Menisküs yırtıklarının MRG ile değerlendirilmesinde fleksiyon çekimlerinin tanıya katkısı
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Amaç: Meniskal lezyonlara ait klinik bulgular sıklıkla diz fleksiyonda iken ortaya çıkmaktadır. Bu düşünceden hareketle fleksiyon pozisyonunda yapılan diz MRG'nin menisküs lezyonlarının evresi, yırtık varlığı ve meniskokapsüler seperasyonu (MKS) saptamadaki etkinliği araştırıldı.Gereç ve Yöntem: Çalışmamızda 50 olguda nötral pozisyondaki rutin diz MRG sekanslarına ilave olarak fleksiyon pozisyonunda, sagital eksende TSE Pd/T2 ağırlıklı sekans elde edilidi.Dizi fleksiyona getirmek için non-ferromanyetik aparat kullanıldı. Ek sekansa bağlı tetkik süresi yaklaşık 5 dakika uzamış olup toplam inceleme zamanı 20-25 dakika arasında idi. Nötral pozisyon çekimlerinde (NPÇ) izlenen yırtık şüphesi, yırtık veya MKS fleksiyon pozisyon çekimlerinde de (FPÇ) değerlendirilerek ek tanısal bulgu araştırıldı. İlk aşamada meniskal lezyon evrelemesi ve meniskal yırtığı saptamada NPÇ ile FPÇ bulguları karşılaştırıldı. İkinci aşamada MKS'nin değerlendirilmesinde FPÇ'nin katkısı araştırıldı. İstatistiki değerlendirmede Chi-square ve medikal tanı testleri kullanıldı.Bulgular: Çalışmamızda NPÇ ile 44 olguda, FPÇ ile 49 olguda, artroskopi ile 50 olguda meniskal yırtık saptandı. 50 olgunun 43'ünde (%86) NPÇ ile FPÇ bulguları paralellik gösterirken, 7 olguda (%14) FPÇ ile daha ileri evre meniskal lezyon saptandı. 7 olgunun 5'inde (%10) sadece FPÇ ile yırtık saptanabilirken, 2 olguda (%4) FPÇ ile meniskal yırtık evresinde artış izlendi. Meniskal lezyon evrelemesinde NPÇ ile FPÇ arasında istatistiksel olarak (Chi-square) anlamlı bir fark bulunmadı (p>0.05). Meniskal yırtık tanısında ise artroskopi baz olarak alındığında FPÇ ve NPÇ'nin duyarlılıkları sırasıyla %98-%88, doğruluk oranları sırasıyla %98-%88 olarak bulundu. MRG'de NPÇ ile 34 olguda (%68), FPÇ ile 35 olguda (%70) eklem yüzeyine uzanan sinyal artışı nedeniyle meniskal yırtık tanısı konuldu. 14 olguda ise sadece MKS nedeniyle meniskal yırtık tanısı konulmuş olup MKS, bu olgulardan 4'ünde (4/14=%28,6) sadece FPÇ'de izlenebilmekteydi. Eklem yüzeyine uzanan sinyal artışına bağlı yırtıklarda NPÇ ile FPÇ arasında istatistiksel olarak anlamlı fark bulunmazken, MKS'ye bağlı yırtıklarda FPÇ'nin katkı sağladığı (%28,6) görüldü.Sonuç: FPÇ kapalı sistem MRG cihazlarında uygulanabilen, hasta konforunu bozmayan ve fazla zaman kaybına yol açmayan bir yöntemdir. Bu yöntemle yüksek kontrast rezolüsyonlu görüntülerle ek tanısal bilgiler elde edilebilmektedir. FPÇ, meniskal yırtık şüphesi ve de özellikle MKS olgularında NPÇ'ye göre üstün bir yöntem olarak görülmektedir. Çalışmanın daha geniş hasta grubu ile yapılması sonuçların güvenirliğini arttıracaktır. Objective: Clinical findings concerning meniscal lesions frequently show up in flexion of the knee. Thus, the efficiency of MRI of the flexed knee was studied concerning meniscal lesion staging, existence of tears and meniscocapsular separation (MCS).Material and method: In our study with 50 cases, sagittal TSE Pd/T2W sequences were acquired in flexion in addition to routine MRI sequences in neutral position. A non-ferromagnetic device was used to bring the knee to flexion. Total examination time was between 20 and 25 minutes including the additional sequence which lengthened the course by 5 minutes. Suspected or apparent tears and MCSs observed on neutral position acquisitions (NPA) were also evaluated with knee in flexion acquisitions (KFA) in order to evaluate additional diagnostic findings. Initially, NPA and KFA findings were compared concerning meniscal lesion grading and meniscal tear determination. Secondly, the contribution of KFA was studied on evaluation of MCSs. Statsitical evaluation was performed using Chi-square and medical diagnostic tests.Findings: In our study, meniscal tears were diagnosed in 44 cases using NPA, 49 cases using KFA and in 50 cases by arthroscopy. While NPA and KFA findings were similar in 43 of 50 cases (86%), 7 cases (14%) were diagnosed with higher grade of meniscal lesions using KFA.In 5 of 7 cases (10%) only KFA showed a tear and in 2 cases (4%), an increase in the grade of the tear was observed. There was no statistically significant (Chi-square) difference between NPA and KFA concerning meniscal lesion grading (p>0.05). A meniscal tear was diagnosed on MRI in 34 cases (68%) using NPA and in 35 cases (70%) using KFA by determining an increased signal extending to the joint surface. A meniscal tear was diagnosed in 14 cases only owing to the presence of MCS while in 4 (4/14 = 28,6%) of these cases it was solely apparent in KFA. There was no statistically significant difference between NPA and KFA concerning tears due to signal increase extending to the joint surface. On the other hand, KFA contributed in tears due to MCSs (28,6%). Sensitivity of KFA and NPA in relation with arthroscopy was 98-88% respectively, while the accuracy was also 98-88% respectively.Conclusion: KFA is an applicable method in closed system MR devices, does not disrupt patient comfort and is not time consuming. Using this method, additional information can be acquired with high contrast resolution images. KFA seems to be a superior method to NPA in patients with suspected meniscal tears and particularly in cases of MCS. Further studies with extended number of patients will increase the reliability of the results.
Collections