzere uzun bir gelişme süresi geçirmektedir. Onun biyolojik gelişmesiyle birlikte ruhi gelişmesi de büyük önem taşımaktadır. Bunun için97 çocuklukta şüphesiz eğitimin önemi daha da artmaktadır. Aslında gelişmenin temelini çocukluk çağı oluşturmakta, özellikle ilk çocukluk döneminin çocuğun geleceği açısından daha da önemli olduğunu söyleyebiliriz. İlk çocukluk dönemi ise, ilköğretim kademesine karşılık gelmektedir. İlköğretim, kendi başına yeterli bir öğretim olmamakla birlikte eğitim sisteminin temel taşıdır. İnsanlarımızın büyük bir kısmının bu eğitim kademesinden daha ileriye gidememesinden dolayı, bu eğitim kademesine daha çok önem verilmelidir. İlköğretim çağında dıştan gelen uyanlar ve kişisel algılarla çocuğun duygulan, düşünceleri, alışkanlıktan ve davranışlan gelişmektedir. Dolayısıyla bu dönemdeki bir çocuk çevresinin dinî ve ahlâki değerlerini bu dönemde temellendirme yoluna gidecektir. Bundan dolayı çok önemli bir dönem olan ilköğretimde, ihtiyaç olan dinî ve ahlâki değer eğitiminin sağlıklı bir şekilde verilmesi, bireylerin ve toplumun daha sağlıklı ve güçlü olmasına çok önemli katkılar sağlar. İlköğretim döneminde dıştan gelen uyanlarla, çocuğun duygulan, düşünceleri alışkanlıkları ve davranışları gelişmektedir. Dolayısıyla çocuk sosyal bir çevre içinde yaşadığından, çevresinin dinî ve ahlâki değerlerinden ayrı kalamamakta, gelecekte yaşayacağı dinî ve ahlâki değerleri bu dönemde temellendirme yoluna gitmektedir. Bu konuda gelişmiş Batı ülkelerinin tamamına yakını okul öncesinden başlayarak çocuğun gelişimine uygun bir şekilde tüm eğitim kademelerinde, dinî, ahlâki (teorik ve pratik) değer eğitimi ve öğretimi yaptıkları ifade edilmişti. Buna karşılık ülkemizde Cumhuriyetle birlikte 1950'li yıllara kadar hemen, bütün eğitim kademelerinde katı bir pozitivist anlayış hüküm sürmüş, anılan yıla kadar eğitim kademelerinde dinî ve ahlâki değer eğitimine hemen hiç yer verilmemiştir. 1950'den, 1982'ye kadar seçmeli, kesintili ve eksik şekilde ilköğretim kademesinin 4. sınıfından itibaren dinî ve ahlâki değer eğitimi yapılmıştır.98 1982 yılından günümüze kadar ilköğretim kademesinin 4. sınıfından itibaren haftada iki saat zorunlu olarak Din Kültürü ve Ahlâk Bilgisi verilmeye başlanılmış olmasına rağmen, bu derslere bir kısım sımf öğretmenlerinin yer vermediği, bir kısmının ise yeterli ilgi ve alakayı göstermediği, ilgi gösterenlerin ise bu değerlerin gereği olan öğretim ilke ve yöntemlerini yeteri kadar bilmedikleri söylenebilir. Sonuç olarak, çocuğun üç - dört yaşından itibaren dinî ve ahlâki değerlere ilgi göstermesi ve ihtiyacı olmasına rağmen Batılı gelişmiş ülkelerin bunu da dikkate alarak okul öncesi çocuklarına dahi bu konuda yeterli bir eğitim vermelerine karşın, Cumhuriyet tarihimizin bir kısmında ilköğretim kademesinde bu değerlere hiç yer verilmediği, bir kısmında ise eksik şekilde yer verildiği, günümüzde ise, gelişmiş Batı ülkelerine göre yetersiz olmakla birlikte, bu yetersiz programa dahi, gereken hassasiyetin gösterilmediğini söyleyebiliriz. Yapılması gereken çağın gereklerine, insanımızın istek ve ihtiyaçlarına göre ehil kişilerce yönetilen, verilen ve kontrol edilen, doyurucu bir dinî ve ahlâki eğitim ve öğretimin yapılmasıdır. Bu, fert ve toplum açısından olduğu kadar, devlet ve rejim açısından da faydalı, esirgeyici, geliştirici ve koruyucudur. 5.3. Öneriler `İlköğretimde dinî ve ahlâki değerlerin` eğitim ve öğretimi konusunun işlenmesi sürecinde yer yer önemli hususlara işaret edildi. Bunların yanında çok önemli görülen aşağıdaki maddeler halinde ifade edilen hususlar da araştırmanın sonucunda varılan genel prensipleri belirler. Bunlara dikkat edildiğinde, söz konusu eğitim ve öğretimin daha sağlıklı, başarılı ve faydalı olacağı düşünülmektedir. l.Dinî ve ahlâki değer eğitimi devletin desteğinde, denetim ve gözetimi altında bütün okullarımızda, dinîn esaslarına uygun bir tarzda yeterli ölçüde ve mecburi olarak - istemeyenler hariç - verilmelidir.99 2. Dinî ve ahlâki değer eğitimi ilköğretimin birinci sınıfından itibaren çocukların ruh ve beden gelişimleri de dikkate alınarak başlatılmalı, sınıflar ilerledikçe ders sayısı yetecek düzeyde olmalıdır. 