1982 Anayasası`nda vesayetin yapısı ve oluşumu
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Türk toplumu tarihsel yapısı itibari ile devlet-ebed-müddet inancının yerleşik olduğu bir toplumdur. Bu inancın somut organı ise özellikle Osmanlı İmparatorluğu ile çeşitli biçimlerde devlet mekanizmasını elinde tutmuş olan bürokrasidir. İslam sonrası dönemde neredeyse bütün Türk devletlerinin `gaza` şuurundaki askerlerin eliyle kurulmuş olması köklü bir askeri bürokrasi geleneği yaratmıştır. Osmanlının son döneminde gerçekleştirilmeye çalışılan modernleşme çabaları da yine aynı bürokrasinin eli ile olmuştur. Devlet içindeki bu geleneksel tarihi rol kaçınılmaz bir şekilde askeri bürokrasiye üstün bir konum sağlamıştır. Bu konum Cumhuriyet Dönemi'nde de bir gelenek olarak varlığını sürdürmüştür.Demokrat Parti'nin iktidara gelmesi ile bürokrasinin merkezi konumu sarsılırken taşrayı temsil eden farklı bir siyasi irade devletin merkezi güç sistemi içerisinde bürokrasinin üzerinde konumlanmış ve bu da yüzyıllardır süren dengelerin değişmesine yol açmıştır. Buradan zuhur eden rahatsızlıklara, Demokrat Parti'nin politik hataları da eklenince 1960'ta askeri müdahale gerçekleşmiştir. Bu müdahale ile taşra güçlerinin konumu zayıflatılmış, merkezi güçlerin sistem içerisindeki tarihten beri var olan zımni konumu anayasal olarak aleni hale getirilmiş, birçok kurum yaratılarak bürokrasinin devlet mekanizması içindeki ayrıcalıklı konumu açık bir şekilde deklare edilmiştir. 1982 Anayasası da bu konumu daha da pekiştirme çabası içerisinde olmuştur. 2000'li yıllarda ise dünyadaki ulus devlet sistemine ilişkin sorgulamaların da etkisiyle bürokratik vesayet konusu tartışmaya açılmıştır. Türkiye'nin son on yılı bu tartışmaların yoğun bir şekilde yapıldığı ve çeşitli reformlarla özellikle askeri bürokrasinin şahsında cisimleşmiş olan bürokratik vesayetin konumunun geriletildiği bir dönem olarak karşımıza çıkmaktadır.Bu çalışmada sivil siyasetin üzerindeki vesayet kavramı ele alınmıştır. Vesayetin kökleri, niteliği, kurumsal yapısı, hukuksal statüsü incelenmiş ve son yıllardaki reformlar kapsamında vesayetin geldiği nokta incelenmiştir. Traditionally Turkish society has a belief of everlasting state. Tangible reflection of this faith is the bureaucracy system that held power in Ottoman Empire in different forms. In post Islam era almost all Turkish states were established by the military bureaucracy which has the religious war mentality. The efforts of the modernization during the last periods of the Ottoman Empire were due to the efforts of this bureaucracy. The traditional historical role inside the government inevitably gave an upper hand position to this bureaucracy. This superior position passed on and continued in the new Republican Period which indeed inherited culture and entities from the Ottoman era.Once Democrat Party took power the bureaucracy's central position was challenged and political outskirts became the upper hand over the bureaucracy which shook the centuries long status quo. The irritations derived from this new structure, coupled with Democrat Party's political mistakes and gave excuse to the military to take over the governance in 1960. With this take over, political outskirts influence is downplayed and status quos historical de facto power was legitimized in the new constitution by declaring privileged position of the bureaucracy and creating several independent entities overseeing state mechanism. The 1982 Constitution also tried to do similar arrangements about this privilege and further strengthened. Since 2000's with the political winds around the world questioning the status of nation states, bureaucratic custody has been criticized. We experienced intense reforms, and arguments weakening the bureaucratic custody especially shaped on the military in the last decade in Turkey. In this study, custody over civil politics is analyzed. Roots, attributes, structures, judicial status of the custody are investigated and its current position under the reforms in recent years is examined.
Collections