Metilprednizolon ve düşük seviyeli lazer terapisinin gömülü alt yirmi yaş dişi cerrahisine bağlı gelişen ağrı, ödem ve trismus üzerine etkinliğinin karşılaştırmalı olarak değerlendirilmesi
- Global styles
- Apa
- Bibtex
- Chicago Fullnote
- Help
Abstract
Gömülü yirmi yaş dişlerinin cerrahi çekimi oral cerrahide en sık gerçekleştirilen işlemlerden biridir. Postoperatif dönemde hastalar genellikle inflamutuar cevaba bağlı gelişen ağrı, ödem ve trismustan yakınırlar. İnflamatuar komplikasyonları kontrol altına almak için kortikosteroidler, NSAİİ, antihistaminik ajanlar ve DSLT gibi çeşitli tedavi yöntemleri kullanılır. Yaşları 18-40 arasında değişen ve bilateral gömülü alt yirmi yaş dişleri bulunan 30 hasta çalışmaya dahil edilmiştir. Gömülü yirmi yaş dişlerinin cerrahi çekiminden sonra bir tarafa 0,3 W çıkış gücüne ve 6 J/cm2 enerji yoğunluğuna sahip DSLT 60 sn boyunca ekstraoral olarak masseter kasının insersiyosuna uygulanmıştır. DSLT postoperatif 1. ve 2. günlerde tekrarlanmıştır. Diğer taraftaki dişin çekimi 3 hafta sonra gerçekleştirilmiş ve sonrasında 40 mg/2 ml metilprednizolon intrabukkal yaklaşımla masseter kası içerisine enjekte edilmiştir. Optimal terapötik dozun idamesi için postoperatif 1. gün 20 mg/1 ml metilprednizolon enjeksiyonu tekrarlanmıştır. Ağrı, ödem ve trismus değerlendirmeleri postopreatif 1., 2. ve 7. günlerde gerçekleştirilmiştir. Bu tez çalışmasında DSLT ve metilprednizolon grupları arasında ağrı, ödem ve trismus değerleri açısından istatistiksel olarak anlamlı fark gözlenmemiştir. Çalışmanın limitleri dahilinde DSLT; metilprednizolonla benzer etkiler göstermesi sebebiyle gömülü yirmi yaş dişi cerrahisi sonrası inflamatuar komplikasyonların kontrol altına alınmasında faydalı bir yöntem olarak değerlendirilmiştir. Surgical removal of impacted third molars is the most common procedure in oral surgery. During postoperative period; patients usually suffer from pain, edema and trismus that occur as a result of inflammatory response. Different treatment modalities such as NSAIDs, cocticosteroids, antihistaminic agents and LLLT are used to control inflammatory complications after third molar surgery. Thirty healthy patients between the ages of 18-40 and having bilaterally impacted lower third molars were included to the study. After the surgical extraction of one side (right or left); LLLT was applied extraorally to the insertion of masseter muscle for 60 seconds with output power of 0.3 W and 6 J/cm2 energy density. LLLT was repeated on postoperative 1st and 2nd day. 3 weeks later the other side was extracted and then 40 mg/2 ml methylprednisolone was injected into the masseter muscle with intrabuccal approach. On the 1st postoperative day 20 mg/1 ml methylprednisolone injection was performed to maintain optimal therapeutic dose. Pain, edema and trismus assesments were done on postoperative 1st, 2nd and 7th day. In this study there was no statistically significant difference in pain, edema and trismus between LLLT and methylprednisolone groups. Under the limitations of this study we concluded that LLLT could be a useful method for controlling inflammatory complications after third molar surgery as it exhibited similar clinical efficiacy with methylprednisolone.
Collections