3. Dinî ve ahlâki ders kitapları hazırlanırken, öğrencilerin ve velilerin istekleri dikkate alınmalı, eğitimciler yüksek din öğretimi yapan kurumların öğretim üyeleri, tecrübeli din ve ahlâk bilgisi öğretmenleri, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın temsilcilerinin katılacağı bir çalışma grubu görevlendirilmeli, bu çalışma grubunun uzun süreli, sistemli ve dikkatli bir çalışma yapması sağlanmalıdır. 4. Dinî ve ahlâki değer eğitimini verecek öğretmenlerin, `Yarım hekim candan, Yarım imam dinden eder` düşüncesi göz önüne alınarak, bu konuda 'yeterlilik belgelerinin' olmasının yanında dinî benimsemiş ve özümsemiş kişilerden olmasına dikkat edilmelidir. 5. Öğretmen yetiştiren bütün okullarda din bilgisi ve din pedagojisi dersleri programa alınmalıdır. 6. Kur'an - ı Kerim öğretimi, isteğe bağlı olarak ve seçmeli dersler arasında olmalı, ayrıca tatil aylarından da istifade edilerek okullarda, isteyen öğrencilere Kur'an öğretimi yapılmalıdır. 7. Diyanet İşleri Başkanlığı yayınları olmak üzere, başkanlığın ve Talim-Terbiye Kurulunun uygun göreceği dinî ve ahlâki kitaplar ihtiyaç ölçüsünde sınıf ve okul kitaplığına konulmalıdır. 8. Din bilgisi derslerine uygulama imkanı verebilmek için, okullarda namaz kılma odaları bulunmalı, en güzel bir şekilde donatılmalı, ayrıca okullara yakın cami ve mescitlerden de bu amaçla faydalanma imkanları araştırılmalıdır. 9. İlköğretimde verilecek dinî ve ahlâki değerler yeterli bir müfredatla, yeterli öğretim elemanlarınca verilmeli ki, çocuklar ve gençler okul dışı dinî ve ahlâki bir eğitime, akıl, ilim ve pedagoji dışı bir öğretime terk edilmesin. 100 SUMMARY Education is the most effective way of human beings for ecorrting to social and physical environment. When we examine the education concept which is made different definitions it is seen that they agree in the thought of education is chancing process. This chancing is a change for purposes direction. These are scientific truths, social needs and the sociaty's values. Value concept is a concept that using field is extensive. And its reason, the value concept is used in almost all the fields. Because of this reason, research has been limited with the religious and moral values. One of the human beings most characteristics is that he has got a value. As long as a human being live, he has to go on living according to his values that he has been tied to. The fast changements at values can effect the mandkind in a negative way. In our country with the republic there has been polytical and social revulations, and this caused schools especially on moral values. Primary education part is the bace of the education system. When it is thought that the primary period is a conveied term for the people's getting in the every pattern, it's considered that the education in this term determines the people's future lives in a great rate. Together with this hasn't been given the essential importance for the education of religious and moral values has been taught as an examination problem. Research connected with the literature hatching, studies to get out if or not the primary school children have interests and needs for the religiow and moral values, if they need these values how these values, education and tecahing have been taught and have been thingking from astab hshment of the republic to these days. In the diagnosises connected with the literature pattern it has been tried to state thought together that a child who begins the primary school have interests and needs, but almost to religious and moral values in primary school schedules in the term from the astablishment of the republic to 1950, it was given an incomplete,101 deformed ant optional place to these values, in this term from 1950 to 1982 to nowadays. It was given a place only two hours in a week after fourth class for those values, but some primary school teachers have not given the essential importance in the education importance in the education and tecahing of these values, ant those who have given the essential importance haven't known the principles and methods of the education satisfactorily as the essence of these lessons.
Collections